Ben; Doğu Karadeniz Bölgesinin yüksek kesimlerinde yer alan “Kaçkar Sıra Dağlarının” en yüksek zirvelerinden birine sahip olan “Baldaş Dağı” ’ndan doğan bir dereyim!

Baldaş Dağının zirvelerinden doğduktan sonra, yol boyunca bana katılarak eşlik eden diğer kollarımla birlikte asırlardır hiç durmadan “Senoz Vadisi boyunca “ gürül gürül akar dururum!

Senoz Vadisi boyunca yatağımdan akarken asırlardır nelere şahit olurum sizlere bir bir anlatmak isterim!

Ben Baldaş Dağından doğan dereyim!

Yıllardır doğduğum başı dumanlı dağlardan “Senoz Vadisi” boyunca akar dururum.

Dağların zirvelerinde eriyen kar sularının beslediği; asırlardır yatağında, bazen sessizce, bazen de çağlayanlar gibi gürül gürül akarım.

Yol boyunca gökyüzünde kanat çırpan kartallara, şahinlere, karatavuklara, serçelere, dere kuşlarına, dağ tavuklarına arkadaşlık ederim!

Geçtiğim yerlerdeki muhteşem güzellikleri seyrederken huzuru hissederim bütün benliğimle.

Dağ geyikleri, ayılar, kurtlar, çakallar hemen yanı başımda koşar oynarken, ben onları keyifle izler ve daha bir coşkun akarım!

Yol alırken vadisi boyunca; bu güzellikleri huzur içinde ve sessizce seyre dalarım.

Kelebekler, arılar, çit çit kuşları, su yılanları, solucanlar, çekirgeler suyumdan kana kana içerler.

Kendimi onlara olanca cömertliğimle sunarım.

Ne onlar beni ne ben onları üzerim!

Ben Baldaş Dağından doğduktan sonra yol boyunca yeni arkadaşlar edinen bir dereyim!

Yol boyunca, dağ yamaçlarından irili ufaklı arkadaşlarım katılır bana.

Onlarla kavuşma noktalarımız bazen bir “şelale” vasıtasıyla olur.

Bazen de bu buluşma, toprağın içinden yol bularak meydana gelen “puğar sularıyla” olur.

Bu yeni arkadaşlarıma kavuşunca daha gür bir sesle ve güvenle akarım.

Yeni arkadaşlarımla son menzile doğru akarken; geçtiğimiz her yere bolluk bereket bırakmaktan büyük keyf alırız.

Ben Baldaş Dağından doğup Vadisi boyunca sevgi dağıtan bir dereyim!

Benim bir yığın sevenim var bu vadi boyunca…

En başta bugün sayıları az da olsa beli kamburlaşmış ama yüreği sapa sağlam yaylacı analarım var.

Köylerde yaşayan ihtiyar insanlarım, her yaz silah-i rahim yapan gençlerim var.

Üzerime kurulan “tarihi taş kemer köprülerin” en yakın dostuyum!

O tarihi kemer köprülerden geçen okul çocuklarına yol boyunca eşlik ederek gururla akarım.

Genç sevdalılar en güzel “sevdaluk türkülerini” bir inci gerdanlık gibi yol boyunca dizilmiş olan taşların üzerinde söylerken onlara sesimle eşlik ederim!

Ben Baldaş Dağından doğan dere, yol boyunca vadiye bereket dağıtırım!

Geçtiğim her köyde bereketin de adıyım.

Çamın,gürgenin,kızılağacın,komarın,dikenin,karayemişin,elmanın,armudun,kirazın,cevizin,çileğin,fasulyenin,merağağuğun, kestanenin, joğun, jağın, ve daha onlarca meyvenin, yemişin ağacın boy atması meyve vermesinin adıyım!

Ekip biçen, üreten bu insanlara bolluk bereket verdiğimden dolayı; beni seven köylülerim var.

Bu köylerde yaşayan bebelere, gençlere, yetişkinlere kırmızı pullu alabalık ikram eder, serinlemeleri için göllerimi emrine veririm!

Ahırlarındaki inekleri, koyunları, katırları bereket getirdiğim otlaklarında beslenir, suyumdan kana kana içerler!

Ben Baldaş Dağından doğan bir dereyim, acımı hissedin isterim!

Uzun zamandır suyumu kurutmak için çalışan iş makineleri, yüreğimin acısını hissetmeden hoyratça üzerime tepinir dururlar!

Bu acıyı sessizce duya duya özgürlüğüme kavuşacağım günü beklerim!

Olup bitenler karşısında sessizliğe gömülen insanları arar gözlerim.

Alaycı ve hoyratça bir iştahı olan insanların bakışlarını görünce derin bir ah çekerim.

Ben Baldaş Dağından doğan ve muhteşem bir hikâyesi olan dereyim!

Geçtiğim her yaylada, her mezra da ve her köyde, yeni hikâyeler, yeni hayatlar meydana getiren bir dereyim!

Bugün yaşadıklarımızdan dolayı yatağına küsmüş gibiyim adeta!

Sevdasını asırlardır soluduğum, gururla aktığım o güzel günlerimi arıyorum.

Beni duyacak ve anlayacak, bir gönül, bir vicdan, bir merhamet bekliyorum!

Bu vadideki hikâyem devam etsin istiyorum!

Tükenmek istemiyorum!

Ben Baldaş Dağından doğan dere; isterim ki sesime kulak veresiniz!

Güneşin doğduğu andan, batacağı ana kadar tüm kollarımla birlikte “Senoz Vadisine” bereket getirmeye devam etmek istiyorum.

İnsan için, orman için, hayvan için yaşamak istiyorum!

Beni karşılıksız sevenlerin, yine eskisi gibi; “gürül gürül ak” seslenişini duymak istiyorum.

Son olarak; benim özgür akmam için çırpınan bir avuç doğaseveri tüm kollarımla birlikte bağrıma basıyor, onların derdinin benim derdim olduğunu haykırıyorum!

Bir günde dört mevsimin yaşandığı “Kaçkar Dağları”; ona bakan yabancı bir göz için “büyüleyici bir güzelliğin resmidir ancak.”

Fakat bu güzellik; “Kaçkar Dağ silsilesini avucunun içi gibi bilen insanlar içinse; tutkulu bir sevdanın ve hayat kaynağının da adıdır aynı zamanda.”

Senoz Vadisinin en yüksek kesiminde bulunan ve vadinin çatısı kabul edilen “Baldaş Dağı” Kaçkar Dağ silsilesi içinde bulunan ve “Senoz Vadisine” hayat veren ana su kaynağının çıkış noktasını oluşturur.

“Baldaş Dağı” zirvesinden kuş bakışı bakıldığında hem Hemşin Vadisinin hem de Senoz Vadisinin izlenilebildiği muhteşem güzellikleri içinde saklayan bir dağdır.

Bu yazı vesilesi ile istedim ki ;“Baldaş Dağı”ndan doğan ve Senoz Vadisi boyunca geçtiği her yerdeki canlılara hayat veren deremiz, kendi hikâyesini, bize o coşkulu diliyle anlatsın.

…Ve; “Hemşin Vadisi” boyunca özgür akan kardeşi “Fırtına Deresi” ve coğrafyamızda bulunan diğer vadilerdeki dereler gibi özgür aksın!

Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun.