Dilek ASLAN

“ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMAMALI, HERKESİ YAKMALI. BUNLAR KLİSELEŞMİŞ SÖZLER OLMAMALI”

“Ateş düştüğü yeri yakmamalı. Ateş herkesi Yakmalı. Bunlar Türkiye’de klişeleşmiş sözler olmamalı. Ama önce milletten önce Türkiye’yi idare eden, karar veren mekanizmaları yakmalı. Türkiye ikide bir dönüyor bir kısır döngü içerisine giriyor. 30 yıldan bu yana Türkiye’de 4 tane darbe oldu. Bu darbelerin her birinde Türkiye 50 yıl geriye gitti. Ekonomisi mahvoldu. Türkiye’de yargı siyasalaştırılmak istendi. Türkiye’nin çok ciddi paraları hortumlandı. En önemlisi Türkiye’nin savunma reflekslerine darbe vurulmak istendi. Çünkü darbe dönemlerini hatırlarsanız Türkiye’nin anayasal kurumları sıkıntı içerisine girmiş, yine Türkiye’de devlet, millet kaynaşmasının önüne geçilmiştir. Biz birbirimizle uğraşırken orta doğuda malum güçlerin çok ciddi uyguladıkları projeler ortaya konmuş, aynı zamanda Ortadoğu ile birlikte Türkiye hedef alınmıştır. Meydana gelen 4 darbenin arkasında da maalesef bizimle bugün çeşitli anlaşmalar yapan Türkiye’yle PKK’nın ortak düşmanı olduğun u açıklayan emperyalist güçler ve onların Türkiye’deki uzantıları derin devletleri vardır. Bunu söylerken Türkiye’yi çok ciddi sıkıntılar beklemektedir. Ama yüce Türk devleti o engin sağduyusuyla bunları aşmıştır, aşacaktır”

“BU MİLLETİN OYUNU ALMIŞ KİMSELERİN OMUZLARINDA BU MİLLETİN VEBALİ VARDIR”

Bu gün devleti idare edenlerin, karar verme mekanizmalarının, bu milletin oyunu almış kimselerin omuzlarında bu milletin vebali vardır. İktidar olmak, bu ülkeyi yönetmek önemlidir. Ama hakikaten iktidar olmak gereklidir. Ben yalnızca A partisi, B partisi demiyorum. 30 yıldan beri bu PKK terörünü çözememiş bir Türkiye vardır karşımızda. Bu gün Abdullah Öcalan’ın yakalanma sürecinde PKK terör örgütüne destek veren bütün ülkeler ortaya çıkmıştır. Özellikle belirtmek isterim ki, PKK terör örgütünü kurduran güçler bir derin devletler konsosyumudur. PKK örgütü bilerek bir Kürt-Türk çatışması çıkarmak amacıyla kurulmuştur. Bu gün bu terör örgütünü savunanlar ve bunların uzantılarına çok dikkat etmemiz gerekir. Türkiye üzerinde oynanan oyunların en önemlisi Türkiye’nin birlik ve beraberliğidir. Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal kurumları arasındaki Bu birlik ve beraberliktir. Türk milletiyle devletin paylaşması önlenmeye çalışılmaktadır”

ÜNİVERSİTE YILLARINDA POLİS AKADEMİSİNDE OKURKEN SIRTIMIZI DAYAYABİLECEĞİMİZ BABA BİR DEVLET VARDI.

“Ben üniversite yıllarında polis akademisinde okurken hakikaten güvenebileceğimiz, sırtımızı dayayabileceğimiz baba bir devlet vardı. Ben şimdi o devleti arıyorum. Biz Türkiye’de çeşitli yerlere gidiyoruz. Gittiğimiz yerlerde Sizlere gerçekleri anlatıyoruz. Türkiye’nin üzerinde oynamış oldukları oyunları, bunların arka perdelerini anlatmaya çalışıyoruz. Bir terör örgütü 30 yıldan beri niçin halledilememektedir. Burada kimlerin sorumluluğu vardır, ben birçok yerde il emniyet müdürü olarak görev yaptım. Birçok şehidimizi gözümüz yaşlı olarak toprağa verdik. Niğde’de olan bir olayı anlatayım size. 33 erimizin şehit olduğu olayı hatırlarsınız. 2 şehidimizde Niğde’ye gelmişti. Biz devlet olarak vali, jandarma alay komutanı, garnizon komutanı, başsavcı, emniyet müdürü. Şehidimize son görevimizi yapmamız üzere toplandık. O arada şehidin babası ayakkabısını çıkarıp bize attı. Dedi ki, “siz isterseniz bu terör örgütü elebaşını isterseniz bir dakikada yakalarsınız, bu örgütü yok edersiniz”Türk milletinin iradesini hiçe sayanların, Türk milletinin iradesine güvenmeyenlere orada basit, kendi halinde bir çiftçinin, bir şehit babasının çok doğru bir tespitini söylüyorum.

TÜRKİYE YENİ BİR TAKIM DARBE SENARYOLARININ İÇERİSİNDE MÜCADELE VERMEKTEDİR.

PKK terör örgütünün bitirilemeyişinin nedenleri vardır. Maalesef devletin içinde bu terör örgütüne karşı birlik olarak genelde bir anlamda strateji uygulanamamıştır. Bir taraf terör örgütüyle ilgili olayı çözümlerken, diğer taraf farklı bir çözüm meydana getirmiştir. PKK terör örgütü dağdan nasıl iner yani dağdan inme operasyonları. Cumhuriyet kurulduğundan günümüze kadar. TC. nin başbakanları, bu terör örgütüyle en azından 70–80 li yıllardan başlayarak günümüze kadar bu terör örgütüyle mücadele etmek zorunda bırakılmışlardır. TC. nin başbakanları, bakanları ekonomisiyle bu terör örgütünü nasıl önleriz davasına vermişlerdir. Türk milletinin kalkınması için daha sosyal şartlarda yaşaması için ne yapabilir izi düşünemez hale gelmişlerdir. Halkın, milletin oylarıyla gelmiş iktidarlar maalesef terör yarattılar, terör şartları oluşturdular. Anti demokratik bir şekilde görevlerinden uzaklaştırılmışlardır. Bu bakımdan Türkiye’de artık bu tür böyle bir takım darbelere kesinlikle tahammül yoktur. 21. yüzyıla girdiğimiz şu günlerde Türkiye yeni bir takım darbe senaryolarının içerisinde mücadele vermektedir. Türkiye bugün Ortadoğu’da bölgesel bir güç olması gerekirken parti kapatılmaya çalışılmaktadır. Parti kapatılmaz”

“ÜLKEMİZ İNSANLARININ ARASINDA ÇOK CİDDİ GERİLİM TOHUMLARI ATILIYOR”

301 tamamen emperyalist güçlerin bizim ülkemizin insanlarını kutuplaştırmaya yönelik bir takım senaryolarıyla ciddi gerilimler oluşmaya başlanmıştır. Biz bunları yıllardır söylüyoruz. Irak, İran, Afganistan, Suriye ondan sonrada sırada Türkiye vardır. Ama onların bir hesabı varsa Allah’ında bir hesabı vardır. Türkiye ırak değildir, Afganistan değildir. Onun için burada önemli olan milli beraberliğimizdir. Bizim çeşitli illerde yapmış olduğumuz konferanslarda ülkemiz insanlarının arsında çok ciddi gerilim tohumları atılıyor. Çok değil 6 ay önce devletin en üst kademesi olan Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve genelkurmay başkanlığı Türliye32de birlik ve beraberlikten bahsetme zorunluluğu hissetmişlerdir. Bir Türk-Kürt savaşının çıkma ihtimallerinden bahsetmişlerdir. Abdullah Öcalan’ı yakalandığı ve teslim edildiği dönemde tüm bunların arkasındaki emperyalist güçler tek tek ortaya çıkmıştır. İstihbarat, savunma, güvenlik, stratejik anlaşmalar yaptığımız ülkeler maalesef bu örgütün arkasındadır. PKK terör örgütü Türkiye’ye karşı bir maşa olarak açıkça kullanılmaktadır. Bu olay 1978 den itibaren başlamıştır ve bu güne kadar sürdürülmektedir. Baktığınız zaman bu terör örgütünü kim kurdu. Son kitabım ihanet çemberi” adı altında Türkiye gündemini meşgul eden biliyorsunuz Ergenekon terör örgütü diye bir operasyon yapıldığı bilinmektedir. Bu isim ler cumhuriyet savcılığının taktığı isimlerdir. AK partinin kapatılması, 301 ve birçok suni yaratılan gündemler Türkiye’de insanlar arasında nifak tohumlarını sokmuştur”

“TÜRKİYE’DE BU GÜN İNSANLAR GÜLMEMEKTEDİR”.

Türkiye’de bu gün insanlar gülmemektedir. Kısa bir süre önce Sudan’a gittik. Sudan Müslüman ve Hıristiyanların yaşadığı bir ülke. Hiç bir şeyleri yok ama yüzleri gülüyor. Çünkü emperyalizmin girmediği bir ülke. Ama Türkiye’ye baktığımızda her şeyimiz var ama gülen insanımız yok. Kimse kimseye selam verip almıyor. Bir tarafta A partisi, diğer tarafta B partisi Türkiye’yi ciddi anlamda kutuplara sokar. Irak’ta masum insanlar katledildi. Afganistan’da her gün bir şeyler oluyor. Hedefte şu anda İran ve Suriye var. Türkiye’deki tabii ki önce milletimizin sonra karar verici mekanizmalarını çok ciddiye almaları gerekir. Bu Milet bir an önce o Niğde’deki şehit babasının söylediği gibi Abdullah Öcalan’ın istenirse çok kısa sürede yakalanacağını söylemişti. Nitekim Apoyu TC. Yakalamamıştır ama 1998 yılında Öcalan’ı bize teslim etmişler. Teslim ederlerken şöyle bir madde koymuşlardır; “Öcalan kesinlikle asılmayacaktır” şartları vardır. Ama bu anlaşma bu ülkeye ait olmayan anlaşmadır. Ben Emniyet müdürü olarak, teşkilatın içerisinden gelen bir insan olarak bir Abdullah Öcalan’ı yakalayamaz mıydık? Derin Amerika tarafından, derin pentagon tarafından, derin İngiltere, derin İsrail tarafından Türkiye’yi sıkıntıya sokulmasını hazırlamıştır bu şartlar. O dönemde tüm siyasi partiler bu rant peşindeydi. Eğer bir örgüt liderini yakalayamazsanız, bunların topu topu 70–80 tane üst düzey yöneticisi var. Dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye isterse bunları yok eder. Türkiye dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Ortadoğu’da oynanan oyunlar bellidir. Bu gün ABD’nin dışişleri bakanı Rice Mısır’da iki yıl önce yapılan bir toplantıda demiştir ki, Ortadoğu’nun sınırları eskidi. Ortadoğu’daki bazı devletler ortadan kaldırılacak, bazı devletlerinde sınırları çizilecek. Bu konuşma bütün dünya kamuoyunun gözlerinin önünde cereyan ediyor. Türkiye burada sınırları çizilecek devletlerarasında. Yani bir bölgemiz alınacak Kürdistan devleti kurulacak. Maalesef Türkiye’nin durumu bu şekildedir. Türkiye’nin şu anda en önemli ihtiyacı ve Türkiye üzerinde oynanan oyunlar Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin bozulmasıdır. Halkın iradesiyle işbaşına gelmiş bir siyasi parti hakkında kapatma davası açıldı. Diğer taraftan yeni terör örgütü dediğimiz Ergenekon operasyonu yapılıyor. Bu operasyonla ilgili şunu söyleyebilirim. Biz bu ülkede anayasal konumu korumak zorundayız. Burada hukuk üzerine oyunlar oynanarak bir yere varılmak mümkün değildir. Eğer bunu yaparsak, ister Ergenekon operasyonunu yapanlar için, ister yargıtaydaki Cumhuriyet başsavcısı için. Oynanan oyun budur zaten”

28 ŞUBAT SÜRECİNDE DEVLETİN MİLLİ GÜVENLİK KURULU AKTİF HALE GETİRİLMİŞTİR”

Eğer Türkiye’de tam bir demokrasi istiyorsak, Türkiye’de milletin iradesinin hâkim olmasını istiyorsak burada yapılacak işler bellidir. Siyasi partilerin keyfi kapatılmasını önleyecek iddia varsa bununla ilgili yasal düzenleme yapmak iktidarların görevleri arasındadır. Eğer bir siyasi parti terör örgütleriyle iç içe ise, Türkiye’de şiddet ortamı yaratıyor ise dünyanın her yerinde zaten kapatılma gerekçesidir. Böyle bir durum olmadığına göre burada yapılacak iş bellidir. Birileri Türkiye’de bunu söylüyor. Diyor ki, “ ben millet iradesini tanımam” işte 28 Şubat süreci. “zorlamayla benim dediğimi yaparsınız” 28 Şubat sürecini iyi okuyamamanın getirdiği sıkıntılar günümüzde devam ediyor. 28 Şubat sürecinde devletin Milli güvenlik kurulu aktif hale getirilmiştir. Bu ne demektir. 28 Şubat süreci bir miktarda MKG ile gerçekleştirilmiştir. MKG da hepimizin bildiği 18 maddelik milletin iradesini hiçe sayan kararlar alınmış ve o dönemin hükümetine baskıyla imzalatılmak istenmiştir. TC. nin kurumları bizim için mukaddestir. Türk silahlı kuvvetleri bizim gözbebeğimizdir. Türk Polis teşkilatımız bizim gözbebeğimizdir. Bu kurumların arasına nifak sokmak isteyen kişilere dikkat etmemiz gerekir. Bunların muhakkak dışarıda ayakları vardır. Bunlar kendi kendilerine hareket etmemektedirler. 28 Şubat sürecinde yanlışlıklarda yapılmıştır. 28 Şubat sürecinde ders alınamamıştır.28 Şubat süreci milletin önüne neden getirilmiştir. AK Partili siyasi iktidar mensupları geçmişte 28 Şubat süreci içerisinde geriye dönüp baksalar diyeceğim. Biz bu ülkede taş üstüne taş koyanın yanındayız. Bizim burada tek örnek alacağımız husus yüce Türk milletinin iradesidir. Yüce Türk milletinin iradesini hiçe sayanlarla hepimizin mücadele etme hakkı vardır. Benim İstihbarat Dairesi başkanlığı dönemimde Refah-Yol ile ilgili kapatma davası açılmıştı. O davayı açan Yargıtay başsavcısı Vural savaş’tı. Ben o zaman istihbarat başkan yardımcımı neden bu davayı açtı diye Vural savaş’a gönderdim. Hemen insanları suçlamak yerine bunları niçin yaptıklarını araştırmak gerekir. Türkiye’de güvenlik güçleri, asker, polis şehitler veriyoruz. Her gün bir eve ateş düşüyor”

“TÜRKİYE’DE DARBE YAPMAK İSTEYENLER, ÜLKEYİ YILLAR ÖNCESİNE GETİRMEK İSTEYENLER ORTAYA ÇIKARILMALIDIR”

“28 Şubattan sonra Türkiye bilinen iki, bilinmeyen ikiden fazla darbe tehlikesi atlatmıştır. Cumhuriyet tarihimize dönüp baktığımız zaman Türkiye’de dört tane sivil darbe var ama Gerçekleştirilemeyen 9 Mart var onun ötesinde 12 Mart var. Bunu üzülerek söylüyorum. 9 Marttaki bir cunta tamamen İngilizlerin etkisinde, 12 Martta Amerikalıların etkisinde. Türkiye bu kadar ucuz değil. Türkiye’de ülkesini seven, milletini seven devletin bütün Kurumları içerisinde insanlar var. Bu insanların da seslerinin çıkması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü biz bu zihniyetle, bu anlayışla gittiğimiz takdirde bu ülkenin huzura kavuşması düşünülemez. Çok gerilere gitmeye gerek yok. 22 Nisan muhtırası var. Bu muhtıraların diğer muhtıralardan farkı şu. O kadar ileri gidildi ki HZ. Muhammet’in, peygamberimizin kutlu doğum haftası bu muhtırada irtica tehdidi gibi gösterildi. Bu Türk milletini derinden yaralamıştır. Türkiye’de inançlarını yaşamak isteyen bütün insanları rahatsız etmiştir. Türk milletiyle, Türk silahlı kuvvetleri arasında bir engel yaratılmak istenmiştir. Bugün Türkiye’de darbe yapmak isteyenler, ülkeyi yıllar öncesine getirmek isteyenler kesinlikle ortaya çıkarılmalıdır. Hiç kimsenin bu ülkede hukuki ayrıcalığı yoktur. Şu anda ülkede darbe hazırlığı yapılmaktadır. Ama yapılamamıştır, çünkü Amerika’dan izin alınamamıştır. Türkiye’de öyle cinayetler, öyle kargaşa ortamları, öyle istikrarsızlık yaratılmalıymış ki Türkiye darbe isteyecek hale gelmeliymiş. Ben Türkiye’de yaşayan, Türk milletinin içinden çıkmış olan bir fert olarak bunları şiddetle protesto ediyorum. İktidar olmak muktedir olmak demektir. İktidar olmak suç işleyenleri ayırmak ve yargının önüne çıkarmak demektir. Bu gün TC. de emniyet teşkilatı içerisinde bu örgüte karşı kahramanca mücadele eden insanlar vardır. Bende hasbelkader Diyarbakır’da birçok çatışmaya girdim. Biz askeri mahkemede 28 Şubat süreci içerisinde yargılandık. Askeri mahkeme bizi beraat ettirdi. Biz cunta grubunun faaliyetlerini ortaya çıkarttık. Suçumuz buydu”

Editör: HABER MERKEZİ