Eskiden her şeyin hası,her şeyin harbisi makbulmuş.Adamın hası,yemeğin hası,giysinin hası,sözün harbisi,delikanlının harbisi velhasıl her şey harbi ve hastı.

Maalesef öyle bir zamanda yaşıyoruz ki çakma olmayan neredeyse hiçbirşeyimiz kalmamış gibi.

Neyimiz orijinal kalmış diye merak ettiğimde pek bir şey bulamıyorum günlük hayatımızda.

Toplumumuza örnek olması gereken,akıl vermesi gereken insanlarımız bile çakma.

Düşüncelerimiz dahi çakma,alıntı,özenti veya nakilci .

Yiyeceklerimizin eskisini arıyoruz. İçtiğimiz suyun eskisini arar olduk.

Giydiğimiz kıyafetlerin,ev eşyalarının eskisi gibi değil,tam tersine ne kadar dayanaksız olduğuna sürekli şahit oluyoruz.

Ağzımızdan çıkan sözlerimizin çoğunluğu bile çakma.Ya argo sözler, ya da ünlü birilerinin sözleri.

Fikir adamlarımızın,tarihçilerimizin,siyasetçilerimizin,sanatçılarımızın, şair ve edebiyatçılarımızın,bilim adamlarımızın,zenginlerimizin bile çoğunluğu yerli ve milli olmaktan çok uzaklar.

Din alimleri ve tarikat şeyhlerinin bile bir kısmının mütevazilik,sadelik ve özüne uygun kalmaktan öte işlerle vakit geçirdiğini görmekteyiz.

Yukarıda saymaya çalıştığım alanlardan yetişen kaç kişi tamamen yeni bir şeyler ortaya koyabilmektedir.

İnancına, kültürüne,örflerine,geleneklerine tamamen ve gönülden bağlı kaç öğretmen vardır.Genellikle işimi yapıp günü kurtarayım diyen eğitimcilerimizin sayısı çok fazla.Has ve harbi olarak nitelenebilecek hakiki hocalarımız maalesef o kadar az ki.

Çok önceden duyduğum bir söz vardı,”Son delikanlılar Çanakkalede şehit oldu”.Bu söz anlayana o kadar çok şey anlatıyor ki.Anlamayanlar delikanlılığın kitabını ben yazdım diyor.Bu duruma üzülmekten başka ne yapılabilir ki?

İyilikler,yardımlar bile sahte olmuş.Sağ elimin verdiğini sol elin bile görmemesi,bilmemesi gerekir anlayışından gelen bir toplum bugün gösteriş,reklam,şov yapmaktan geri durmamamakta.Hani sadece Allahın rızasını kazanmak vardı.Herkes görsün, bilsin de neyin nesi?

Neden ve nasıl bu hale geldik,ne olacak halimiz?

Bu soruların cevabı uzun ve çözümü de bir o kadar zaman alıcı.Toplumun bozulması yüzlerce sene almıştı,düzelmesinin hemen olmasını beklememek lazım.

Topluma öncülük yapmakla görevli olanların toplumun bütün değerleriyle barışık olması gerekir.Manevi dinamiklerden uzak,hatta hiç inancı olmayan insanların nasıl bir öncü rol olabileceklerini tahayyül etmek zor değil.Zaten bugünlerde etrafımızda bir çok çakma öncüleri de görüyoruz.