“Hakim Efendi bunun bedeli yıllar önce ödendi” 

1900’lu yılların başı… Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesindeki son demlerini yaşıyor… Anlatacağım olay Batı Karadeniz’in  en ucunda bulunan güzel şehrimiz Sinop’ta  geçiyor. 

Fehmi Reşit Efendi yeni görevi olan Sinop Hakimliğine atanmış ve eşi Zehra Hanımefendiyle birlikte  bu şehrimize giderek göreve başlamıştı... Hakim Reşit Efendi önüne gelen bir davaya bakmış ve davanın sonucunda Sinop’ta yaşayan bir Ermeni vatandaşımızın davasını lehine sonuçlandırmıştır. Bir arazi meselesi olan Ermeni vatandaşın yıllarca sürüncemede kalan davası, Reşit Efendi göreve başladıktan sonra sonuçlanmış ve Ermeni vatandaş davayı kazanmıştı... 

Davasını kazanan Ermeni vatandaş, uzun yıllar süren davayı  kazanmanın sevinciyle bir sepet içinde hediyeler getirerek Reşit Efendinin eşine bırakmış ve hediyeyi Hakım Efendiye vermesi için Zehra Hanıma tembihlemişti… Akşam eve gelen Reşit Efendiye eşi Zehra Hanım durumu izah edince derhal hediye getirilen sepeti olarak Ermeni vatandaşın evinin yolunu tutmuştu… 

Ermeni vatandaşa “bize bıraktığın bu hediye sepetini almam mümkün değil, ben adaletin tecelli etmesi noktasında karar verdim “ diyerek hediye sepetini Ermeni vatandaşa iade ediyor.

Ermeni vatandaş Hakım Efendinin bu sözü üzerine “yıllardır bu davam sürüncemede kalmıştı.Bir çok hakim geldi ve davamda haklı olmama rağmen bir türlü dava sonuçlanmadı.Bu hediyeyi lehime verdiğimiz karardan dolayı  değil davamı sonuçlandırmanız neticesinde size vermek istiyorum “ diye karşılık veriyor.Ama Hakim Reşit Efendi kararından vaz geçmiyor. 

Bu kararlı tavır üzerine Ermeni vatandaşın ağzından  “Allah’ım bana bu iyiliğin karşılığını vermeye nasip et” diye dua dökülüyor… 

Beş altı yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde “Ermeni tecrit olayı” yaşanmıştı... 

Hakim Fehmi Reşit Efendi eşiyle birlikte Sinop’tan memleketi olan Rize’ye yolculuk yapmak durumundaydı…

Karadeniz’in hırçın dalgaları yolcu vapurunu sürükleyerek Gürcistan’ın Batum limanına yanaşmasına ancak imkan tanımıştı…

Gemi Batum’a yanaşmış  ve gemideki yolcular perişan durumdadırlar... Her bir yolcu kalacak yer ve karınlarını doyuracak  bir şeyler aramak zorundaydı…

Reşit Efendi ve eşi Zehra Hanım, vapurdan indiklerinde onları bir kişi karşılamış, ellerindeki bavullarını alıp “sizi şu evde ağırlayacağız,orda rahatça kalabilirsiniz,yiyip içebilirsiniz” diye de durumu izah etmişti…

Aradan birkaç gün geçmişti… Karadeniz durulmuş ve Batum’a yanaşmak mecburiyetinde kalan vapur Rize’ye doğru yol almak için hazırlanmıştı…

Reşit Efendi’de kendisine evini açan kişiyi bulup ücretini ödemek ve helallik almak istiyor…

Kendisine evini açan kişiye, kaldığı süre içerisinde ne kadar borçlandığını sorunca aldığı cevap karşısında şok yaşıyor!

O kişi, Reşit Efendiye “Hakim Efendi bunun bedeli yıllar önce ödendi” diye cevap veriyor! Reşit Efendi şaşkın ve bir o kadarda mahçub oluyor tabi… 

Ermeni tecrit olayları nedeniyle Sinop’tan Gürcistan’a göç eden Ermeni  vatandaş, yıllar sonra “hediyesini’’Reşit Efendiye Allah’ın bir taktiri olarak ve yıllar önce ki duasının karşılığı olarak vermenin mutluluğu içinde, Reşit Efendiyi ve eşini yolcu ediyor… 

Bu hikayeyi bana anlatan Reşit Efendinin torunlarından Sevgili Necmettin Dedemin şöyle bir düşüncesi de var….Dedem diyor ki “eğer Reşit Efendi bu olay karşısında tam bir teslimiyet göstermemiş olsaydı kesinlikle yaşadıklarını anlatmazdı!”Ben de bu teslimiyetin fazlasıyla olduğuna inananlardanım. Çünkü, Reşit Efendinin daha sonra ki hayatı bu teslimiyetin varlığını haykıran karinelerle doludur!... 

 Dedem Necmettin Okumuş bu olayı her anlattığında içimde bir şeylerin koptuğunu  düşünürüm! Zaman zaman sizlerle Necmettin Dedemin anlattığı tarihi şahsiyetler ve onların başından geçen olayları paylaşıyorum. Ne mutlu bana ki, sağlam bir dimağı ve geçmişe olan bağlılığı olan bir Dede’ye sahibim…  Geçmişimizde bu ve bana benzer o kadar yürek burkan ve insana ümit pompalayan olaylar var ki, ben bunların unutulup gitmesine rıza gösteremeyen bir kardeşiniz olarak, Dedemin ve eski insanlarımızın anlattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum… 

Fehmi Reşit Efendi,Çayeli-Senoz-Başköy’den…Kalyoncu ailesinin bir ferdi olarak Başköy de doğdu. İstanbul’a yani Osmanlının Payitahtına giderek hukuk eğitimi almış ve Osmanlı coğrafyasının bir çok yerinde adalet dağıtmış bir büyük değer… Büyük Alim Ahmet Feyzi Okumuş Dedemin kayınpederi olan Reşit Efendi ömrünün son yıllarını doğduğu köyünde geçirmiş ve çevresine ışık olmaya devam etmiştir. Benim de Büyük Dedem olan bu değerli insanı hayırla ve minnetle yad ediyorum…. 

Tarihimizi ve tarihimizde ki değerli kişilikleri gençlerimize öğretmezsek kültür kopukluğu sürecek, yerel ve milli tarih şuur ve ruhu ağır yaralar almaya devam edecek ve maalesef bugün yaşadığımız gibi ilmi ve kültürel seviyemiz gittikçe kan kaybedecektir… 

Bu kayda geçirdiğim yazılar, inanıyorum ki yaşadığımız bölgenin kültür zenginliklerinin anahtarıdır… Geçmişimizde yaşanan olayları ve onların kahramanlarını tanıyıp anlamadıktan sonra kendimizi ve yaşadığımız çağı da anlamlandırmamız mümkün değildir diye düşünüyorum… 

Görüşmek üzere,Allah’a emanet olunuz…. 

(53 Rize dergisinin son sayısında yayınlanmıştır bu yazım…A.Akın)