Süper Lig'in 11. haftasında takımımız Çaykur Rizespor, ligin yeni ekibi Fatih Karagümrük ile karşılaştı. Pırıl pırıl bir İstanbul pazarında, sokağa çıkma yasağının gölgesinde oynanan karşılaşma izleyicilere zevkli bir mücadele sundu.

Karşılaşmanın öncesinde, hafta arasında kaybettiğimiz eski futbolcumuz Mohamed Abarhoun'u anma amacıyla, siyah tişörtle ısınmaya çıkan futbolcularımıza Fatih Karagümrüklu futbolcular Koray Altınay ve Aatıf Chahechouhe'nin de katılması maçın en akılda kalan karesi oldu.

Önceki hafta aldığı ağır mağlubiyeti unutturmak için sahaya çıkan Çaykur Rizespor'umuz, ligin iyi kadrolarından birine sahip, göze hoş gelen futbol oynayan takımlarından biri olan Fatih Karagümrük karşısında maçın tamamında ne yazıkki etkili olamadı. Hızlı başlayan maç ilk yarı boyunca temposundan birşey kaybetmedi ve izleyicilere sıkılma fırsatı tanımadı. İki tarafın kaptığı topları hızla ileri taşımaya çalışırken, Ndao, N'diaye ve Sabo etkili oyunuyla F. Karagümrük takımı bu düşünceyi sahaya daha iyi yansıtmış oldu. Ceza sahası içerisinde iki kez demarke kalan Ndao, takımımızı cezalandırmasını bildi.  Böylece ne kadar tehkileli bir ayak olduğunu tekrar gösterdi.

Öte yandan sahaya Fernando Boldrin'in yokluğunda, Baiano destekli Fernando, Onur Bulut ve Loic Remy hücum hattıyla çıkan takımımız adeta yokları oynadı. Öyle ki, maçtaki tek golümüzün asistini Sol Bek Melnjak yaparken golü stoper Meriah attı. İkinci yarıda Fatih Karagümrük takımının savunmaya çekilip topu bize bırakmasıyla topla oynama süremiz bir nebze artmış olsa da bunun sonuca etkisi olmadı. Kötü oyunumuza, uzatma dakikalarında bulduğumuz nizami gölün hakem tarafından faul olarak yorumlanması tuz biber oldu. İkisi zorunluluktan olmak üzere toplam 5 oyuncu değiştiren takımımız sonradan oyuna giren oyuncularından da istediği verimi alamayınca maç ilk yarıda atılan gollerle 2-1 sona erdi. Böylelikle takımımız 12 puanda kaldı ve kötü gidişe dur diyemedi.

Maçta takımımızın en önemli eksiğinin Boldrin olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bana göre en önemli eksiğimiz "Cesur bir Teknik Direktör" idi. Boldrin olmayınca orta sahamızın ne kadar DÜZ oyunculardan kurulu olduğunu görmüşsünüzdür. Maden Boldrin yok, Boldrin sahadaymış gibi neden oynamaya çalışırız? Neden farklı taktikler denemeyiz. Mesela Remy ve Skoda'yı çift forvet sahaya sürüp arkalı önlü oynatmayı neden düşünmeyiz? Daha da arttırıyorum. Neden Mithat Pala'ya şans verip onu Türk futboluna kazandırmaya çalışmayız? Samimi şekilde söylüyorum. Ben Fernando'nun, Michalak'ın, Samudio'nun kötü oyununu izlemektense hata yapsa bile sahada mücadele eden genç Mithat Pala'yı izlemek isterdim. Takımın ilk yarıda oynadığı oyunla gol bulmasının zor olduğu belli olmuşken neden farklı taktikler denenmez bunu anlayamıyorum. Stjepan Tomas'ın maçı bizim gibi sadece izlemekten fazlasını yapması lazım. Artık galibiyet almamız lazım. Bu gidiş devam ederse ilk devreyi bile tamamlayabileceğini sanmıyorum..

Kalın sağlıcakla...