İnsanız, zaman zaman hata işleriz ama yaptığımız hatanın bazen farkına varırız bazen varmayız. Hatamızın farkına varınca bazen de özür dileme cesaretimiz olmaz öyle kalır. O zaman bu hata karşı taraf için büyür büyür ve beynini sarar, saplantı halini alır. Kişi kendi içinde artık bu durumu affedemez hale gelerek sırtına bir yük gibi taşır. Buda tüm psikolojisini etkiler. Oysaki hata için özür dilendiği zaman karşı taraf bunu sırtına yük gibi yükleyip takıntı haline getirmez. Bundan dolayıdır ki bir hata yaptığımızda özür dilemeliyiz.

Bu özür yukarıda da belirttiğim gibi sadece hata yapanı değil hata yapılanı da kurtaracak bir formüldür. Hata yapılan için formülümüz burada devreye girer. Yani “bağışlama sanatı” bağışlamak öğrenilebilen bir davranıştır ve insanın psikolojisi üzerinde inanılmaz bir rol oynamaktadır. Çünkü belirttiğim gibi kendisine karşı yapılan hataları iç dünyasında biriktirir biriktirir ve sanki sırtında bir yük gibi takıntı haline getirir. Bu takıntı ilişkilerini etkiler, sinir stres yapar ve insanlara karşı güven sorunu oluşmasına neden olur.

Biz insanlar güven olmadan yaşamakta ve ilişkilerimizi yürütmekte zorlanırız. Bizim için en önemli meseledir ilişkilerimizde öncelikle güven duymak. Bundan dolayıdır ki öncelikle bağışlama sanatını öğrenmemiz gerekir. Duygu dünyamızı terbiye eder ve bağışlamayı öğrenebilirsek sırtımızda hatalardan koca bir yükü taşımak zorunda kalmayız.

Hatayı affetmemek yanında cezayı da getirir çünkü her hata bir cezaya muhataptır. Kişi hata işleyince muhatabı buna binaen karşısındakini cezalandırmak ister. Böylece kendisine yapılan hataya karşılık üstü kapalı bir özür diletme şekli olarak görür dolaylı yoldan. Oysa tek bir özür veya bağışlama tekniği cezaya da ilişkiler arası soğukluğa da meydan vermez ve sıkıntı aradan kalkar.

Ayrıca bağışlamak büyüklük ve olgunluk getirir. Bağışlayan taraf her zaman takdir gören taraftır. Olgun kişiliğiyle ve geniş bakış açısıyla, sırtına yük almak istemez, ilişkisinin bozulmasını istemez. Bağışlayarak hem kendisini hem de karşısındakini ağır bir yükten kurtarmış olur. Hem özür dilemek hem de bağışlama yeteneğine sahip olmak bu durumda her iki taraf içinde olgunluktur.

Dostluklar güven, sevgi, saygı üzerine kurulur. Zaman zaman da olsa insanlar birbirlerine karşı hatalar yapabilir. İşte yukarıda bahsettiğim gibi özür dilemesini bilerek ve affetmesini bilerek hareket edersek ilişkilerimiz daha sağlam olur ve birbirimize karşı daha fazla güven dolu olur ki aradaki sevgiyi saygıyı yitirmeyiz. Sizlere bol özürlü ve bağışlama dolu zamanlar diliyorum. Sırtımıza yük almayalım…