Önceki gün yapılan D(Y)P kongresinden bir enstantane:
Salonun yarısı tempo tutup şu sloganı haykırıyor:
- “Soylu seçimde oyunu sen kime verdin?”
DYP delegasyonunun yarısı Süleyman Soylu’nun, 2007 Temmuz seçimlerinde AKP’ye çalıştığı ve hatta ona oy verdiğini ima ediyor.
Kongreye katılan herkesin tanık olduğu bu fotoğraf, D(Y)P’nin sadece tükenmişliğini değil, aynı zamanda ayağa kalkmasının da imkansız olduğunu ortaya koyuyor.
Öyle ya iddialı bir genel başkan adayı, parti delegasyonu tarafından bir kaç ay önce yapılan genel seçimde rakip partiye oy vermekle itham ediliyorsa varın gerisini siz düşünün.
Diyeceksiniz ki karşıtların çamuru olamaz mı?
Keşke öyle olsa, ama değil.
Süleyman Soylu’nun AKP ile flörtü daha önce bu sütunlara da malzeme olmuştu.
Öyle olmasa ve Soylu AKP tarafından rakip görülseydi, hiç AKP medyası tarafından baş tacı edilir miydi?
Bırakın bunları size iki örnek daha:
Süleyman Soylu DYP İstanbul İl Başkanı iken en yakınında olan DYP Çatalca İlçe Başkanı Ahmet Rasim Yücel’in 2004’de yapılan mahalli genel seçimlerinde Çatalca’dan AKP adayı olmasına izin verdi mi, vermedi mi?
Vermedi ise Süleyman Soylu AKP adına seçime giren Yücel için Çatalca’da günlerce neden seçim kampanyası yaptı?
Bu da mı iftira?
Diyelim ki o da iftira.. Sormaya devam edelim; Sayın Soylu, partisini en zor zamanda bırakıp terk eden ve AKP’den Çatalca adayı olan Ahmet Rasim Yücel’i neden bu kongrede partisinin MKYK’sına aldı?
Bir başka örnek Ziya Doyuran ismidir.
Seçimlerde AKP’ye çalışan ve DYP adayı Ziya Arslan’la AKP lehinde iddialara giren Doyuran, yine Soylu tarafından niçin MKYK listesine alındı?
Elimde daha bunun gibi 4 ayrı örnek var da yerim yok.
Görüldüğü gibi D(Y)P de artık AKP’nin yan birimi ya da şubesi haline gelmiştir.
Çiller ve onun eski bakanları başka şeyler umsa ve hesaplar yapsa da hadise budur.
Ha diyelim ki tersi olsa ve Çiller 2009 mahalli seçimlerinden sonra emanetini geri alsa söyler misiniz ne olabilir?
Pardon bir şey olur..
Merkez sağ bu şekilde yine bölünür ve AKP bir dönem daha yüzde 40’larla yine iktidar olur.
Zaten bu hesap yapıldığı için AKP, D(Y)P’nin içine elini sokmuştur.
Sahi merak ediyorum yaşlı Cindoruk için daha aday bile olmadan feveran eden AKP’den genç ve güya istikbal vaad eden Süleyman Soylu için tek bir ses ya da eleştiri neden yapılmamıştır?
Neden şudur:
Eğer Hüsamettin Bey gelseydi, bilinen kişiliği ile bütün merkez sağ’ı ve hatta merkezi uzlaştırır, bir araya getirir ve emaneti de genç birine verirdi.. Bu da AKP’ye alternatif bir yapı demekti.. AKP bunu gördü ve feveran etti.. Şimdiki suskunluğu ise böyle bir tehlikeyi görmemesindendir.. Üzülerek söylemeliyiz ki Mehmet Ağar da pek çok konuda olduğu gibi bu noktada da önünü göremedi. Kişisel hasletlerini yakından bildiğimiz ve her zaman takdir ettiğimiz Sevgili Ağar, düz ovada siyaset söylemi ile başladığı yanlışlarına, Anavatan’la birleşmeyerek devam etti ve son olarak da Cindoruk hadisesinde yine etrafındaki bir iki ismin gazına gelerek sürdürdü... Öyle olunca da malum sonuca zemin hazırladı..
Bugün son sözümüz şudur: Genç ve enerjik Süleyman Soylu’ya haksızlık etmek istemeyiz ve dahası, ona bir süre şans verilmesinin uygun olduğuna da inanırız ama ortaya çıkan son kongre görüntüsü D(Y)P’nin önceki günkü kurultayla sanki cenaze namazının kılındığı şeklindedir... Dileriz yanılırız...

Sebahattin ÖNKİBAR/Yeniçağ


Editör: HABER MERKEZİ