Doğu Karadeniz Bölgemizin ekolojik (organik) yapısı, iklim ve toprak istekleri bakımından bir çok bitkinin yetiştirilebileceği bir alan olmasına rağmen bölgenin topoğrafik yapısı, yağış miktarının fazla, güneş alan gün sayısının az olması ve tarım yapılan alanlarında miras yoluyla bölünmesi gibi sınırlayıcı faktörlerde işin içine girince bir çok tarımsal faaliyeti yürütmenizi güçleştirmektedir. Bölgede tarımsal alanda yapacağınız üretimini çeşitlendirmekle mevcut alanlardan en ekonomik bir şekilde fayda sağlamanızı gerektirmektedir.

Avrupa da yapılan bir araştırmada karlı bir tarımsal faaliyet yapılabilmesi için en küçük tarım işletmesinin arazi büyüklüğü 130 dekarlık bir alana sahip olması gerekirken bizim ülkemizde bu alan 60 dekar olarak belirlenmiştir. Aradaki farkı görüyorsunuz. Bölgemizde yoğun olarak yapılan çay tarımında bile 60 dekarlık alana sahip işletme sayısı bir elin parmakları adedince desek yanlış söylemiş olmayız.  

Çaydan başkada bir geliri olmayan üreticilerimizin birçoğu da çaydan elde ettikleri gelirde meydana gelen azalmadan dolayı göç etmek zorunda kalmış, adeta biz gidemedik sen kendini kurtarmaya bak denilerek gurbete gönderilmiştir. Tabiri caizse Karadeniz insanı ekmeğini taştan çıkartır buna şüphe yok çok çalışkan bir insanımız var. Fakat Karadeniz insanı da aynı zamanda gururludur gitti de geçinemedi baksana dedirtmez kendine, aç kalma pahasına dik durur belli etmemeye çalışır. Gidenlerden çok iyi durumda olan olduğu gibi durumu iyi olmayanı da var tabiî ki.

Çünkü ülkemizde büyük şehirlere her bölgeden göç var. Herkes bir umutla gidiyor amma oralarda doldu artık sıkıntılar var. İnsanlar rahatlığa alışınca geri dönüşü zordur onun için kendi sıkıntıda olsa da çaylığını toplamak için yarıcı arar durur. O yüzden bu geri dönüşlerde cazip olan bir takım faaliyetleri sunarsak insanlarımıza önce emekli olanları çağırırız ardından da torunları dedemiz ne güzel bahçeler kurmuş gidelim de istifade edelim derler hem turizm olarak değerlendiririz hem de memleketlerini unutmamış olurlar.

Memleketini terk etmeyen ya da gidemeyen üreticilerimiz için bunu cazip kılacak neler yapabiliriz diye zaman zaman düşünürüm. Yaklaşık 60 yıldır çay üreticimiz yetiştiricilikteki alışkanlıklarını değiştirmek istemiyor. Arazide kazma vurup çalışmak adeta zor gelmeye başlamış. Bu yüzden öncelikle yaptığımız güzel bir çalışmayı gösteriyoruz ardından aynı güzellikte çalışma yapmalarını onlardan bekliyoruz. Emek vermeden, alın teri dökmeden yapılan işler hep eksik kalır.

Hele başkası sizin işinizi öylesine yapar. Bunu şunun için söylüyorum. Eğer yaptığımız bahçeleri güzel yaparsak o işten zevk alır görmek için hep yanında olmayı arzu ederiz. Bu emeğimiz zayi olmaz karşılığı belki biraz az olur ama bereketi bol olur. Harcarken bile iki kez düşünür öyle karar verirsiniz.

Basında küresel ısınmadan çok bahsediliyor. Hiçbir zaman gerçekleşmesini istemesekte  bu dalgadan en az etkilenecek olan bölgelerden bir tanesi de Karadeniz Bölgesidir. Topraklarımızın ve bölgemizin çok değerleneceği kanaatindeyim. Bölgemiz de ilerde tarımsal faaliyetlerin değer kazanacağını ve turizm yatırımlarının çok daha fazla olacağını düşünüyorum. Bizlerde bölgemizin tarımsal potansiyelini bu amaçla kullanabiliriz. Çünkü bölgemizin çok değerli tarım ürünleri mevcuttur.

Her biri altın değerindedir. Çayımız, kivimiz, kokulu üzümümüz, Trabzon hurmamız, karayemişimiz, likapamız, kestane balımız bizim için altın değerindedir. Bizim yapmamız gereken şey amatörlükten profesyonelliğe geçmek olacak. Bunlar için arzu edilen kapama bahçeler teşekkül ettirmek ve üretimlerini artırmak olmalıdır. Her birinin ürününde satışı konusunda bir sıkıntı yok. Sıkıntı bunlar için tüccar geldiğinde kimin ne kadar ürettiğinin bilinmemesi. Kivi de bu sıkıntılar biraz olsun aşıldı zamanla diğerlerinde de bunun aşılacağı kanaatindeyim.

Yatırımcı ne kadar üretiliyor dendiğinde üreticilerin listesi ve ne kadar ürettikleriyle ilgili bir rakam verilemediği için bunların planlanması gerekiyor. Çiftçimizin bu durumun farkına vardırılarak bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve geleceğe hazırlıklı olması için çalışmalara şimdiden başlamak gerekiyor. Bu aşamada üreticilerimize teknik bilgi ve beceri kazandırma konusunda üzerime düşen görevi yapmaya hazırım.