Hafızalarımızı tazelemek için, yıllar için de ben ne demiştim siz ne demiştiniz diye kaleme aldığım yazıma devam ediyorum…

Dedim ki;…Bu referandumun asıl kazananları cemaat şuuru ile hareket edenlerdir de aslında! Cemaatler vasıtasıyla halkın üzerin de müthiş bir “din” baskısı vardı benim gördüğüm kadarıyla! Öyle ki; bazen okyanus ötesinden bazen de içerde ki cemaat önderleri vasıtasıyla halkımızın dini duyguları sonuna kadar istismar edilmiştir…(Kara propaganda tuttu!-13.09.2010/Çay Haber)

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

Dedim ki; …Alman dilinin en büyük ustalarından Goethe diyor ki ; “ Bir millete yapılacak en büyük fenalık onun diliyle oynamaktır.” Biz dilimize sahip çıkamadığımız gibi, birde Kürt vatandaşlarımıza adam gibi Türkçeyi de öğretemedik! Nihayet geldiğimiz noktada, dilimizle barışık yaşamadığımız onu Anadolu’nun ücra köşelerine götürüp öğretemediğimizden bu ülkenin hayatıyla eş değer bir açmazın içine girdik bu günlerde… ( Başka dil var diyenin, başka emeli var-30.10.2010 /Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

Dedim ki;…Sade bir vatandaşın bile iktidarı eleştirmesi karşısında ki tedirginliğini nasıl izah edeceğiz! Hele yazı yazan ,düşünen ve olup bitenler karşısında susmayanların neler yaşadıklarını hep beraber yıllardır görmüyor muyuz?! Olayın en vahim tarafı da budur aslında!  Seslendirdiğimiz her itiraz karşısın da, iddia sahiplerinin tutundukları tek dal maalesef Mukaddes Dinimiz olmaktadır! Ve üstelik sen nasıl Müslümansın ve olup bitenleri nasıl göremesin diye de çıkışlara muhatap olmaktayım! Ferasetimizin kapalı olduğundan dem vurarak bize acıdıklarına da şahit oluyoruz doğrusu! Yıllardır mustarip olup şikâyet ettikleri ne varsa bugün kendilerinin başına gelmiş olması da tarihin bir cilvesi olsa gerek!... (07.03.2011-İstismar Korosu/ Çay haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

Dedim ki; …Zaman gazetesinin “Bahçeli den tuhaf çıkış” diye okuyucuna duyurduğu habere MHP’den uzaklaşıp başka partilerde ikbal arayanlardan, iktidar partisinin en yetkili ağızlarına ve referandum süreci boyunca MHP’ye karşı olmadık karalama ve iftira içinde olan liberal yazar-çizerler tarafından, “asıl gerçekler” göz ardı edilerek seçime gidilirken MHP camiası tam manasıyla ablukaya alınmak istenmektedir!  ….MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin vurgu yaptığı gerçekleri zamana havale etmekten başka bir çaremiz yok şimdilik! Ama şu var ki; bu gerçekleri bile bile kucaklamaya, anlamaya ve dert edinip ifade etmeye kalkan her fert bugün ki Türkiye’de bir kahramandır!... (04.04.2011- Devlet Bahçeli Haksız mı?/ Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

Dedim ki; …15 dakika önce savcının sorgulama yaptığı sanığın ifadeleri,15 dakikanın hemen ardından “son dakika” haberleriyle tv kanalları ve internet siteleri vasıtasıyla cemiyeti tahrik ve şoka uğratmaktadır…

Ne hukuka ,ne adalete ne insan haklarına ne de milli vicdanın sesine riayet etmeyen bu ahlak yoksunu aymaz insanlar, çok normalmiş gibi her an son dakika haberleriyle karşımıza çıkabilmektedirler!... (11.07.2011-Son Dakika!/ Çay haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

 

Dedim ki;…İşte benim sizlerle paylaşmak istediğim  “çözüm önerilerim” İmralı’da yatan terörist başının geleceği ile ilgili önerimle birlikte ele alınmalıdır! O önerim şudur; yakalandıktan sonra on yılı aşkın bir süredir İmralı’da el bebek gül bebek beslenen terörist başı derhal bu ülkenin topraklarından dışarıya gönderilmelidir! Çok iddialı bir ifade olduğunu bende biliyorum. Belki birileri buna kızacak ,olur mu böyle şey diyecek ama bu yaşadığımız terör olaylarının bitmesi için devleti idare edenler bu çözümü düşünmeliler bence!... (27.08.2011-Çözüm Önerilerim / Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

 

 

Dedim ki ; …Bu ruhu olmayan “zig zag dış politikanın” bana göre bir adı daha vardır. Oda şudur… Şuurun bu kadar kaybolduğu, bu kadar yerini bom boş bıraktığı bir devir daha gelmemiştir! Her şeyin ruhta başladığını ve ondan tecelli ettiğini düşünecek olursak dememiz lazımdır ki artık, bu iktidarın hali “şuurunu kaybetme” halidir!... (05.09.2011-Şuurunu Kaybetme hali! / Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

Dedim ki; …Hükümet, “demokratik açılım “adını verdiği” bu sürecin sonucun da, “özgür Kürdistan” diye ülkeyi kan gölüne çevireceklerin olabileceğini düşünememiş, inişli çıkışlı siyaset üretmeye başlayarak bölücülerin ekmeğine yağ sürmüştür!...
Bir tarafımız sanki kırık dökük gibi! Giriş cümlemde ifade ettiğim gibi,namuslu ve hakperest insanlara çok büyük işler düşmektedir…
Kardeşlik edebiyatı yazımda ifade etmeye çalıştığım gibi; bir tarafımızda cehennemler kaynıyor, diğer tarafımız da cennete açık kapılarımız bizi çağırıyor…Önemli olan bizi biz yapan değerlerimize sarılmak, ülkemizde birilerinin yapmaya çalıştığı ikiliğe mani olarak “gönül gözümüzü” daima açık tutmamızdır!.. ( 30.01.2012- Bu gidişin sorumlusu kim? / Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

 

Dedim ki; …Bugün ise siyasi iktidar eleştirdiği ne kadar çok hukuksuz ve haksız uygulamalar varsa,kendi bakış açısıyla yeniden bu yanlış uygulamaları hayata geçirmenin çabası içinde olmuştur! Bunda da eski uygulamaları aratmayan oranda başarılı da olmuştur-olmaktadır!...
Silivri de kurulan özel mahkemeler anlatmak istediğim garabete en tipik örnektir!

Dün eleştirdikleri ne varsa bugün kendi iktidarlarında hayat buluyor derken kastımın ne olduğunu anlatabilmişim sanıyorum!... 

Öyle ki; Genel Kurmay eski Başkanı bu kurulan özel mahkemeler marifetiyle ifadeye çağrılırken hukuk ve demokrasinin erdemlerinden dem vuran malum zihniyet söz konusu MIT Müsteşarı olunca  “olmaz böyle şey, inanamıyoruz” diyerek “erdem “ dediğimiz o şeyi ayaklar altına almaktan çekinmemişlerdir!

Sızlanıp durdukları, kendilerini acındırdıkları, çektikleri sıkıntıları “din üzerinden   “ pazarlayanların gelmiş olduğu bu nokta, en hafif tabiriyle “iki yüzlülük “ değilse nedir sorarım size Allah aşkına?! Siyası iktidar ve ona bu hakkı verenler, toplumsal vicdanımızı ve gelecek umudumuzu yerle bir ettiklerinin farkında bile değiller!... (20.02.2012- Demek Öyle!/ Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

 

Dedim ki ; …Geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla ama üzülerek ifade edebiliriz artık. O da şudur ;ülkemizi son on yılda idare eden siyası iktidar, ”demokratik açılım” adı altında ki çıkışından sonra, teröre fikri ve siyasi destek sağlayanların ekmeğine yağ sürmek suretiyle bu malum vatan hainlerinin pervasızca meydan yerinde at koşturmalarına da zemin hazırlamıştır!...

Biz bu olumsuz gidişi resmederken “milliyetçi refleks” diyerek küçümseme gafletinde bulunanlar, aslında “şartlanmış-şartlandırılmış” beyinleriyle bir robottan farksız olduklarından bihaberdirler!... (28.08.2012- Ey Millet Uyan! / Çay Haber )

Dedin ki; Başımız da “Yeni Türkiye’nin” ve “Dünyanın Lideri” var; siz hayal görüyorsunuz!

Gördüğünüz gibi birer paragraf aldığım yazılarımda ifade ettiğim gerçekler bugün hayat buluyor değerli okuyucular! Ve “ben ne demiştim, siz ne demiştiniz” diyerek, hafızalarımızı tazelediğimi düşündüm bir kez daha…

Hayatım boyunca hep olumlu düşüncelerin insanı olmaya gayret etmişimdir. Olumsuz düşüncelerimi canavarlaşmadan yok etmenin gayret içinde çırpınıp duran bir kardeşiniz, arkadaşınız, dostunuz olarak beni kabul buyurunuz lütfen…

Maalesef insan olma erdemlerimizi yavaş yavaş kaybettik ve maddi çıkarlarımız için bütün bir hayatımızın anlamını oluşturması gereken değerlerimize sırt çevirdik. Okumak, anlamak, sorgulamak ve uygulamak olarak idealize ettiğim hayat serüvenimi dumura uğratan kırgınlıklarım var artık benimde!... Mevzu vatan, millet, bayrak, devletin geleceği kaygısı  oldu mu, kelimelere insafsızca abana biliyorum! Bu kadar kusuru da affedin artık!

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…