Lebid Bin Rebia İslam öncesi ve sonrası en ünlü Arap şairi.

Şiirleri Kâbe'nin duvarına altın harflerle asılmış bir şair.

"Muallaka" şairlerinden yani.

Söz üstadı Lebid, ayetlerin belagatı, gerçeğin sarsıcılığı ve insan ruhunu yakalayışı karşısında kendisine yakışanı yapıyor ve teslim oluyor.

Şunu yazıyor sonunda.

"İyi biliniz ki, Allah'tan başka her şey batıldır, her nimet de şüphesiz zevale mahkûmdur"

Hele Hicr Suresi 94. ayeti duyunca hayranlığını ifade etmekte aciz kalıyor.

"Sen, emrolunduğun şeyi açıkça bildir ve müşriklere aldırış etme."

Fasdağ' bi mâ tu'meru ve a'rıd….

İşte yazımızın başlığının kısa hikâyesi budur.

Türkiyem bir tanecik vatanım! Tarihin en güzel hikâyesidir.

İman, çocuk, çiçek, tarih, yağmur kokan sahifelerin hayat bulduğu ülkem.

Büyük badireler gelir bulur seni.

Bu topraklarda sadakat, aşk, yaşamak, ölmek, ihanet, umut, hayal kırıklığı kısaca insanlık adına ne varsa hepsi bir o kadar gerçektir.

Ama şairin dediği gibi bu gerçeklerde batıldır ve zeval bulacaktır.

Ve kalacak olan hakikat konusundaki cehdimiz ve mücadelemiz olacaktır.

Gerçeği söyleme ve O'na karşı duruşumuz zeval olmayacaktır.

'Çanakkale Geçilmez'dir gerçek.

Sütçü İmam'dır, Erzurumlu Fatma'dır, Şerife Bacı'dır, Ömer Halisdemir'dir gerçek.

Haci Bektaş'tır, Şeyh Şaban-i Veli'dir gerçek.

Kurtuluş Savaşı'dır gerçeğimiz 15 Temmuz direnişi.

Milli ruhtur bizi yürüten.

Anadolu'nun mana mayası bizi var kılan ve sürdürecek olan.

Bırakın bu "Demokrasinin Zaferi" teranelerini.

Demokrasi bir birine güvenmezlerin rejimidir.

Emperyalizmin, küresel sömürünün kontrol mekanizmasından başka ne işe yaramıştır.

Birbirini boğazlayan Batı'nın yani.

Küresel şeytanlar iki yüz sene yaşasın diye düzenlenmek isteniyor dünya.

Ve gencecik toprağa düşsünler diye evlatlarımız.

Her on yılda bir bizi birbirimize milleti devlete düşüren bir sistemden başka ne olmuştur.

Teatral bir pişmanlıktan bıkmıştır bu millet.

Gerçek milletin birlikte kederde ve sevinçte yaşadığı birlikteliktir. Birbirini anlaması birbirinden hoşnut olmayı becermesi ve bin yıldır bunu sürdürebilmesidir.

Beş parçaya bölünmüş siyasi yapımız referandumla birlikte iki ana gruba dönüşecektir.

Ve ilerisi için bu iki yapının; gerçeklerimizden oluşan; bir yeniden dirilişle Anadolu'nun mana ruhunu yansıtması çalışmalarına başlamak gerek.

"Manada birlik, ehliyet ve liyakatte rekabet " geleceğin yol haritasını verecektir bize.

"Birbirimizi sevmektir" gerçeğimiz.

Ve ısrar etmek bunda. En büyük savaşımızda bu.

Aksi halde herkes telef olur.