Yaşı 95'e merdiven dayamış Rizeli Süleyman Kazmaz, 37. kitabını yayımlamaya çalışıyor.

Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı Kurucu Başkanı, hukukçu-araştırmacı-yazar Süleyman Kazmaz ile Moda Çarşısı 3. katındaki hem kendi hem de vakıf bürosu olan mekânda Çayelililer Dernek Başkanı Fatih İslam Karaoğlu ile birlikte sohbet ettik. Amacımız yazmak kaydıyla ziyaret olmadığı halde sonradan görüştüklerimizi sizlerle de paylaşmakta yarar olacağını düşündük. Not almadan hatırladıklarımızı zikretmek istiyorum.

Süleyman KAZMAZ, Çayeli'nden olup çoğunlukla Ankara'da yaşamaktadır. Cihan YAMAKOĞLU, Veysel ATACAN, Kamil TOYGAR ve Prof. Dr. Ahmet Edip UYSAL (merhum) ile birlikte bir vakıf kurarak başkanlığını aralarında dönüşümlü olarak yapmaktadırlar. Şu anda başkanlık sırası Rizeliler Derneği Kurucu Başkanı da olan Veysel Atacan'dadır.

Vakıf şimdiye kadar 36 adet kitap yayımlamıştır. Bu kitapların 15 adedi Türk Mutfak Kültürü üzerinedir. Üstad Süleyman Kazmaz'ın iki eseri de (İpsiz Recep, Rize Yemekleri ve Mutfak Kültürü) vakıf  ismi altında yayımlanmıştır. Sayın Kazmaz'ın şimdiye kadar roman, hikaye, şiir, inceleme, gezi notları, ve araştırma türünde 36 adet kitabı yayımlanmıştır. Üstadımızın en önemli özelliği, kitaplarını asla parayla satmaması, sadece dağıtma yoluyla hedef kitleye ulaştırmasıdır.

Süleyman Kazmaz'ın yayımlamaya hazırlandığı  37. eseri; dedesi olan din adamı ve hattat Kazmazzade Mustafa Efendi'nin derleyerek kendi el yazısıyla yazdığı Milli Kütüphane'de kayıtlı (A/2433,1972/134 numaralı) bir kitaptır. Kitabın orijinal adı; Risaleler, Manzumeler ve Faydalı Bilgiler Mecmuası Kitabı Osmanlıca Asıl Metninin Taranmış Şekli' dir. Bu yeni eser 460 sayfa olup  180 sayfalık asıl metin de ayrıca eklenecektir.

Süleyman Kazmaz'ın sohbet esnasında vurguladığı bazı görüşlerini dikkatlerinize  sunmakta yarar görüyoruz:'Türkiye'nin de, Rize'nin de gerçek refahı sanayiden geçer. Rizelinin çaya çok şey borçlu olduğu ama çayı hak ettiği kadar değerlendiremediği de ayrı bir gerçektir. Ben 1951'den itibaren radyomuzdaki konuşmalarımda çayın nasıl daha yararlı kılınacağından bahsettim. Elbette bunda çok mesafe kat edildi; pek çok sabote edici girişim engellendi. Çayımız bize yetmediği halde çay ithaline başvurularak kötü çaylarla çayımızın harmanlanması yüzünden ünü yayılamadı. Ne yazık ki, Hindistan'daki bir bölge ile birlikte dünyanın en iyi çayını yetiştiren Rize'de yabancıların özel çay fabrikası kurmalarına izin verilmiş, yenilerinin girişimlerine teşvikler bağışlanmıştır. Çaykur gibi bir milli kuruluşumuz özelleştirme kılıcının altında etkisizleştirilmektedir. Pek çok defa savuşturulan Çaykur'un özelleştirilmesi, şimdi sinsice hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Hemşerilerim uyanık olmalıdırlar. Rize'mizin çaydan daha da önemli bir miktarda petrole sahip olduğunu unutmasınlar. Yöremize yönelen ilgileri iyi tahlil etsinler. Rize'de istihdam arttırıcı girişimler olarak meyve yetiştiriciliği (kokulu üzüm, elma, likapa, armut, kivi, vs.) ve gıda sanayi ihmal edilmemelidir.

'Anadolu, tarihin her döneminde, Mısır gibi, bir refah kaynağı olmuştur; pek çok belayı bu yüzden üstüne çekmiştir. Her emperyalist iştihanın ilk hedefi olmuştur. Bu topraklar Milat'tan önce de Türk'ündü, bu gün Türk'ün olduğu gibi, gelecekte de Türk'ün kalacaktır.

'Yeni kitabımın 1000 adet basılmasını ve beş yüz adedinin Ankara'daki Çayelililer Derneği'ne mal edilmesini istiyorum. Benim ülkeme, Rize'me ve Çayeli'me borcum bitmemiştir; son nefesime kadar da bu borcun bittiğinden emin olamayacağım. Kendi çapımca akıp giden zamandan bize dair yaşanmışlıklardan tarihe not düşmeye çalışıyorum.'

Şimdiden iz bırakanlar arasına girdiği tartışmasız olan bu vakıf insana daha nice yıllar aramızda uzun ömürler diliyoruz.

BAHATTİN KARAGÖZ- FATİH İSLAM KARAOĞLU; SÜLEYMAN KAZMAZ'IN BÜROSUNDA …(RESİMLER)

 

Süleyman KAZMAZ’ın ağzından kendi hayatı…

Biz Çayeli’nin Beyazsu köyündeniz. Asıl köken Caferpaşa köyü. Bizim ecdadımızdan ismini tespit edebildiğimiz en eski şahıs Ahmet, Cafer Paşa’yla birlikte Caferpaşa köyüne gelmiş. Bunu dedemin dedesi Hacı Mustafa Efendi’nin el yazısıyla yazdığı bir Kur’anı Kerim’den öreniyoruz. Bu Kur’anı Kerim’de Hacı Mustafa Efendi, Ahmet’ten sonra gelenleri yazar. Cafer Paşa, Caferpaşa Köyü’nde bir cami yaptırdı, Ahmet’i de camiye imam olarak bıraktı. Bir süre orada kalan Ahmet, evinin sel yüzünden yıkılması üzerine Beyazsu Köyü’ne geldi. Babamın dedesi Hacı Osman Efendi oradan Çayeli’ne nakletti, Çayeli’nde tepede Harun Efendi’nin evi olarak andığımız evi kasnak halinde alarak tamamladı, oraya yerleşti. Çocukları orada yetişti. Hacı Osman Efendi’nin oğlu, iki kardeş Hacı Haşim Efendi ve Hacı Ahmet Efendi okumak üzere İstanbul’a gitti. Dedem Hacı Mustafa Efendi Çayeli’nde kaldı, Eskipazar Mahallesi’nde, kıyıdaki evi yaptırdı, babamı o evde evlendirdi. Biz o evde yetiştik. Ben 1960 yılında evlendim. Eşim Muazzez Ispartalı’dır, ev hanımıdır. Bir oğlum, bir torunum var. Oğlum Osman Cem yüksek inşaat mühendisidir.

Editör: HABER MERKEZİ