Araştıran Derleyen ve Yazan: Adem İmdat Kesici

Çayeli'mizin Güllerinden, Gönül Adamı, Eskicami (Hacıbaşı Camii) Müezzini Merhum Tahsin Çataklı Hocamız 15.06.1949 yılında Çayeli’nde doğmuş, Çayeli Çataklıhoca Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. Baba adı Mustafa, ana adı Fatma’dır. Tahsin Hoca’nın babasının babası Ali, babasının anasının adı da Fatma’dır. Mustafa’nın doğum tarihi: 01.07.1872, ölüm tarihi 20.01.1964’tür.

Tahsin Hoca Çayeli Eskicami Müezzini olarak göreve başlamış ve ölünceye kadar bu göreve devam etmiştir. Tahsin Çataklı Hoca’nın latife, nükte ve şakaları halk arasında anlatılmaktadır. Uzun zamandan beri cenaze kaldırma işlemlerini de yerine getirmiştir.

Halkın en acılı günlerinde onların acılarını paylaşarak üzüntülerini azaltmıştır. Son zamanlarda hemen hemen her gün onun hikâye, latife ve nükteleri ile şakaları anlatılmaktadır. Çayeli halkının gönlünde kendine çok özel bir yer etmiştir. Dini hizmetleri saymakla bitirilemez. Ezan okumak, Kur’an okumak, mukabele okumak, cenaze kaldırma işlemleri, mevlid-i şerif okumak, namaz kıldırmak, hutbe okumak, vaaz etmek gibi görevleri bihakkın yerine getirmiştir.

Asla yeri doldurulamayacak bir şahsiyet ve kişiliği olan Tahsin Hoca günümüz hocaları arasında en şakacı kişi olarak her zaman hatırlanacaktır. Bugün bile şanı ve şöhreti uzaklara kadar ulaşmıştır.

09 Mart 2014 tarihinde kalp krizi geçirerek Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenaze namazı 10 Mart 2014 pazartesi günü Tarihi Eskicami'de Çayeli'nde ilk kez bu kadar kalabalık olan bir cemaatle kılınmıştır.

Cenaze namazına Başbakanlık Müsteşarı Sayın Fahri Kasırga Bey, Rize Valisi Sayın Nurullah Çakır Bey, Rize İl Müftüsü, Çayeli Kaymakamı Sayın Turgay Ünsal Bey, Çayeli Belediye Başkanı Sayın Rıza Çakır Bey, Rize İl Emniyet Müdürü Hüseyin Yenice ve Çayeli'ne sığmayan Çayeli halkı katılmıştır. İkindi namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Çataklıhoca Mahallesi’nde Çatak Mevkii'ndeki aile kabristanlığında defnedilmiştir. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
Araştıran Derleyen ve Yazan: Adem İmdat Kesici
Not: Tahsin Çatakli Hoca, Fanatik Beşiktaş Taraftarıdır.
Kaynak: Çayeli Müftülüğü ve Çayeli Nüfus Müdürlüğü Arşivleri

MERHUM TAHSİN ÇATAKLI HOCAMIZIN ŞAKA, LATİFE VE NÜKTELERİNDEN BAZILARI
***************************************************
MAÇ KAÇ KAÇ BİTTİ?
*******************
Tahsin Hoca’mız, elektriğin kestiği bir zamanda ezan okumak için minareye çıkmış. Elini kulağına koymuş ve gür sesle ezan okumaya başlamış. Tam ezanın ortasındayken alt caddeden geçmekte olan bir arkadaşı onu görmüş. Tahsin Hoca’nın koyu Beşiktaşlı olduğunu bildiğinden dolayı aşağıdan yukarı bağırarak hocaya sormuş; — Tahsin Hoca! Beşiktaş, Galatasaray maçi kaç kaç bitti? Haberun var mi?
Tahsin Hoca, ezanın ortasında konuşamadığından dolayı sol elini havaya kaldırarak iki parmağını göstermiş ve işaret parmağıyla başparmağını birleştirerek elini sallamış. Bir taraftan da ezana devam etmiş. Ezandan sonra Hoca aşağıya indiğinde, arkadaşı Tahsin Hoca’nın ne anlatmak istediğini sormuş. Tahsin Hoca şöyle demiş; — 2-0 geçurduk, demek istedum, anlamadun mi? Anlatan: Adem İmdat Kesici

BENDEN PARA ALMA
*****************
Yaşlı ve hasta olan adamın biri Tahsin Hoca’ya şöyle demiş;
— Tahsin Hocam! Ben fakirim, durumum eyi değil, elduğum zaman benden para alma. Tahsin Hoca hafif gülümseyerek şöyle bir mukabelede bulunmuş;
— Yok, yok korkma! Ben senden para almam, sen elduğun zaman uşaklarundan alurum… Anlatan: Adem İmdat Kesici

ZAMAN İSTEDUĞUN KADA
************************
Delikanlının biri Tahsin Hoca’nın yanına gelip demiş ki;
— Tahsin hocam! Bağa çok acele 500 dolar lazim, 500 dolar borç versan, biraz da zaman versan olur mi?
Uzun süre ceplerini ve cüzdanını arayan Tahsin Hoca tebessüm eder ve delikanlıya şöyle bir cevap verir;
— 500 dolarum şu anda yok, dolar veremem ama zaman isteduğun kadar verurum… Anlatan: Adem İmdat Kesici

TAHSİN HOCA’DAN NİKÂH MANİSİ
********************************
Nur içinde yatsın, 1987 yılında nikâhımı dayım Muhammet Şişman’ın evinde kıymıştı, nikâhi kıyarken kaşlarını çatarak:
— Elini hiç bağlama, diluni da dolama. Gelini aldun yanuna, bakup bakup ağlama! diye espiri yapmıştı, mekânı cennet olsun. Anlatan: İbrahim Sak/Çayeli

TAHSİN HOCA DEDİ Kİ!
*******************
Oğlum 10 yaşındayken diz altı pantolonla cuma namazına gidiyordu. Bir tane kendini bilmez cemaat oğluma kızıp bu pantolonla camiye gelinmez deyip saftan uzaklaştırmıştı. Oğlum bu duruma çok üzülüyordu. Bunu duyan rahmetli Tahsin Hocam, cemaate kızıp oğluma diyor ki:
— “Delikanlı sen bu yaşta camiye geliyorsun ya, istersen donsuz gel ama yeter ki gel” ve o günden sonra oğlum korkusuzca hevesle camiye gidiyor. Rabbim cennette Peygamber Efendimize komşu etsin onu. Allah rahmet eylesin... Anlatan: Asiye Dilmaç Sofu/Çayeli

TAHSİN HOCA’NIN BAL ŞAKASI
****************************
Merhum Tahsin Çataklı Hoca, bir gün Çayeli'nde görev yaptığı camide bir cenaze namazı kıldırır. Cenazeyi defnetmek üzere cenaze ile beraber köye giderler, cenazeyi defnederler. Kur'an-ı Kerim okurlar ve dua ederler. Bu arada insanlar birer birer mezarlıktan ayrılırlar. Tahsin Hoca telkin okur. Bu arada insanların çoğu mezarlıktan ayrılmıştır. Merhum Tahsin Hoca, bir konuşmaya kulak misafiri olur. Bir adam karısına diyor ki;
— Sen evden ballari al, teleferiğe koy, ben aşağadan alacağum, olari çarsiya götürüp satacağum'.

Karı-koca arasında geçen bu konuşmaları duyan Tahsin Hoca, arabasına binerek balın geleceği teleferiğin yanına gider ve bekler. Biraz sonra teleferikle ballar gelir. Tahsin Hoca elini çabuk tutar ve balları arabanın bagajına koyar ve hızla hareket eder. Balların bilinmeyen biri tarafından alındığını yukarıdan gören kadın feryadı basar. Bunun üzerine adam arabasına biner ve balı alanların peşine düşer. Bir süre sonra Tahsin Hoca’ya yetişir ve önlerine geçerek arabayı yavaşlatmak ve durdurmak ister. Buna hazırlıklı olan Tahsin Hoca, olacakları tahmin etmiş olacak ki B planını devreye sokar.

Yanında taşıdığı ve cenazelerde kullandığı ses cihazını camdan çıkarır ve kendisini durdurmak isteyen aracın plakasını okuyarak;
— 'Lütfen trafiğin akışına engel olmayın, lütfen sağa çekin' der. Anonsu duyan balın sahibi yanlış araç peşinde olduğunu düşünür, anonsu yapanların polis olduğunu zanneder. Artık ballar gitti diye takipten de vazgeçer. Tabii Tahsin Hoca, bir süre sonra balları gerçek sahibine teslim eder. Cemaatinin hoşgörüsüne sığınarak yaptığı bu şaka hatıralarda ve anılarda kalmış olur... Allah gani gani rahmet eylesin. Rasulullah’a komsu eylesin. Anlatan: Yusuf Çubuk (Mustafa oğlu, 1972 Doğumlu, Taşlıdere Mahallesi, Felenksu Camii İmam-Hatibi/Rize)

BORCUM YARUNA KALSUN
************************
Tahsin Hoca, ölmeden önce son zamanlarda çok yaşlı ve ağır hastaları ziyaret ederek cep telefonuna kaydetmeye başlamış. Bu arada ihtiyacı olan bir beyaz eşyayı aldığı dükkân sahibine giderek şöyle demiş:
— Birkaç güne parasini getururum. Sirada birisi var, bu güni, yaruni geçmez, cenazeyi defnettukten sonra parayi alup getururum…
Neyse Tahsin Hoca, ertesi gün bakmış ki adam ölmemiş. Akşamüzeri beyaz eşya aldığı mağazaya gitmiş ve mağaza sahibine demiş ki:
— Azrail bugün gelmedi, adam elmedi. Borcum yaruna kalsun…
Anlatan: Adem İmdat Kesici

BUNLAR BENUM SERMAYELERUMDUR
******************************
Tahsin Hoca vefatından kısa bir süre önce Eskicami’nin kapısında kurduğu masanın arkasındaki sandalyesine oturmuş. Etrafına da cemaatinden yaşlı olanlardan bazıları toplanmış...
Masada çaylar ve simitler var. Hem çay içiyorlar hem de simit yiyerek tatlı bir muhabbete dalmışlar. Bu sırada Hayati Kork cep telefonuyla bu anı çekmeye başlar…

Çekimi gören Tahsin Hoca şöyle bir açıklama yapar:
— “Günlerden Cuma günidür. Ayun onbeşidur. Değerli dostlarumla burda oturuyoruz. Sen bunlara şey göziyle bakma, bunlar benum sermayelerumdur. Allah uzun ömürler versun. Ben bunlarun sayesinde bu hale gelmiş, zengin olmişum. Allah bunlarun elisinden da dirisinden da razi olsun…” Anlatan: Adem İmdat Kesici

YOLUN DÜŞİNCE...
****************
Tahsin Hocamız, arkadaşlarıyla Ayder’e giderken bindiği araba yol üzerindeki kırmızı ışıkta durmuş. Tahsin Hoca karşıya doğru birahaneye bakarak gülümsemeye başlamış. Arabadakiler merakla sormuşlar:
— Hocam Niye Gülüyorsun?
Tahsin Hoca gülme sebebini anlatmaya başlamış:
— Bir zamanlar Pazar’dan okunmak içun bağa geldiler. Okumam bittukten sonra teşekkür ettiler, hediye olarak para vermek istediler. Ama ben para - mara almadum. Bi tanesi da dediki; “Eda Hocam, o zaman babamun Pazar’da birahanesi vardur. Yolun düşince uğrar da soğuk bi biramuzi içersun…” Anlatan: Adem İmdat Kesici

ÖRÜMCEĞİ KUTSAL SAYDUK
***********************
Ankara’dan Çayeli Müftülüğü’ne Müfettişler gelmiş ve camileri gezmeye başlamışlar. Merkez Hacıbaşı (Eskicami) Camiine gidip içerisini, kitabesini ve tarihi mimarisini görmek istemişler. Müfettişler caminin içerisindeki bir pencerenin kenarında örümcek ağı gördüklerinde, Tahsin Hoca’ya:
— Burada örümcek ağı var, demişler.
Bunun üzerine Tahsin Hoca Müfettişlere durumu anlatmaya başlamış:
— Sayın Müfettiş Bey, Efendim, Peygamber Efendimiz müşriklerin eziyetinden dolayı Hıra Dağı Sevr Mağarasında saklandığı zaman; örümcek ile güvercin, mağaranın ağzını kapatmışlar.

Müşrikler gelip baktıklarında; “burada güvercin ve örümcek yuva yapmış, örümcek ağı burayı kapatmış. Muhammed burada olamaz, demişler. İşte o günden beri biz Çayeli Halkı olarak örümceği kutsal saydık, onun içun bu örümcek ağını bozmadım ve orada öyle duruyor…
Not: Müfettişler Ankara’ya döndüklerinde Teftiş Raporuna; “Çayeli’nde örümcek kutsal sayılıyor, gelenek olarak örümcek ağı bozulmuyor” diye not düşmüşler. Kaynak: Adem İmdat Kesici, Çayeli’nde Yaşanmış Hikâyeler Fıkralar, 2009 Mattek Yayınları Ankara.

SEN YATSIDAN SORA GEL
*********************
Çayeli’nde Merkezi Ezan Sistemiyle ezan okuma başladığında arkadaşlar Müftülükten birer gün aldılar. Ben de Tahsin Hoca’ya dedim ki;
— Abi, herkes bir gün aldı, bana gün kalmadı. Ben ne zaman gelip ezan okuyayım? Bir iki saniye kadar durdu ve ciddi bir tavırla şöyle dedi bana;
— Sen yatsıdan sonra gel… Anlatan: Mehmet Arif Yaman (13 Mart 1965 doğumlu) 21 Nisan 2015

SENİ DA YİKARUM...
****************
Yıl 1984, rahmetli babam Yunus Kocal vefat etmişti. Ben de 12 yaşında bir çocuktum. Babamı yıkamak için kapıda büyük bakır kazanında su ısıtılıyordu... Ben de küçük çocuktum. Ateşe odun atıyordum... O sırada Tahsin hocam yanıma gelerek başımı okşayıp beni sevdi ve şöyle dedi:
— SAKİN KİRLENMA..! BAK BABANİ YİKAYACAĞUM..!
EĞER KİRLENURSAN SENİ DA YİKARUM...
Anlatan: Zafer Koçal

 

Editör: HABER MERKEZİ