Zaman zaman okuyucularım ve arkadaşlarım bazı köşe yazarlarının yazılarını mail olarak bana atarlar ve bu köşe yazıları ile ilgili düşüncelerimi sorarlar…Son olarak Ahmet Altan’ın “Müslümanlık ve Milliyetçilik” başlıklı yazısı hakkında ne düşündüğümü ve bu konu hakkında ki düşüncelerimi merak ettiklerini söylediler…Aslında bugüne kadar yazdığım yazılar Ahmet Altan’ın bu yazısına  cevap niteliği taşımakta ama varsın olsun bu konu da bir kez daha yazmış olayım!...

 

Bu yazımın asıl muhatabı Ahmet Altan değil bunu en  baştan söyleyeyim. Bize ondan yakın ama fikir ve beşeri sefaletlerini tedavi etme noktasın da zaaf gösteren kardeşlerimdir!

 

Malum yazının neresinden başlayacağımı doğrusu bilemiyorum! Sanırım en iyisi Ahmet Altan’ın yazısının sonun da sorduğu “o zaman, bu işi daha iyi bilenler “Müslümanlıkla milliyetçilik” arasında ki ilişkiyi anlatsınlar. Anlatsınlar ki Müslümanlıkla milliyetçilik bir arada olur mu yoksa birileri bizi kandırıyor mu net bir şekilde öğrenip anlayalım” cümlesinden başlamak….

 

Yüce Yaratıcı Kuran-ı Kerim de “ Ey iman edenler! Biz sizi bir erkekle bir kadından yaratık,sonra da birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız ve aranızda ki münasebetleri bilesiniz diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık” (Hucurat Süresi 13)  İslam’ın şartı klasik öğretilerde beşle sınırlandırılmış malumunuz! Pekala, Allah’ımız insanın milletini sevmesini şart koşuyor.İnsanın milletini sevmesi o nu müspet manada yüceltmesi ne oluyor o zaman?!

 

Peygamber Efendimiz “ Sizin en hayırlınız, sınırı aşıp günaha girmemek şartıyla milletini, aşiretini müdafaa edeninizdir” “Kişi kavmini sevdiği için suçlandırılamaz” diyerek, Necip Fazıl’ın ifadesiyle “ hudut için de hudutsuz milliyetçiliğe ”bir işaret olarak görülmemeli mi bu durum, Müslümanlar açısından?

 

Ahmet Altan diyor ki “Milliyetçilik insanları “böler” gruplara ayırır, kendi grubunu, ırkını,soyunu yüceltir,din ise insanları bölmez” bu ifadeleri kullanan yazar,aslında söylediklerine kendisi bile inanmıyor! Çünkü diyor ki “kabul edeyim ki bunlar benim çok da iyi bildiğim konular değil. Din hakkında yanlış şeyler söylemiş olabilirim” Bunları söylüyor ama maalesef “İslamcı geçinen” cemaatçi arkadaşlara da din adına akıl vermekten geri durmuyor! Aslın da “şark kurnazlığı” yapıyor. Bunları bal gibi de biliyor ama nasıpsız olmak başka bir şey sanırım!

Gerçi haksızlık da etmeyelim, kendisine servis edilen belgelerden vakit bulamıyor ve Milliyetçilerin , hem de en kralından şuurlu Müslüman oldukları noktasında ki bilgisizliğini giderici kaynaklara da ulaşamıyor olabilir!

 

Milliyetçiliğin Fikir üstadı Ziya Gökalp’e kulak verelim “Millet, dilce,dince,ahlakça ve güzellik duygusu bakımından müşterek olan,yanı aynı terbiyeyi almış fertlerden murekkeb bulunan(meydana gelmiş) bir topluluktur”(Türkçülüğün Esasları)  Şimdi bu tespit de ortada dururken Ahmet Altan’ın ifade ettiği gibi “ Bir ırkı ya da bir gurubu diğerinden daha önemli görmeden milliyetçi olunmaz” kanaati nasıl  ortaya çıkar?

 

“Bugün bir devletimiz var. Millet halindeyiz. Din olmayan yerde milliyetten bahsedemeyiz. Din bizi millet yapmıştır. Onun için tarihe ve dine dayanmayan milliyetçilik olmaz” diyen Cemil Meriç’e karşı Ahmet Altan’ın “ Müslüman biri Milliyetçi olamaz” sözü ne kadarda komik ve sıradan ve yavan kalıyor!

 

Said Nursi biliyorsunuz bir Kürt’tür! Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetine karşı isyan bayrağı açan Şeyh Said’ın “Sizin nüfuzunuz  küvvetlidir” diyerek yardım istediğin de o na şu cevabı vermesi manidardır. “Türk Milleti asırlardan beri İslamiyet’e hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılıç çekilmez; siz de çekmeyiniz. Teşebbüsünüzden vaz geçiniz. Millet irşat ve tenvir edilmelidir” ( Tarihçeyi Hayat)

Buna karşın bugün size ne oluyor da bu milletin insanlarını birbirine düşürmek için olmadık cambazlıkları yapabiliyorsunuz?

 

Bediuzzaman aynı zaman da İslam ve Milliyetçilik konusun da şunları da söylemekten geri durmamıştır “Aynı dili konuşan aynı vatan da yaşayan insanların dini de aynı ise küvetli bir millet oluştururlar. Vatan ve dinleri birse, dilleri farklı da olsa, yine aynı milleti temsil eder” (Mektubat)

 

Oysa ne diyordu Ahmet Altan “ Ben milliyetçiliğin “vicdanla” bir araya kolayca gelemeyeceğini ama Müslümanlığın bir vicdanı olduğuna inanıyorum”

Ahmet Altan bel altından vurmayı kendisine şiar edinmiş ama bizim Milliyetçiliğimizin vicdanı tarafını hem de harikulade örnekleriyle görmemesini “vicdanı körlüğüne” bağlıyorum!

 

Allah’ın Ayetini, Peygamberimizin Hadislerini ve bir iki örneğini vermeye çalıştığım “düşünce adamlarımızın” Milliyetçilik ve Müslümanlıkla ilgili fikirlerini, Ahmet Altan’a dolayısıyla onun ağzının içine bakan “fikir sefaleti” için de ki kişilere ithaf ettim!

 

Bu konuda ki son söz Nurettin Topçu’nun “Bizi zaaflarımızdan sıyıracak bir milliyet ideali düşünürken Allah’sızlıkta şifa ummayalım, garplılaşma da hüner görmeyelim; ruh ve vücudumuzla minnetle bağlandığımız bir toprak ve bir tarihe teslim olmalıyız”( Türk Yurdu Dergisi)

 

Görüşmek üzere,Allaha emanet olunuz….