Dün geceden başlayarak bu saate kadar geçen sürede olup bitenleri anlamlandırmaya çalışıyorum...

PKK Akdeniz de bulunan bir karakolumuza hain bir pusu kuruyor altı Mehmetçiğimizi şehit ediyor… Ardından, Gazze’ye insanı yardım amaçlı yola çıkan Türk bayraklı yardım gemilerine İsrail tarafından saldırı düzenleniyor ve ilk açıklanan rakamlara göre on kişi hayatını kaybediyor…

Bütün bu bilgiler sabahtan beri haber ajansları tarafından an be an dünyaya duyuruluyor… Yazıyı kaleme alırken dünyadan İsrail’i kınayan bir açıklama duyamadım. İslam ülkelerinden birkaç cılız sesin dışında başka dişe dokunur bir açıklama ya da bir yaptırım söz konusu olmadı!

Beni bu yazıyı yazmaya sevk eden düşünce, sağın solun ne dediği değildir de!  Beni daha çok bu ülkeyi idare eden iradenin bütün bu olup bitenlere karşı takındığı tavırdır… Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, bu tıp acı veren olaylarda siyaset yapmak benim kitabım da yazmaz!

Günlerdir yardım için hazırlanan gemilerimize karşı, İsrail’in Ankara büyükelçisi tv’lerde boy göstererek şöyle diyordu; bu yardım gemilerinin yanaşmasına izin vermeyeceğiz! Beğen ya da beğenme, işte sözün de duran bir İsrail buna karşı gemilerini koruyamayan bir Türk Devleti…

Bunları yazarken bir yandan da haber kanallarına bakıyorum. Sadece bol bol demeç vermekle meşgul bizim yetkililerimiz. Şu yazıyı kaleme alırken eğer anlık güzel bir haber gelirse inanın ki yazdıklarımı silmeden onlara yer verecek değerli devlet adamlarımızdan da özür dileyeceğim!

Siz değil miydiniz, Somalı korsanlarına karşın okyanusa Mehmetçiği yollayan?

Siz değil miydiniz, Afganistanda ki Mehmetçiklerimizin sayısı artıran?

Siz değil miydiniz, Irak’a Mehmetçik göndermek için çaba sarf eden?

Siz değil miydiniz, Mehmetçiğe her gün pusu kuran PKK’lı itlere karşı atıp tutan?

Bu listeyi ve bu soruları daha da çoğaltmak mümkündür…

Bugün Ülkeyi idare edenler, büyük bir tarihi geçmişimiz olduğundan dem vurarak salon toplantılarında ki müsamere çocukları gibi övünmeleri bırakarak, büyük ülke olmanın gereğini yerine getirmelidirler.

Bundan yıllar önce Tansu Çiller Başbakanlığında Kardak krizini hatırlıyorsunuz? Beğenmediğiniz Tansu Çiller gereğini yapmış ve kayalıklara çıkan Yunan askerlerini kararlı tutumuyla geri püskürtebilmişti!

Stratejik müttefikimiz dediğiniz Amerika, dünyanın öbür ucundan gelerek Irak’ı işgal edebilmişken…

Rusya, topraklarıma müdahale var diyerek dünyanın gözü önünde Gürcistan’ı işgal edebiliyorken…

Dost olmaya çalıştığınız Ermenistan, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmişken…

Siz, hala komşularla sıfır sorunlu bir ilişki kuracağım iddiasıyla gün geçirirseniz, her gün şehit haberleri gelmeye devam edecek, arkasındayız dediğiniz Filistin’e giden yardım gemilerine bile güvenli seyir sağlayamazsınız!

Bu durumun müsebbipleri sizlersiniz sevgili iktidar sahipleri!

Ekonomiyi düzelttik, sağlık hizmetlerini geliştirdik, eğitimde çağ atladık… gibi bir sürü argümanlarla millettin gözünü bugüne kadar çok güzel boyadınız ama artık boyanız akmaya başladı farkında değilsiniz!

Ben yazıyı bitirirken, Türk Hükümetinden dişe dokunur bir açıklamaya rastlayamadım. Bu demeçlerle geçiştirilecek bir durum değildir halkın duygularına tercüman olun ve Somali’ye yolladığınız gibi Akdeniz’e de Donanmamızı derhal yola çıkarın!

Görüşmek üzere, Allaha emanet olun...