Herkesin kendi çayını elle topladığı zamanlarda yağmur altında tahta bir orakla gizli gizli çay toplayan Rizelilerin imdadına yetişmiş çay makasıyla çay toplayı sağlayarak Fadime ninelerin duasını almıştır. ÇAYKUR Genel Müdürlüğü bugün Rize'de ise bunu ona borçluyuz. Rizespor’un kuruluşunda, 1. Lige çıkışında ve mücadelesinde yüreğini ortaya koydu. Onun döneminde yapılan çay fabrikaları, Rizeliyi iş sahibi yapması Rizespor sevdası hep konuşulacaktır. Biz onun Rize'ye kazandırdığı bölge müdürlüklerini koruyamadık. Rize deyince kalp atışı değişirdi. Rize’ye sadece gözleriyle değil, yüreğini de katarak bakardı.

O TAM BİR RİZE VE RİZESPOR SEVDALISIYDI

Hayatının her döneminde Rizelilerin yanında oldu. Kapısı yüreği her zaman Rizelilere açık oldu. Rizespor’un Profesyonel kuruluşunda aktif olarak yer aldı. Bakanlığı döneminde bin bir zorlukla toplanan çayın makasla toplanmasını sağladı. Çayın Rizelinin haykıran sesi oldu. Gümrük Ve Tekel Eski Bakanı Tuncay Mataracı amcamız 17 Aralık 2020 Perşembe Saat 22.00 da aramızdan ayrıldı. Rizelilerin benliğinde yüreğinde o hep yaşayacak.  Onunla Rizespor üzerine yapmış olduğum bir söyleşiyi sizinle paylaşıyorum.

*Çocukluğunuzdan, futbola başladığınız yıllardan söz edermisiniz ?

1935 yılında Rize'de doğdum. Daha okula başlamadan ağaç kavunu toplarımızla mahalle aralarında maç ederdik. Ya da yamalı toplarla... 'Buhtinin Düzü'nde (şimdiki Tevfik İleri Meslek Lisesi'nin olduğu yer), o zamanın Şarkspor ve Halkspor'un da oynayan Uzun Yusuf ve Kazım Kartal'ları seyrederek futbolu öğrendik. Ortaokul son sınıfta okurken, 1948 yılında Güneşspor'a girdim. Şimdiki Ticaret Lisesi'nin olduğu yerde ve bugünkü Atatürk Stadyumu'nda maç yapardık. Lisede devam ederken bir maçta çıkan kavga sonucu (1952), Trabzon'a sürgüne gittim. Orada da Trabzon İdman Gücü ve Trabzon Lisesi'nde oynadım. Aynı zamanda voleybol, hentbol, atletizmde de yer aldım. 1956 yılında geri döndüm. 1960 yılında askere gittim. Geri döndüğümde Güneşspor'da yöneticilik yapmaya başladım. O zaman bizimle olan Muharrem Kürkçü, Atıf Taviloğlu, Yılmaz Arayıcı, Nafiz Can ayrılıp Yeşil-Sarı renklerle Rizespor'u kurdular. Ne zaman ki profesyonellik, söz konusu oldu. Güneşspor, Fener Gençlik ve Rizespor'u birleşip, 1968'de bugünkü Rizespor'u kurduk.

*Kuruluş yıllarının, profesyonelliğe geçişin tanığısınız. O yılları anlatırmısınız ?

Rizespor'un Kuruluş hikâyesini bazılarımız bilebilir ama çekilen zorluklan ancak yaşayanlar bilir. Bu yolda servetini bitirenler oldu. Bizler yokluklarla ayakta durmaya çalıştık. Üç büyüklerin hep korkulu rüyası olduk. Tarihe altın harflerle geçen futbolcularımız oldu. Hiçbir şeyimiz yoktu ama ruhumuz vardı. O devirlerde futbol, Türkiye'de de bir başkaydı. Herkes kardeşlik ve dostluk çerçevesi içinde canla-başla mücadele ederdi. O zamanlar İstanbul'da böyle stadyumlar yoktu. Maçlar İnönü'de olurdu. Bütün rakip takımların taraftarları olurdu. Büyük bir coşkuyla tribünler inlerdi. Şimdi küfürlerle inliyor. Bizim başımıza yağmur yağardı, şimdi taş yağıyor. Köroğlu'nun 'Delikli yani tüfek icat oldu mertlik bozuldu misali, profesyonellik icat oldu futbol bozuldu.

*Spordan siyasete geçiş nasıl oldu?

1969'da Adalet Partisi'nden aday oldum. O zamanlar ün seçim vardı. Seçim sistemine göre kazanmıştım ama ilçelerden gelen oylarla kaybettim. Adalet Partisi, merkezde elde ettiğim başarıdan dolayı benim önümün açık olduğunu gördüler ve İl Başkanı yaptılar. 1973'de tekrar aday oldum. 600 oyla kazanmama rağmen, partideki bölünmeler nedeniyle parlamentoya giremedim. 1977'de tekrar aday olduğumda 57.300 oyla Rize'nin şuandaki nüfusu göz önüne alındığında bu büyük bir oydur, parlamentoya girdim. 1978'de Gümrük Bakanı oldum. 1980'de de darbe oldu. Darbeden iki-üç ay sonra Tuncay Mataracı, hapse girdim. Olmayan Anayasa'yla yargılandım. Tıpkı daha önceki darbelerdeki gibi kararı çoktan belli olan mahkemelerde yargılandım.

*Son olarak ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?

Türk Sporuna gelince, özellikle futbol spordan uzak bacasız sanayi oldu, Trilyonlarca paranın döndüğü bu sektörde ne yazık ki eski tat kalmadı. Çünkü yabancılaştık. Taraftarda değişti. 'Kim de suç?' diye bakmadan herkes biraz suçu üzerine alıp, liglerin tekrar o eski ruhuna kavuşması için gerekli gayreti sarf etmeli. Rizespor'umuz bu ruhla savaşmalıdır. Özellikle kendi çocuklarımızdan kurulan bir kadroyla yola devam edilmeli. Çaykur Rizespor gibi bütün kulüpler altyapıya dönmeli ve kurumsallaşmalıdır. Çaykur Rizespor hepimizindir. Büyük başarılar elde etmek için kenetlenmeliyiz. Komşumuz Trabzon'a bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. 7'den 77'ye herkes Rizesporlu olmalıdır.

Editör: HABER MERKEZİ