Karadeniz’in eşsiz doğasında yer alan Rize, sadece yeşili ve mavisiyle değil, kendine özgü kültürü ve damak tatlarıyla da öne çıkıyor. Bu lezzetlerin başında ise Rize simidi geliyor. Yalnızca bir atıştırmalık olmanın ötesine geçen Rize simidi, kentin günlük yaşamında adeta bir ritüel haline gelmiş durumda.
Bayram tatilini Rize’de geçiren yerli ve yabancı ziyaretçiler, sabah kahvaltılarında ve çay molalarında simidi tercih ediyor. Hatta birçok kişi dönüş yolunda bu eşsiz lezzeti yanına almayı da ihmal etmiyor.
-Rize Simidinin Farkı Neyden Geliyor?
Rize simidini diğer bölgelerin simitlerinden ayıran en önemli özellik, hazırlanışındaki incelik ve pişirme tekniği. Klasik yuvarlak formunu koruyan Rize simidi, ince hamurunun pekmezle buluşturulmasının ardından taş fırında pişiriliyor. Üzerinde susam bulunmayan bu simit, çıtır kabuğu ve yumuşak iç dokusuyla kendine özgü bir tat sunuyor.
Sabahın erken saatlerinde fırınlardan yükselen simit kokusu, Rize sokaklarını sarıyor. Esnaftan öğrencilere, memurlardan yolculara kadar herkesin elinde bir simit görmek mümkün. Özellikle Rize çayı ile birleştiğinde bu lezzet, yöre halkı için vazgeçilmez bir ikiliye dönüşüyor.
-Bir Lezzetten Fazlası: Kültürel Miras
Sadece kahvaltı sofralarının değil, günün her anının lezzeti olan Rize simidi, aynı zamanda köklü bir geleneğin taşıyıcısı. Birçok fırın, dedelerinden miras kalan tariflerle simit üretmeye devam ediyor. Bu da simidin yalnızca bir yiyecek değil, kültürel bir miras olduğunun göstergesi.
Rizeliler için simit; paylaşımın, sıcaklığın ve toplumsal belleğin bir simgesi. Bu nedenle Rize’ye yolu düşen herkese, çay eşliğinde bu özel simidi tatmaları tavsiye ediliyor.