Gerçekler bizim düşüncelerimize aykırı olabilir. Ama bu durum gerçekleri değiştirmez. Örnek bir problemi ele alalım; Türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu Türk halkımıdır, Türkiye halkımıdır?

Aziz dostum Ali Rıza Bayzan,  Çay  Haber’deki son yazısına bu cümlelerle başlamıştı… Sevgili dostumun yazısını okudunuz yada okumadınızsa okuyun diyeceğim…O, geyik olsun diye Adem ve Havva ile devam etmiş yazısına! Bugün Adem’in çocukları çeşitli kıtalarda değişik renk ve hayat anlayışlarıyla hayat sürmekteler! Yazısını kendi gerekçeleri etrafında şekillendirerek “Türkiye Cumhuriyeti’ni “ kuran iradenin “Türkiye Halkı “ olduğunu ifade etmiştir!.. 

Osmanlının bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade nedir? Bu soruya cevabımızı verelim sonrada nedenini ve niçin ini izaha çalışalım dilimizin döndüğü kadar…

Çok fazla tarihi geriye götürmeden… Anadolu Selçuklu Devletinin bakiyesi olan Osmanlı Devletini ve onunda bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran iradenin adı hiç şüphe yok ki ;  Türk milletinin iradesidir…

Önce bir tespit yapayım. Bu ülkede yaşayan insanlar kendilerini ne hissediyorlarsa öyledirler. Bu tespitim benim düşüncelerimi daha sağlıklı ifade etmemi de kolaylaştıran önemli bir özgüven vesikasıdır! 

İşimiz çok zor! Bugün bu ülkede yaşayan Türk’e, tarihinin, kültürünün, dilinin , kısaca medeniyetinin ne kadar büyük olduğunu inandırmamız gerekir öncelikle… 

Bana sorabilirsiniz ya da eleştirebilirsiniz. Siz Türk Milliyetçiliği yapıyorsunuz, bu ülkede Kürt var öteki var beriki var! Onlarında milliyetçilik yapmalarına nasıl bakıyorsunuz diye? Ben şahsen, Doğu ve Güneydoğu da yaşayan insanlarımızı bu milletin bir ferdi olarak telakki etmişim. Hepimizin dilinde, bin yıllık kardeşliğimiz pelesenk olmuş değil mi? Bu nasıl kardeşliktir Allah aşkına. Emperyalist oyunlara kapılarak büyük bir tarihi birlikteliği inkar ederek “Kürt ulusu” “özerk Kürdistan” daha ileri giderek “Kürdistan Devleti” kurma hayalleri de ne oluyor!

Bizim milliyetçiliğimizin esasları kısaca şöyledir;  Milletimizin ,   sosyal,kültürel,ekonomik ve politik açıdan güçlenmesini sağlamak,devletimizi de güçlü kılmak için, bütün tezleri ve antitezleri tanıyarak, geçmişin büyük  tecrübesiyle bugününü yorumlayarak geleceğe umutla bakabilmek…

Ya bugün “siyasi Kürtçülük” yapanlara ne demeli? Tamamen Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalama ve Türk Milletini bölmeye yönelik olan bu hareket gözümüzün önünde sahneye konulmamış mı?

 Konu biraz dağıldı farkındayım. Belki sevgili dostumun beni hayrete düşüren “ Türklük dayatması nedir peki? Diye sorduğu ve devamında verdiği “radikal milliyetçi” örneklemeler, benim biraz daha kalın hatlarla meseleye yaklaşmamı gerektirdi… Bu ülkede “radikal milliyetçiler” daha açık yazalım, “kafatasçılar” bizim köyün nüfusu kadar ya vardır ya da yoktur! Bunu en iyi bilecek olanlardan birisi de Ali Rıza kardeşimdir.

Ama buna karşılık son yıllarda ,  demokrasi,özgürlük kavramları etrafında söz söyleyenlerin duyarsızlıkları, ülkemizde ki Kürt nüfusunun  “radikalizm” batağına doğru sürüklediği su götürmez bir gerçektir… 

Bizim düşüncelerimizin kaynağı, derini ve bir o kadarda zengin kaynaklara dayanmaktadır! Yunus Emre’mizin dediği gibi;

Elif okuduk ötürü

Pazar eyledik götürü

Yaratılanı hoş gördük

Yaratandan ötürü... 

Tarih boyunca, Türk milletinin iradesiyle kurulan Türk Devletleri, beraber yaşadıkları hiçbir millete zulüm yapmamış bilakis onlara hoş görüyle muamele yaparak devlette en önemli görevleri vererek yüceltmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletinin iradesi de aynı yönde tecelli etmiştir. Ama hainlik yapanlar,ister Türk ister başka ırktan olsun elbette devletten hak ettiği cevabı almıştır ,almalıdırlar da….Devleti idare edenler yanlış yapmamış mıdır? Elbette yanlışlarımız olmuştur ama bu bizim yazımızın konusu değildir. 

Türk Milleti tarihin ilk döneminden itibaren sayısız devlet kurmuş. Dünya tarihinde devlet kuran millet olarak bilinen Türkler, bana göre hoşgörüsünü fazla abartmasından dolayı ,kurdukları devletlerinin yıkılışına şahit olmuşlardır! Osmanlı Türk devleti de,aynı hataya düşmüş ve 600 kusur yıllık koca imparatorluk, içinde barındırdığı,beslediği milletler tarafından arkasından vurularak kaçınılmaz sonu yaşamıştır…İşte Osmanlı Devletinin yıkılışı ve yeni devletimizin kuruluşu da milli hassasiyetleri ve bağımsızlık ülküsü olan “egemenlik ortak kabul etmez” diyen Mustafa Kemal’in önderliğinde gerçekleşmiştir…Bu devletin kuruluşuna kimler karşı çıkmış biz biliyoruz…!

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun fikir mimarlarından, sözde İslamcı geçinenler ve liberal-kapitalist düşüncenin insanları tarafından kafatasçı olarak yaftalanan Ziya Gökalp “Türkiye’nin bir ili var. Başka bir dili var, diyenin ,  başka bir emeli var” diyerek bugünleri o günden sanki görmüş gibiydi! 

Büyük Türk Milliyetçisi, İstiklal şairimiz Mehmet Akif ise;

Tefrika girmezse bir millete düşman giremez,

 Toplu vurursa yürekler onu top sindiremez!...” diyerek ,milletimizi ayrımcılığa tutanlara güzel bir cevap veriyordu… 

Bu yazımız elbette belgeler ışığında kaleme alınmamış! Zira belgelerimiz ortadadır. sizlerin  vicdanlara  seslenmek istedim sadece…”Küresel Vaftiz” isimli, alt başlığın da “misyoner örgütlerin Kürt ve Alevi operasyonu” kitabinin yazarı sevgili dostum Ali Rıza Bayzan, Türkiye cumhuriyetinin kurucusu Türkiye Halkıdır diyerek beni gerçekten şaşırtmıştır! Yarın öbür gün birisi çıkar da “ Türkiye de ayrılıkçı fikirler “ kitabı yazar ve dostumun bu yazısını da referans gösterirse gerçekten üzüntüm katlanır! 

Görüşmek üzere, Allaha emanet olun…