Futbol maçlarının sonunda oluşan; kaos, sıradanlık ve hakaret üslubu ne yazık ki eğitim ile ilgili bir meselede karşımıza çıkarak geleceğe dair tüm umutlarımızı berhava etmiştir!…

Ahlaki değerlerinin bu kadar alaşağı edildiği, çirkefleştiği ve sıradanlaştığı bir dönem daha hatırlamıyorum desem abartmış olur muyum bilmiyorum! Şimdiden şunu ifade edeyim ki, kelime kelime yazmaya çalıştığım bu dershane tartışması meselesinde eğer bende ipin ucunu kaçırır ve eleştirdiğim noktanın içine düşersem beni de af etmeyin!

Bir tarafta devlet yani iktidar, diğer tarafta ise ağırlığını cemaatin oluşturduğu dershaneciler, taraftarları ve kalemşorları vasıtasıyla birbirleriyle kıyasıya bir kavganın içine girdiler…Her şeyin mubah olduğu bu kirli kavganın her iki tarafı ve taraftarları tabiri caizse birbirlerine karşı “eteklerinde ki taşları” bu kavga vesilesi ile dökme yarışındadırlar!..

Düne kadar her konuda kader birliği etmiş iktidar ve cemaat, bugün ne oldu da sıradan bir kavgada bile göremeyeceğimiz üslupta birbirlerini kıyasıya eleştirerek kavga ediyorlar? Meselenin bam teli aslında burasıdır ve buranın objektif bir bakış açısıyla irdelenmesi gerekir…

Ne oldu da ahlaki değerlerin en başında gelmesi gereken “hürmet ve edep” ,kendilerini “İslamcı” diye tarif eden insanların üslubundan birden kuş misali uçup gitti!

Daha önce yazdım, her yerde söyledim bir kez daha ifade edeyim ki; fikir dünyaların da ihtiras ve intikam tohumları ekenler günü geldiğin de elbette bugün hep birlikte gördüğümüz şekil de “nefret biçeceklerdir!” Dini değerleri bile ”kin müessesi” haline getirenlerden başka bir şey de beklemek safdillik olurdu!

Daha önce cemaatle tartışmada taraflardan bir tanesi MHP idi. Cemaat ve şürekâsı seçim öncesi MHP’ye kurulan komploların üzerine gideceği yerde taraf olmuş ve bugün gırtlak gırtlağa geldikleri iktidarla el ele vererek MHP’yi barajın altına nasıl düşürürüz derdindeydiler!.. Neler söylenmemişti ki! Bu karalama kampanyası devam ederken iktidar severler el ovuşturmakla meşguldüler!

Bu konuda ki düşünceleri mi, ”Devlet Bahçeli haksız mı?” başlığı ile sizlerle paylaşmış ve demiştim ki;

“Kaleme aldığım bu yazım bir cemaat eleştiri değildir! Sayın Bahçeli’nin cemaat hakkında toplumda oluşan algıyı irdelediği açıklaması, cemaatin yayın organlarında nasıl algılandığını ve nasıl çarpıtılarak verildiğini irdeleyen bir yazıdır!

Bu yazım üzerine feveran eden cemaat severlerimiz ve iktidar yanlısı arkadaşlarımızın söyledikleri dün gibi aklımda! O gün ki tavırlarını yüzlerine çarpmak da bir şey ifade etmez, biliyorum!

 “Etme bulma dünyası” dedikleri şey bu olsa gerek! Bugün yaşadığımız dershane tartışması iktidarla cemaati karşı karşıya getirdi. Cemaatin önderi Sayın Başbakanın dershane konusunda ki tavrını eleştirirken, “Firavun” benzetmesi yapmaya kadar işi götürmüş, buna karşılık Başbakan “ne istediniz de vermedim” diyerek yıllardır bilinen “gizli ittifak(!)” konusun da açığa düşmüştür!

Özellikle cemaatin yayın organlarında, hükümete ve dolayısıyla başbakana karşı takınılan tavır ibretliktir! Tüm yazarlar söz birliği etmişçesine, dün MHP ve onun liderine karşı giriştikleri linç kampanyasını bugün Ak Partiye ve onun liderine karşı yürütmeye çalışmaktadırlar… Fakat bütün bunları yaparken dün idealize ettikleri tüm değerlerini yok sayarak ”dün dündür bugün bugündür” meşhur sözüne uygun hareket etmektedirler ve sözün hakiki sahibine bile taş çıkartmaktadırlar!

Benim genel anlamda eğitimle ilgili tavrımı hakiki okuyucularım biliyorlar, onun için bilmeyen ve gözden kaçıranlar için daha önce yazmış olduğum “Milli Eğitim Davamız” isimli yazıma bakmalarını istiyorum…

Şimdi geldiğimiz noktada özellikle cemaate gönül vermiş tarafa haddim olmayarak bundan sonra seçecekleri yolun ne olması gerektiğini konusunda tavsiyede bulunmak isterim!

Daha önce cemaate ait  gazetenizde ve tv kanalınız da yer vermediğiniz sürekli aşağıladığınız, eleştirdiğiniz, görmek istemediğiniz ama bugünlerde bol bol haberlerini yaptığınız muhalefet partilerine ; iddia ettiğiniz gibi iktidar partisine %25 desteğimiz var ve bu destek artık çantada keklik değil sözünü yerine getirerek iktidarı alaşağı edebilir ve dershanelerinizi kapanmaktan kurtarabilirsiniz!

Ama benim “dershane tartışmasında” ki hüküm cümlelerim çok farklı, çünkü geldiğimiz nokta bir sonuçtur ve bu sonucu doğuran nedenleri bilemesek doğru tespitler yapamayız…

Türk Milletinin düşünce dünyasını zenginleştirmek  ve ruh dünyasını  yoğurmak  için çaba harcamayan devlet aklı (yani iktidar); sadece ceplerine dolacak maddi geleceği  gaye edinen, kendi  milletinin bugününün ve yarınının katili olduğunu anlamaktan çok uzaktır!...

Milletin evlatlarının vicdan terbiyesinden uzak yetişmesi, tüm gayesini de maddi hazlarının peşin de koşarak elde etmeye çabalaması bugün kavgası edilen “dershane tartışmasının” boyutunu ortaya koyması açısından manidardır!..

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…