“Silahların konuştuğu yerde şarkı söylenmez

“Bugünkü muharebelerin sebebi iki yüz seneden beri Avrupa muhitinin büyümek,yayılmak seciyesinin İslam dünyasına teveccüh etmiş olmasıydı. Çünkü karadan ve denizden hudutları hep bu dünya iledir. “itilaf-i müselles” İslam memleketlerini zapt ve istila ederken karşısında bütün Müslümanlar namına kılıç sallayan Türklüğü gördü. Kendi büyümek ve yayılmak seciyesini tatmin etmek için Türklerin namına tarihten silmeğe kalktı…” (Ömer Seyfettin;Türklük üzerine yazılar)

 

“Üzerinde anlaştığımız hiçbir ilke yok.dil perişan,mefhumlar kaypak,kelimeler köksüz. Politikanın çığlıkları yanında şiirin ve düşüncenin sesi boğuk bir inilti. Hıristiyanlaşmadık ama içimizde bir ortaçağ keşişi yaşıyor. Elbirliğiyle sarıldığımız tek müessese; Aforoz. Sevginin,anlayışın dayanışmanın kaybolduğu karanlık devirlerde tenkit susar,hiciv konuşur. Sağ uykuda,sol şuursuz. Her iki cephenin ortak vasfı;Kadırnaşinaslık. İnsanla insanı birbirinden ayıran duvarları hicvin dinamiti yıkar ancak. Silahların konuştuğu yerde şarkı söylenmez…” (Cemil Meriç; Mağaradakiler)

“Hakikatte Türk halkıyla diğer medeni milletlerin halk tabakaları arasında bilgi bakımından büyük bir farkın bulunmamasına mukabil, Türk münevverleriyle (bazı istisnalara rağmen) Garp münevverleri arasında uçurumlar kadar derin farklar vardır. Bineanaleyn Türkiye’nin geri kalışının sebebi,halkın cehaleti değil,münevverlerinin gerek keyfiyet,gerek kemiyet bakımından,kifayetsiz oluşudur...”(Mümtaz Turhan; Garplılaşmanın neresindeyiz)

“Öyle anlaşılıyor ki,yaşamak isteyen her millet,kendi milli kültür temellerini kaybetmeden,milli ülkü ve hedeflerine yabancılaşmadan yepyeni bir “rönesansa” muhtaçtır. Bu,kendi özüne dönerek ve fakat “yeni insanın” ihtiyaçlarına cevap vererek “gelişme yolunu” bulmak ve açmak demektir. Bunu, “topyekun bir savaş” şuuru içinde başaramayan milletlere,hiç kimse acımayacaktır…“ (S.Ahmet Arvasi; Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz)

“Plevne’de ezanı okunan,Çanakkale^de namazı kılınan,istiklal zaferinde duası yapılan milliyetçilik iradesi bugün bir sürü menfaatçi sahtekarların paylaşamadığı bir iskelettir.

Gazı Osman Paşa’dan Mehmet Akif’e ve Hüseyin Avni’ye uzanan ilahi halka kırılmıştır. Türk kültürü yabancı kültürlerin kucağında ruhunu teslim ederken daha çok kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen haris eller yabancı sermayeye açılmış,çalışan bilekler yabancı memleket fabrikalarının himayesine sığınmıştır. Elli üç yıl önce Erzurum’da ”tek başıma da olsam millet davasına atılacaktım” diyen Hüseyin Avni’nin kahraman sesi,İslam kisvesine bürünerek ikbale can atan sahtekarların leş kokan ağızlarından dünyalar kadar uzaklardadır…”(Nurettin Topçu; Kültür ve Medeniyet)

“Bir kurtarıcı gelecektir! Gelmeğe mecburdur! Zira bütün pısırıklığı ve boyun eğişi içinde,olanca iman hakikatini muhafaza eden ve izbelerde ağlamaktan gayrı elinden bir şey gelmeyen bu mümin ve çilekeş milletin mahvı muhakkaktır!

Allah kelimesinin yüceltilmesi yolunda Viyana’dan Yemen’e, Kırım’dan Cebelitarık’a kadar çekilmiş binlerce kilometrelik iki hat üzerinde üç kıtayı birbirine kilitleyen ecdad mirası bu İslam ülkesi,eski tabirle “Devlet-i Ebet Müddet” batmayacağına,batamaz olduğuna göre de beklediğimiz kahraman mutlaka gelecektir! İlahi sünnet böyle gerektirmektedir…”(Hitabeler; Necip Fazıl Kısakürek)

Ülkemiz bugün için,  her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duymaktadır. S. Ahmet Arvasi’nın ifadesiyle bu durumu “topyekun bir savaş şuuruyla” ancak düzeltebiliriz. Bu savaşı elbette silahların gölgesinde yapılan savaş olarak algılamayacağız! Bu durumun izahı , Cemil Meriç’in “ silahların konuştuğu yerde şarkı söylenmez” ifadesinde kendini bulmuştur…

Yukarda alıntı yaptığım her bir mütefekkirimizin ruh kökü o kadar birbirleriyle örtüşen bir durum arz ediyor ki; ben her alıntıladığım paragrafta isimlerini yazmamış olsaydım bir kalemden çıktığını düşünecektik!

Bugün ki, fıkır dünyamızın yavanlığı ve pespayeliği karşısında birilerinin inadına kendi” fikir danışmanlarımın “ bize hayat ve umut pompalayan düşüncelerinin karinelerini yazdım!...

Görüşmek üzere,Allaha emanet olunuz….