İnsanlığın, Kuran-ı Kerim’in rehberliğine her dönemden daha çok muhtaç olduğu bu asırda, yeni anayasa tartışmaları etrafında kopartılan ve bugünlerde insanın haysiyet ve şerefini ayaklar altına alan “başörtüsü” tartışmalarını hafakanlar basarak hep beraber izliyoruz…

Kuran-ı Kerimi rehber edindiğini söyleyen Müslümanlara her zamankinden daha büyük sorumluluk düşmektedir bugünlerde. Bakın bugün bu ülkede tartışılan konulara ne demek istediğimi daha iyi anlayabiliriz…

Bir tarafta özerklik tartışmaları altında ülkemizin bir bölümü üzerinde hayaller kuranlar ve onlara karşı akli selimle dik duran bir cepheden söz edilebilir… diğer taraftan da, inançlarımız ve onu uygulama çabası içinde olan bu ülkenin insanına reva görülen muameleler, sanki sahipsiz gibi sürekli tartışma konusu edilebilmekte…

Başörtüsü konusun da iki yazı kaleme aldım bugüne kadar…”Başörtüsü dramı ve hakaret” ilk yazımdı. Daha sonra 411 milletvekili tarafından kabul edilen yasaya karşı, anayasa mahkemesinin bu kabul edilen yasaya vize vermeyen uygulamasını eleştirdiğim “dokuz el kaosa kalktı” başlıklı yazılarım da ki ifadelerimin bugün de arkasındayım!

Yukarda ki cümlemde, şuurlu Müslümanlara her zamankinden daha büyük sorumluluk düşmektedir dedim. Evet,”kendisinden hiçbir şüphesi olmadığına inandığı Kitabının rehberliğinden istifade etmeyip” makamı ve maddi çıkarlarını gözeterek,inandığı değerleri heba etmesi,kaçınılmaz olarak karşı tarafı cesaretlendirecek ve bugün yaşadığımız bu açmazlara bizi duçar edecektir…Daha açık ifadeyle; ucuz yollara saparak “zaman sana uymuyorsa sen zamana uy” diyecek ve yaşantısıyla,söylemleriyle karşı tarafın iştahını kabartarak olmadık hakaretlere de maruz kalacaktır!...

Bizim için “yakın tehlike” sorumluluğumuz altında olan insanımıza, hem devlet eliyle hem de bizatihi kendimiz olarak “dinimizin gereklerini” öğretemememizdir!...Bugün geldiğim noktada ki tartışmalar benim haklılığımı teyit eden mahiyettedir…

Bu uzun girişten sonra şimdi asıl meselemiz üzerine kalem oynatabilirim sanıyorum!...

Ben her yazımda en ağır eleştirileri bile yaparken sürekli edebimi muhafaza ederek, kimseyi kırmadan, dökmeden, olayları kişilere indirgemeden meramımı ifade etme gayretindeyim.

Ama şunu ifade edeceğim izninizle, Müslümanlar, Müslüman’ca bir hayat yaşamadığı sürece,bugün yaşadığımız sıkıntılar artarak devam edecektir!

Hadi sınırlarımızı biraz zorlayalım ve başörtümüze dil uzatanlara Necip Fazıl Üstadımızın bu konuda ki bir tespitine yer vererek bugün ki yaşanılanları pratiğe dökelim…” Hayvan bile pisliğini örterken…kedi ve köpek bu işi ayaklarıyla görür…at ve eşek işeyeceği zaman arka ayaklarını açarken…ve bunlar hemen göze çarpmaması gereken uzuvlarını kuyruk altına ve apış aralarına saklarken…Bir çeşit insan da bu fıtri ihtiyacı anlayamamak ne oluyor? Kuran böylelerine “hayvandan aşağı” diye kaydeder…Örtünme,kadını da en güzel ifadeye bürüyen bir tertip arz eder ve bilhassa kadını,ahlak telkin edici,haşyet verici ve hürmet çekici bir cazibe heykeli olarak diker…”

Daha öncede yazdım…Ben din alımı değilim onun için Ayet ve Hadislere müracaat etmeyecek sadece bugün ülkemizde ki yaşanılan drama karşı söz söyleyeceğim!

Çünkü; Başörtüsü konusunda ki mesele önce hanımlarımızı ilgilendiriyor. Onların ne giyeceğine kim karışabilir…İsteyen Allahın Ayetlerini bazı Kuran yorumcuları gibi başını örtmek olarak anlar isteyen de anlamaz. Kuranda örtünmeyle ilgili üç ayet var bırakın bu ülkenin hanımları kendi anladıkları şekilde bu ayetleri tefsir edip, gereğini yapsınlar… Benim derdim insan haklarına tamamen zıt uygulamaları sorgulamak..Mesela benim sevgili anacığım, başına beyaz çember bağlar, üzerine de çeşitli renklerle puşi sarar!

Öncelikle, Üstadın ortaya koyduğu bu kıstaslara Müminler olarak biz riayet edeceğiz. Bu durumun nasılını ve niçin ini öyle göstereceğiz ki, karşı tarafın eline koz vermeden inancımızı hayatımıza dost doğru tatbik edeceğiz. Bir eli yağda bir eli balda Müslümanlardan olmayacağız!...

Sevgili devletlularımız buyuruyorlar ki; Başörtüsü üniversitelerde serbest olsun ama kamuda bu yasak devam etsin! Yanı, inancı gereği başını örten kızlarımız,doktor olsun,mühendis olsun,avukat olsun ,öğretmen olsun ama okul bittikten sonra evlensinler çoluk çocuk yetiştirsinler. Bu laik ülke,onlara da kamu hizmetini en güzel şekilde vermesini bilir,biz onları düşünerek böyle bir karar alıyoruz! Dünya üzerinde bundan daha aptalca bir düşünce olabilir mi ?  

Ey haşmetmaaplar!

Köylerimiz boşaldı biliyor musunuz? Bir zamanlar, bugün okumak için can atan kızlarımızın anneleri köylerde yaşıyorlardı ve onlar bahçelerini ekip biçerek aile bütçelerine katkı sunuyorlardı…Ama bugün, boşalttığınız,üretim yapılmayan sadece gezip tozmak için var o köyler! Bu korkuyu üzerinizden atın, bırakın da insanlar bu güzel ülkede kardeşçe yaşamanın keyfini sürsünler…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bile hükümetten garanti istiyor, daha önce  AKP’lı Burhan Kuzunun açıkladığı gibi… Neymiş efendim bu garantinin adı; kızlarımız üniversiteye Başörtüsü ile okuyabilmeli ama kamuda çalışmaya sıra geldi mi buna yasalarla engel olunmalıymış! Size mi düştü bu garantiyi istemek Sayın Bahçeli! CHP ve laikliği ilahlaştıran bir sürü insan, kadınların başörtüsü ile değil üniversitelerde okumasını kamuda da çalışmamasını zaten yıllardır seslendirmiyor mu?

Bir meslek sahibi olan başörtülü kızlarımızın günahı ne? Bir taraftan siyasetçiler bir taraftan da bu ülkenin işverenleri bu kızlarımıza neden çalışma imkanı sunmuyorsunuz? 24 milyon çalışma yaşında kadın var bu ülkede ama sadece 6 milyonu istihdam edilebiliyor bundan haberiniz var mi? Pekala anayasamızda teminat altına alınan çalışma hürriyeti, başörtülüler için geçerli değil mi?

Bu meselenin “dram” olmaması için yapılacak iş şudur…Sayın Başbakan, CHP’nın talep ettiği dokunulmazlıkların kaldırılması noktasında ki isteğine rıza gösterecek ve konu behemehal  mecliste çözümlenecektir. Hem Sayın Başbakana sormak istiyorum,bir zamanlar sizin de seslendirdiğiniz dokunulmazlıklar kalksın talebiniz,binlerce üniversite yaşına gelen Başörtülü kızlarımızın dramından daha mi önemlidir? Yoksa bir seçim süresince de bu meseleyi nasıl istismar edeceğinizin hayalını mi kuruyorsunuz?!...

Görüşmek üzere,Allaha emanet olunuz…