Milli Eğitim Bakanlığı yine akıllara zarar bir projeye imza attı. Proje, yabancı dil öğretiminde yabancı öğretmen istihdamını kapsıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘deli saçması’ olarak nitelendirdiğimiz bu projesine göre,  her yıl 10 bin olmak üzere toplam 40 bin anadili İngilizce olan yabancı İngilizce öğretmeni istihdam edilecek.


Eğitim camiası bakanlığın ithal öğretmen projesi ile adeta şoka girmiştir. Çünkü bu proje, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi yetiştirdiği öğretmenlerine hiç güven duymadığını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bakanlığın, yabancı öğretmen istihdam etmeyi planlaması öğretmenlerimize yapılmış çok büyük bir saygısızlıktır. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu bu projeyle öğretmenleri aşağılayan, horlayan, onlara hakaret eden Bakanlar kervanında yerini almıştır.


Anlaşılan o ki, bakanlık, çocuklarımızın İngilizceyi öğrenemediğini düşünmekte ve bunun sorumlusu olarak ise Türk öğretmenlerini görmektedir. Hiçbir öz eleştiri yapmayan, müfredat programlarını yenilemeyen, buna rağmen faturayı kendi yetiştirdiği öğretmenlerine kesen Milli Eğitim Bakanlığı, böylesine ‘ucube’ bir proje ile öğretmenlerimizi karalamıştır. Bugün İngilizce öğretmenlerini yurtdışından getirmeye kalkışanlar, yarın hangi branştan öğretmenleri yurtdışından getirecektir? İngilizce öğretmenlerinden sonra sıra fizik, kimya, biyoloji öğretmenlerine mi gelecektir?


Bu ülkede tam 350 bin atanamayan öğretmen vardır. Bu ülkede öğretmenler atanamadıkları için bunalıma girip, intihar etmektedir. Bu ülkede öğretmenler sokaklara, kahve köşelerine itilmiştir. Bu ülkede öğretmenler eline pankart alıp, eylem yapmakta ve ‘atanmak istiyoruz’ diye feryat etmektedir.


Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin çığlıklarını duymazdan gelirken, öğretmenleri işsizliğin pençesinden çekip, çıkarmak için çaba göstermezken, onlara 30 bin ek atamayı çok görürken, 40 bin yabancı öğretmeni ülkemizde istihdam etmeyi içine sindirebilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı şayet yıllarca eğitim fakültesinde dirsek çürüten öğretmenlerin öğrencilerimizi iyi yetiştiremediğine inanıyorsa, tüm eğitim fakültelerini kapatsın ve öğretmenlerin tamamını yurtdışından ithal etsin! Tüm öğretmenleri yurtdışından ithal edersek, belki Bakan Çubukçu’nun elini de rahatlatmış oluruz.


Öte yandan 5 yıl sürecek olan bu proje yaklaşık 1,5 milyar TL’ye mal olacak. Edindiğimiz bilgilere göre yurtdışından istihdam edilecek öğretmenlere aylık 2 bin dolar maaş verilecek. Hal böyleyken hepimizin aklındaki sorular şunlardır:


Madem bakanlık yabancı öğretmen istihdamına bu kadar bütçe ayırabiliyor, o halde niçin kendi öğretmenlerinin atamasını yapmıyor?


Türk öğretmenlerine karşı eli sıkı olan bakanlık, sıra yabancı öğretmenlere gelince niye bu kadar cömert davranıyor? 

 
Ülkemizde 9/3 dereceki bir öğretmen 1.721 TL, en üst derecedeki öğretmen de 1.974 TL maaş alırken; yabancı öğretmenlerin 3.000 TL maaş alacak olması ne anlama geliyor? İthal öğretmenlere, Türk öğretmenlerden daha yüksek ücret verilecek olması Sayın Bakan’ın vicdanı hiç mi sızlatmıyor?


Öğretmen atamalarında her fırsatta Maliye Bakanlığı’nı önümüze süren Bakan Çubukçu, bu kez nasıl oluyor da Maliye Bakanlığı engelini aşıyor? 


PROJE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN MI, VATİKAN’IN MI?


Tüm bu sorular yanıt beklerken, çok önemli bir şüphe de zihnimizi kurcalamaktadır. Bu proje gerçekten Milli Eğitim Bakanlığı’nın mı, yoksa Vatikan’ın projesi mi? Türk Eğitim-Sen olarak bu projenin dış kaynaklı ve dış destekli olduğuna inanıyoruz. ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’da öğretmenlerin ayda ortalama 3 bin dolar kazandığı düşünüldüğünde, aradaki maaş farkını Vatikan mı karşılayacaktır?


Zira bu projenin bir benzeri 1960’lı yılların sonunda uygulamaya konulmuştur. O dönemde birçok yabancı öğretmen gönüllü olarak Türkiye’ye gelmiştir. Bunun eğitim-öğretimimize hiçbir faydası olmadığı gibi, yurtdışından gelen yabancı öğretmenler ülkemizde misyonerlik ya da casusluk faaliyetlerinde bulunmuştur. Bakanlığın dışarıdan destekli olduğunu düşündüğümüz bu projesinin de bu tür sonuçlar ortaya çıkaracağı çok açıktır.


Bu projeyle ülkemize gelen yabancı öğretmenlerin misyonerlik ve casusluk faaliyetlerinde bulunması ciddi bir olasılıktır ve bunun hükümet eliyle yapılacak olması büyük bir gaflettir.


Tüm bu nedenlerden dolayı bu projeyi hayata geçirmeyi planlayan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Türk Eğitim-Sen olarak, ‘İthal Öğretmen Değil, İthal Milli Eğitim Bakanı İstiyoruz.’ Bu talebimizde de çok ciddiyiz. Sayın Çubukçu ‘kimin bakanı’ olduğunu hatırlamadığı sürece bu talebimiz devam edecektir.


Öte yandan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun görevini iyi yapamadığını, eğitim camiasını olumsuz icraatlarıyla mağdur ettiğini, anlamlı projeler üretmek yerine, kendi öğretmenine güven duymayan, onları aşağılayan bir zihniyeti barındıran projelere imza attığını, eğitimin hiçbir sorununa hâkim olamadığını, eğitim çalışanlarını ve yönettiği bakanlığını tanımadığını düşünüyor ve yurtdışından Milli Eğitim Bakanı getirilmesini istiyoruz. İthal Bakan’ın eğitim camiasına Bakan Çubukçu’dan daha yararlı olacağına samimiyetle inanıyoruz.


Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Celal AKARSU

Rize TES Şube Başkanı

Editör: HABER MERKEZİ