AV.ATEŞ HATİNOĞLU'NUN KALEMİNDEN...

 

Seçim kaybedersek Mekke düşer, Kudüs düşer veya 31 Mart seçimleri bir darbedir diyen dalkavuk, ruh hastalarına itibar etmeyin. Bu sapkın ve akıl dışı düşünceler iktidarı sürdürmeyi bir varlık meselesi haline getiren, toplumu terörize edebilecek, iktidarı kaybetme ihtimalini milletin ve dinin sonu görerek her şeyi mubah gören ve gösteren tehlikeli bir ruh hastalığıdır.  

Bu seçim sonucunun nedenlerini adam gibi sorgulamak yerine bu tür tehlikeli ve hastalıklı bahaneler uyduranlara, kafayı kuma gömüp milletin sorunlarına, şikâyet ve beklentilerine göz yumup, hele seçmeni suçlayanlara, beceriksiz teşkilatların ve adayların kendilerini kurtarma yalanlarına inanlara hayret ediyorum.  

Sokağa çıkın ve halkın içine karışın. Ülkenin problemlerinden en büyük zararı Ak Parti seçmeni görüyor. Adaletsizlikten, torpilden, ekonomik sıkıntılardan, işsizlikten, eğitim sisteminden, rantiyecilikten, tarımın halinden, kredi borçlarından, bazı Fetöcuların himaye edilmesinden, din adamları, tarikat ve cemaatlerin yozlaşmasından, devlet kurumlarının siyasallaşmasından, basında ki tek seslilikten, Haber’den, Berat Albayrak’tan, Fettah Tamimce’nin korunmasından şikâyetçi olmayan kaç kişi var. 15 Temmuz şehidi Merhum Erol Olçok’un eşi Nihal Olçok’un feryadına niye kulaklarınızı tıkıyorsunuz.  

Halka Hayati Yazıcı beyin Çayeli’de davrandığı gibi davranır, milletin sıkıntılarına kulağınızı tıkar, gözünüzü kapatırsanız, küçük görür, azarlarsanız onlardan ne bekliyorsunuz? Hele gençlerin beklentilerinin, ihtiyaçlarının, vizyonlarının ne kadar gerisinde kaldığınızın farkında mısınız? Rahmi Metin beyin Rize’de ki başarısının sırrını sakin kafayla bi değerlendirin.  

Millet siyasi ve toplumsal gerginlik ve çekişmelerden bıktı. Halkta yaygın bir ümitsizlik, karamsarlık, korku, öfke, güvensizlik, düşmanlık, paranoya ve gelecek kaygısı var. Toplumu mutsuzluk, huzursuzluk veba salgını gibi sarmış, insanlar gülmüyor farkında değil misiniz? Ergenekon, Gezi, Feto, Ekonomik tetikçiler, Beka vs. vs. derken bir türlü ülke normal bir düzene, huzura kavuşamadı.  

Kamplaştırıcı, ötekileştirici, sert, endişe, korku pompalayan siyaset tarzından bıktı insanlar. Siyasette seviye, diyalog, ümit, sevgi, hoşgörü, empati, güven istiyorlar. AK partililerin bir şeylerin değişmesi gerektiğini, yanlışları, eksikleri korkmadan, cesurca dile getirmeleri gerekir. Doğruyu söyleyenleri mahallenizden atarsanız ortalık sahtekârlara kalır. Abdülrahman Dilipak gibi insanlara kulak verin.  

Vel hasıl’ı kelam; bütün liderlerin etraflarını doldurmuş sahtekâr, yalancı dalkavuklara değil doğruları haykıracak Ebu Zerr’lere ihtiyacı var. 

Editör: HABER MERKEZİ