Değerli okuyucularım. Daha öncede bazı yazılarımda belirtiğim gibi klasik bir tabirle “Milliyetçi ve Muhafazakâr” biriyim. Özellikle ülkemiz için iki turlu milliyetçilik vardır. Birincisi benim “Birleştirici milletçilik” dediğim;  Türk, Kurt, Laz, Çerkez vb. etnik kökeni ne olursa olsun tüm Müslüman unsurları bir ve bütün gören, ayrıca milli manevi değerlerine, tarihine bağlı, Osmanlı ve Selçuklu gibi ecdadına saygılı ve sevgili,ilaveten mili menfaatlerini, şahsı menfaatlerinin çok üstüne tutan bir anlayıştır. İkinci milliyetçilik ise “Ayrıştırıcı milliyetçilik” tir.  Buda yukarda saydığım etnik kökenler üzerindenbölücülük yapan bir milliyetçiliktir. Bu tür ikinci milliyetçilik,  ülkemizi için;  çok zararlı, bölücü ve yıkıcı bir akım, tehlikeli bir fitnedir.

Birleştirici Milliyetçilikise tam tersi bu ülke için; büyük bir kazanç, birleştirici, bütünleyici, dış tehlikelere karşı koyma ve iç barış ve huzuru sağlamak bakımdan çok yararlı bir duygudur.  İşte ben böyle bir,  birleştirici milliyetçiyim.

Aslında her düşüncenin kendine göre bir muhafazakârlığı vardır. Buna rağmen Türkiye’ de genel anlamda,“Muhafazakârlık” dendiği zaman akla; İslam muhafazakârlığı ve ya alt yapısında İslam bulunan yarı dini yarı dünyevi,  milli ve manevi değerlerin muhafazakârlığı gelir.  Mesela Kurban kesmek tamamen dini bir muhafazakârlık iken;Ay yıldızlı Bayrağımızı, Ordumuzu, milli marşımızı ve benzeri değerlerimizi çok sevmek ve bunlara sadakatle bağlılık ise temelinde İslam dini olan, milli değerlerimizin muhafazakârlığıdır.

Şunu da bilmekte fayda var: Ülkemizin nüfusun büyük çoğunluğu aşağı yukarı % 70 ı Milliyetçi ve Muhafazakârdır.  Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi;Memleketimiz için en yaralı fikir, Milliyetçi ve Muhafazakârlıktır. Nüfusumuzun büyük bir çoğunluğu da bu düşüncede olduğuna göre, Milliyetçi ve Muhafazakârlar;  bu ülkenin birliği, dirliği ve beraberliği, memleketimizin adeta bel kemiğidirler. Bu ülke, bu güzel yurdumuz bu güne kadar dimdik ayakta durabilmişse;  Bu,  Milliyetçi ve muhafazakârların sayesinde olmuştur. Bundan sonrada hep böyle olacaktır.  Fakat şunu da hiç unutmayalım ki; bu yüce duygunun temelinde İslam dini vardır.

Biz Milliyetçi – Muhafazakârlar, Peygamber ocağı dediğimiz Şanlı ordumuzu; herkesten, her kesimden daha çok severiz. Bizim zaman zaman eleştirdiğimiz, şanlı ordumuzun kurumsal kimliği değil; Ordumuzun üniformasını giydiği, onun yüksek komuta kademesinde bulunduğu halde, O mübarek ocağa hiç uymayan hal ve hareket içinde ki General ve Amirallerdir.  Ne yazık ki bazı okuyucularımız ve belli odaklar, bu önemli ayrıntıyı ya anlamıyorlar yahut ta anlamak istemiyorlar.

Türkiye’ de bazı odaklar, geçmişte şanlı ordumuza Faşist ordu diyecek kadar alçaldıkları halde;  Bizim gibi Milliyetçi ve muhafazakârların, sadece ordumuza yakışmayacak davranışlardaki komutanları eleştirdiğimizde, sanki ordumuzun manevi şahsiyetine laf söylemişiz gibi bir tavır takınıyorlar.  Bu vesileyle hem benim dünya görüşümdeki kardeşlerim adına hem şahsım adına diyorum ki: Ben ve benim gibiler, yanı bizler; hiçbir hal ve şart altında dâhi Ordumuz için, Ordumuzun manevi şahsiyetini rencide edecek yarımkelime bile yanlış bir laf söylemeyiz.  Fakat bu durum:

Ordumuza olan bu ulvi bağlılığı suiistimal ederek, emanet ettiğimiz namluların ucunu bize döndürmeye çalışan veya bazı önemli yanlışlıkların içinde olan komutanlarımızı eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmez.  Şunun çok iyi bilinmesi lazım. Kurumların manevi şahsiyetini rencide etmek ayrı bir şey, o kurumlara laik olmayan idarecileri eleştirmek ayrı bir şeydir. Burada en önemli ayrıntı,eleştirinin şekli ve birde eleştiriyi yapanın keşiğidir. Yanı bir Mason Ordumuzun hayrına kolay kolay bir laf söylemeyeceği gibi, Bir milliyetçi muhafazakârda Ordumuzun aleyhinde hiç bir şey söylemez.

Artık bundan sora bazı generalleri eleştirdiğimizde kimse bizden art niyet aramasın. Bilinsin ki, biz bunu vatanseverliğimizin bir tezahürü olarak, Ordumuzu çok sevdiğimiz için… Ordumuz içindeki yanlış kişi veya hal ve harekeleri; Bu güzide ocağımızdan ayrı tutmak,  arındırmak için yapıyoruz bütün eleştirilerimizi.