1071 Malazgirt Zaferi’ni Sultan Alparslan’la kazanan Selçuklular, Anadolu’yu Türk Milletine sonsuza dek yurt edindiler… O tarihte, Anadolu coğrafyasının hâkimi tarihi bir gerçek olarak Bizans’tı. Hepimizin bildiği gibi bu gerçeği bir kez daha neden ifade ettiğimi yazım ilerledikçe anlayacağız inşallah!

Uzun bir yürüyüşten sonra Anadolu’yu vatan edinmek için gelen Türkler, Anadolu’ya mührünü her alanda vurarak bu güne kadar ki bilinen Anadolu Türk Tarihini gerçekleştirmiştir…

Şimdi; Türkler, Anadolu’ya geldiklerinde bu coğrafyada yaşayan Kürt var mıydı? Bir Kürt Devleti ya da Beyliği vardı da, Malazgirt savaşını Bizans’la değil de bu Kürt Devletiyle mi yapmıştır? Yok, öyle şey olur mu diyorsanız ben de soruyorum buradan. Anadolu’nun tarihi ortadadır. Malazgirt savaşını Bizans’la yapan Sultan Alparslan, Anadolu’yu baştanbaşa “Türk Yurdu” haline getirirken, bugün zorla bir etnik kimlik giydirilmek istenen Kürt Kardeşlerimiz neredeydi?

Ben uzun zamandır bu meselelerle ilgili yazılar yazıyorum bildiğiniz gibi… Bir yazım da Kürt’lerin ,Turanı olduklarını ifade etmiştim.Okuyucularımdan bu konuda çok fazla itiraz aldım.Bunlardan bir tanesi, atmış olduğu mailde özetle şu soruyu soruyordu…”Kürtleri zorla Türk göstermenin ne faydası var bu ırkçılık değimlidir?” okuyucuma verdiğim cevabi sizlerle de paylaşmak istiyorum.Özetle ”Malazgirt Savaşından sonra biliyoruz ki Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu…Selçuklu Devleti yıkılırken,Anadolu’da irili ufaklı bir çok Türk Beyliği kuruldu.Bunların için de ya da Kürtlerin Güney Doğu da kurdukları en azından bir Beylik var mıdır!  Kısaca, o bölgede tarih içerisin de bir beylik ya da bir Kürt devleti kurulmuş da bizim mi haberimiz yok!..” 

Okuyucuma verdiğim cevap özetle böyleydi. Bana sadece şunu dedi o okuyucum attığı mailde” bunları hiç düşünmemiştim doğrusu!”

Ben de doğrusunu söylüyorum işte! Selçuklulardan ve Türk Beyliklerinden sonra Anadolu coğrafyasına Osmanlı-Türk hâkimiyeti damgasını vurmuş ve Osmanlının devamı hatta Selçuklular-Türk Beylikleri-Osmanlı Devletinin devamı olarak ta Anadolu’muz da bugün ”Türkiye Cumhuriyeti Devleti” egemenliğini devam ettirmektedir…  Yazdıklarım tarihi gerçekler değimlidir? Birileri, ya da daha açık bir ifadeyle, tarih şuurundan nasiplenmemiş siyasetçiler, köşe yazarları, sahte aydınlar ve onların avaneleri (ajanlar, misyonerler, siyasi Kürtçüler)Anadolu coğrafyası üzerine etnik tartışma açarak bu cennet vatanı “etnik ayrımcılığa” kurban etmeye çalışmaktadırlar…

Gaflet ve delalet için de olan bu insanlar,her ne hikmetse ham hayaller peşinde avazları çıktığı kadar bağırıp çağırmalarına rağmen ”Kürtlerin” Anadolu’da ki tarihi serüveni üzerine,ilmi verilere dayanan tek bir belgeli söz söylemekten mahrumdurlar!..

Bugün Ülkemizde “açılım” adı altında resmen bölücülere, siyasi Kürtçülere çanak tutulmaktadır… Her gün bu ülkenin çeşitli illerin de ayaklanma provaları yapılmaktadır. Barış ve kardeşlik sözcüğünü ağızlarına pelesenk yapan siyasi Kürtçüler ve onların itici küveti olan köşe yazarlarının ve gaflet içinde ki siyasetçilerin tek bir hedefi vardır, ülkemizi kaosa sürükleyerek bölünmesini hızlandırmak!

Bu hedefin arkasında ki asıl güç de hiç kuşkunuz olmasın AB ve ABD’dir…

Sonuç olarak, ülkemizin bu coğrafyası tarih içerisin de sürekli istismar edilmiştir. Tarihi gerçekler göz ardı edilerek, yüzeysel değerlendirmelerle bugün dilimizden düşürmediğimiz “bin yıllık kardeşliğimize” gölge düşürmüşlerdir…   

Bu gölgenin, milletimizi karamsarlığa düşürmemesi için, oynanan oyunları çok iyi analiz etmek zorunluluğumuz var. Eğer bir çıkış noktası aranıyorsa bu meseleler de “açılım” denen ne idüğü belirsiz, yıkıcı ve ayrıştırıcı projelerden medet ummaktan bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra bin yıl Anadolu coğrafyası üzerin de Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü esas alan fikirler üretmeliyiz… Böyle olursa açılım projelerine gerek kalmadan kardeşliğimizi yeniden pekiştirebiliriz aksi halde bugün ayaklanma provaları yaşayan ülkemiz yarın bölünmenin eşiğine gelir…

Görüşmek üzere, Allaha emanet olun…