YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Üniversitelerarası Kurul'un ilgili kanunda belirtilen konularda çalışma yapmak amacıyla toplanabileceğini belirterek, ''Üniversitelerarası Kurul'un sorumluluk kapsamına girmeyen konuları gündemine alması yalnızca kurulun saygınlığını azaltmayacak, aynı zamanda telafisi zor hukuki sorunlara da yol açacaktır'' dedi.

Üniversitelerarası Kurul, ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde olağanüstü toplandı.

Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, gündemlerinde ''üniversitelerdeki kıyafet sorununun'' olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akaydın, ''Laik Cumhuriyet adına bu toplantıya katılan ÜAK temsilcilerini yürekten kutluyorum'' dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın kendisine 3 gün önce ''toplantının iptal edilmesinin daha uygun olacağını'' ilettiğini anlatan Akaydın, ''bildiri çıkması halinde ise bildirinin ÜAK adına değil, rektörler adına çıkmasının daha uygun olacağını'' söylediğini kaydetti.

Akaydın, buna karşılık, ÜAK çoğunluğunun sağlanması halinde bildirinin kimin adına çıkacağına kurulun karar vereceğini belirtti. Akaydın, daha sonra konuşmasını yapmak üzere YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ı kürsüye davet etti.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, konuşmasının başında, toplantının başlama saatindeki gecikmeye değinerek, Ankara Esenboğa Havalimanı'ndaki teknik bir arızadan dolayı uçakların inemediğini ve hala gelmeyen rektörler bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Özcan, ''Onlara saygı göstermek için bir saattir burada bekliyorum, gelmezlerse yine de beklemeye razıyım'' dedi. Özcan, toplantının sonuna kadar salondan ayrılmayacağını ifade etti.

Üniversitenin, özgür beyinlerin buluştuğu ve yarıştığı ortamın adı olduğunu vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti:

''Bu ortamı oluşturmak, başta üniversite mensupları olmak üzere çağdaş toplamda yaşamak isteyen hemen herkesin görevidir. Üniversiteler en aykırı fikirlerin bile bilim camiasında oluşturduğu görüşler içerisinde dile getirilebildiği, ileri sürülen her görüşün öncelikle eleştiriye açık olduğu, tartışma ve eleştirilerden korkulmayan ortamlardır. Üniversiteler din, dil, cinsiyet, etnik köken ayrımı olmaksızın düşünce ve ifade özgürlüğünün en üst düzeyde yaşandığı ortamlar olmalıdır. Üniversite mensuplarının sosyal, siyasal ve kültürel tercihleri birbirinden farklı olabilir. Bu çok doğaldır. Yine üniversite mensupları sadece üniversitelerin kurumsal sorunları hakkında değil, ülkenin tüm sorunlarının çözümü konusunda karar vericilere ışık tutacak önerilerde bulunmalıdırlar da...

Ancak üniversite mensuplarıyla onların temsilcilerinin toplumsal gerginlik yaratan dil ve söylem sarmalının dar kalıpları içinde sürüklenmesi, en başta üniversitelerin saygınlığını zedeler. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı temelinde ülkemizde sağlanan toplumsal mutabakatın korunması, farklı düşünceleri saygı ve hoşgörüyle karşılayabilmek, karşılayabilecek bir ortamın oluşturulmasında üniversitelerimize büyük görevler düşmektedir. Toplumun her kesimi düşüncelerini sloganlaştırma hakkına sahiptir. Bu slogan dili her alanda farklı dozlarda yapılabilir, ancak üniversitelerimize slogan dili egemen olursa, derinlik analizi yerine semboller yarıştırılırsa, bundan toplumun tüm kesimlerinin yanı sıra özellikle üniversitelerimizin itibarı olumsuz etkilenir. Üniversitelerimiz saygınlıkla anılmalı, üniversite yöneticilerimiz bu saygınlığa gölge düşürecek tutumdan özenle kaçınmalıdır.''

Özcan'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.

YÖK Başkanı'nın konuşmasının ardından gazetecilerin dışarı çıkmasını isteyen Akaydın, kuruldan çıkacak bir bildirinin duyurulacağını kaydetti.

Özcan'ın konuşmasının ardından salonda bulunan ODTÜ'lü öğretim üyeleri ''Türkiye laiktir laik kalacak'' sloganı atarak, dışarı çıktılar.

Haberler.com

Editör: HABER MERKEZİ