Yaklaşık on beş gündür ne kitap ne köşe yazısı ne de TV’lerde bir tartışma programı izledim!

Ve anladım ki, şimdiye kadar baş ağrılarımın ve mide kramplarımın tek müsebbibi yukarda zikrettiğim işlere fazla kafayı takmış olmammış!

Evet, dostlarım, hayatımın beklide en rahat günlerini geçirdim diyebilirim bu on gün zarfında!

Öyle ki…

Cezayir de insanların yönetime karşı başlattıkları ayaklanmayla başlayan süreç, Mısır’da ki insanları da sokağa dökmüş hatta bu ayaklanmalar tüm Afrika’yı ve Ortadoğu ülkelerini de içine alan bir dönüşüme kapı aralamışmış!

Bu olup bitenler karşısın da bir gurup ülkemizde ki demokrasinin erdemlerinden dem vururken diğer bir gurup da, bak işte sizde diktatörlük hevesi var diyerek iktidara karşı halkı sokak eylemlerine çağırmışmış!

Başbakanın bu olup bitenlere uzun süre sessiz kalması bile olay olmuş ülkemizde!

Seçime beş ay kalmış ve şimdiden adaylık yarışı kızışmış, partilere adaylık başvuruları çoktan başlamış bile… Hatta geçen yazım da” benim milletvekili adayım” diye ortaya sürdüğüm Mehmet Hüsrev Dostumla ilgili Rize ve İstanbul da bayağı ses getiren analiz ve beklentiler olmuşmuş!

Hatta bu yazımın sipariş üzerine yazıldığını dillendiren mankafalar bile olmuş!

Açıklanan enflasyon rakamları son kırk yılın en alt seviyesindeymiş!

Trabzonspor ikinci yarıda ki maçlarında iki beraberlik bir yenilgi alıp liderliğini tehlikeye sokmuş hatta yıllar sonra gelebilecek bir şampiyonluğunu tehlikeye atmış ilk yarıda ki uzak ara liderliğine rağmen!

Galatasaray ve Beşiktaş’ın pahalı transferlerine rağmen ikinci yarıda bir türlü toparlanamamışlarmış!

Rizespor ulusal basının bile dikkatini çeken transferlerine rağmen bir türlü istediği sonuçları alamaz olmuş!

Dertlerimiz ne kadar da çokmuş!

Bir sunucu hanımın anı ölümü üzerine TV kanalları canlı yayınlarla ölüm nedeni üzerine programlar yapmış… Anlı şanlı köşe yazarlarımız bu konu üzerinde birbirlerine girmişmiş!

Kar yağışı ve kötü hava şartları ülkemizi esir almış buna bağlı olarak trafik kazaları artmış her zaman olduğu gibi kurtarma rezaletleri yaşanmışmış!

Yazdıklarım sizi şaşırtmasın dostlarım! Gerçekten bihaber yaşıyorum bu olup bitenlerden. Zaten yazarken bocaladığımı sizde fark ediyorsunuzdur!

Çünkü bu saydığım olayları kulaktan dolma duyuyorum bende! Onun için eksiklikler varsa beni mazur görmenizi istirham ediyorum. Gazete okumayan, kitap karıştırmayan, TV izlemeyen sokağa bakmayan bir insanın halı var bende maalesef!

Belki dudak büküp inanmasınız diye yazıyorum… Dostum Ali Rıza Bayzan bu aralar bir kitap üzerine çalışıyor ”Sûfi ile Terapist”.  Zaman zaman bana da kitaptan pasajlar yollayarak fikrimi merak ediyor ama buradan itiraf ediyorum, maalesef dostum o metinlere bile bakmıyorum!

Doğrusunu isterseniz bu hal bana sardı! Yıllardır kafa yorup meselelerimiz hakkında fikir beyan etmekten yorulmuştum… Bu yeni durum ne kadar devam eder bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, bu yeni hal eski durumumdan daha rahat ve sorumluluk istemeyen bir hayatı bana sunuyor!

Siz benim yerimde olsanız hangi hayatı tercih edersiniz diye sormayacağım. Siz zaten tercihlerinizi yapmışsınız. Bekli de ben esin kaynaklarımı kaybettim ne malum!

 Onun için ”Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide” diyerek, tesellisini bulamadığım açmazımı ve boş vermişliğimi Üstad’a müracaat ederek ifade etmek istiyorum; 

” Cemiyet ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;

Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle”

Görüşmek üzere, Allaha emanet olun…