Güldüreceği kimseyi bulamazsa TV programlarına bağlanıyor. Sözünü ettiğimiz kişi, Yasemin Çemberci. 33 yaşında. Bundan aylar önce Beyazıt Öztürk'ün programına Laz şivesiyle bağlanıp onu da işletti. Beyaz, ona sık sık 'Yasemin Abla' diye seslendi ve gülmekten telefonu bir türlü kapatamadı. Hatta ekrandan bu 'yaşlı kadın'ın elini öptü. İnsanlarla şakalaşmadan duramayan Yasemin, 2 ay önce de Disko Kralı'na yine telefonla katıldı. Okan Bayülgen, ondaki cevheri keşfetmişti; programına davet etti. Arkasından programın videoları internette dolaşmaya başladı. Hayran sitesi kuruldu, kılıktan kılığa girdiği için, zihinlerde farklı imajları var. Kendisini görenler ise şaşkın! Andy Warhol 1968'de 'Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak' demişti; ne var ki Yasemin Çemberci'nin 'ünü' yıllardır Karadeniz'de hüküm sürüyor. Memleketi Rize'de 30-40 kişilik meclislerde, insanları sabahlara kadar güldürüyor. En çok babaannesi ile aralarında geçen diyaloglar ilgi çekiyor. Tanıdıklarının en sık sorduğu soru şu; 'Hangi dizide oynayacaksın?' İnternet forumlarındaysa herkes birbirine soruyor: Kim bu kadın, nerede yaşıyor, ne iş yapıyor? Bütün bunlar merak edilirken, biz onu Kartal Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda bulduk. 8 yıldır bu kurumda öğretmen olarak görev yapan Yasemin Çemberci, Karadenizli gerçek bir 'Fadime'.

Çemberci Ailesi nasıl tanınır; herkes böyle taklitçi, mizahçı mıdır?

Bizim genlerimizde var. Akrabalarımızın hemen hepsinde mizahi bir yan bulunur. Ama bazıları mizahçıdan daha öte! Sacide Teyzem, halam ve özellikle babaannem her kelimelerinde karşılarındaki insanı gülmekten yerlere yatırırlar. Ama babaannem çok farklı. O, bu mizah kadrosunun orkestra şefi gibi. Yaz akşamları Rize'de bizim Çamlıbel Mahallesi'nde 'asma altı' diye andığımız çardağın altında herkes toplanır. İnsanları gülmekten kıran komiklikler, taklitler yapılır. En çok beni itelerler ortalığa. Burada büyük kahkahalardan rahatsız olup polise haber verdiklerini bilirim. Esprilerde kimse kimseden aşağı kalmaz. Ama ben biraz daha farklıyım galiba. Herkes benim anlattıklarıma güler. Yaz tatillerinde orada çok eğleniyorum. Herkes doğal oyuncu çünkü. Dozerci Recep Ağabey, Mükremin'in büyük şehir görmemişi. Nermin Abla sanki pandomim sanatçısı.

Yetiştiğiniz coğrafya ve kültürden kadın mizah ikonu çıkmıyor. Hep Dursunlar, Temeller var ama Fadime yok, bu niye?

Her yerde olduğu gibi Karadeniz'de de kadının adı yok ama unutmayalım ki her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Kadınları erkeklerin arkasına saklamışlar. Benim arkasında saklandığım bir erkek yok. Kendim oldum, Fadime olarak ben çıktım ortaya!

BİRÇOK EVLENME TEKLİFİ ALDIM

Facebook'taki hayran sayfanızda arkadaş listeniz süratle uzuyormuş. Ne gibi mesajlar atıyorlar size?

Genelde herkes benim nerede yaşadığımı, mesleğimi merak ediyor ve çok güzel şeyler yazıyor. Bu kadar övgü dolu sözler beni çok mutlu ediyor. Bana mesaj atan herkese cevap yazmaya çalışıyorum yetişebildiğim kadar. Ama en ilginci de gelen evlenme teklifleri! Hayatımda bir 'Temel' yok ama çok sayıda insandan evlenme teklifi aldım.

Hayatın hep eğlenceli tarafına mı vurgu yapıyorsunuz? Bu haliniz ev halkı tarafından eleştiriliyor mu?

Biraz ele avuca sığmadığımdan yakınırlar. Erkek gibi görürler beni. 'İhsan'ın büyük oğlu' derler. Bazen arkadaşlarım, birilerini Rizeli şivesiyle konuşup işletmem için planlar hazırlıyor. Çok farklı kılıklara giriyorum. Örneğin, kimi zaman İstanbul görmemiş, ilkokul terk Rizeli bir köylü kızı oluyorum. İş bulup İstanbul'a yerleşmeye çok hevesli bir profil çizip, telefon ediyorum benim için seçilen 'kurbanlara'. Kimi çok gülüyor, kimi acıyıp iş bulma sözü veriyor.

İlk önce Beyazıt Öztürk'ün programına telefonla katıldınız. İnternette o video nasıl süratle yayıldı?

Binlerce insan izledi ve bu kadar hızlı yayılmasına ben de şaşırdım. Artık abartısız binlerce sitede benden, babaannemden ve şakalarımdan söz ediliyor. 92 yaşında ve tanımadığı gençler ona hayran. Aslında mizah hikayelerim babaannemle yaşadıklarımla sınırlı değil. Benim yakınlarıma ve yeni tanıştığım insanlara yaptığım şakaları bir bilseniz...

Yaratıcılığınızı ne besliyor ve kamçılıyor?

Pozitif düşünüş tarzımdan ve insanların benim anlattıklarımdan eğlenmesinden besleniyorum. Karamsarlığı sevmem. İşlek bir zekanın her zaman çözüm bulacağına inanırım.

Andy Warhol, 'Herkes bir gün 15 dakikalığına şöhret olacak' demiş. Siz de bir günde ünlü oldunuz. Bunu değerlendirebilecek misiniz?

Benim şöhretim 15 dakika ile sınırlı değil. Rize'de, çevremde ve meslektaşlarımın arasında zaten ünlüydüm. Önemli olan bence şöhret olmak değil; güzelliklerle, doğru işlerle anılmak. Gelen teklifler de oluyor tabii. Ne yapabileceğime bakacağım.

Sizin okulda şenlikli anlar yaşanıyor mu?

Çok yaşanıyor. Bir örnek vereyim: Okulumuzda haftada 2 gün nöbet tutuyoruz. Bir dönem boyunca idareci arkadaş beni 2. ve 3. kata nöbetçi yazdı. O katlar da beni daraltır hep. Bir gün müdür yardımcısının odasına girdim. 'Sizin yüzünüzden evde kaldım. Sürekli bana üst katlarda nöbet yazıyorsunuz. Okula gelen beni nasıl görecek?' dedim. Ertesi gün nöbet çizelgeme baktım; bahçe ve giriş katını yazmışlar. O günden bu yana hala bahçede ve girişte nöbet tutarım.

KUZENİM BENİM YÜZÜMDEN TOKAT YEDİ

Başka kimler Yasemin'in kazanında kaynıyor?

Bir gün de askerdeki kuzenimi telefonla aradım. Komutanı çıktı: 'Şu an kendisi çarşı izninde, kimin aradığını söyleyelim' dedi. Yine o Karadeniz şivesi ile konuşuyorum tabii. 'Rize'de birakup kaçtiğu nişanlisuyum' dedim. Sonra kuzenim bölüğe gelince komutan yanına çağırmış, sormuş. 'Senin nişanlılık, evlilik durumların var mı?' diye. Yok, deyince bir tokat yemiş. 'Emin misin' diye sormuş komutan. Kuzenim Seyfullah, 'Eminim komutanım' deyince bir tokat daha yemiş. Tabii aklına hemen ben gelmişim. Böyle bir muzırlıkta akla ilk gelen kişi olarak rekoru elde tutuyorum. Daha sonra kuzenimle karşılaşınca; 'Komutanun şimşekleru yüzümde çakarken bu boki mutlaka Yasemun yedu dedum' dedi.

Babaanne ve torunun fıkra gibi yaşamı

Hem Beyaz'ın programında hem de Disco Kralı'nda babaannenizle anılarınıza fazlaca yer verdiniz ve insanlar kahkahadan yerlere yattı. Herkes onu merak ediyor. Ne gibi özellikleri var? Nasıl bir kadın Saadet Nine?

Sanki ortaoyuncusu gibi! Doğal mizah kahramanı. 1917 doğumlu ama bir görseniz, gayet dinç. Yemesine, içmesine çok dikkat eder. Sürekli yürür. Azmine, inadına dağlar dayanmaz. İşine geleni duyar, gelmeyeni duymaz. Her şeyi, televizyonlardaki dizileri bile gerçek zanneder. Asla espri yapmaz ama söylediği her söz stand-up repliği gibidir.

Babaanneniz artık internette çok ünlü...

Evet, artık onu herkes tanıyor. Sanırım 92 yaşında olup da internette ünlü olan çok fazla yaşlı yoktur. Rize'de kalıyor ben de maalesef görevim nedeniyle ondan ayrıyım. O kadar çok anlatıyorum ki onu. Geçen sene İstanbul'da bende 1 hafta kaldı, 50 kişi geldi onunla tanışmak için. Babaannemin taktığı konulardan biri benim evde kalmışlığımdır. Potansiyel koca adaylarına 'müşteri' der! Okan Bayülgen'e çıktığımın ertesi günü beni aradı. '70 milyon cördi senu, hala bir müşteru yok mu?' diye sordu.

Peki, 1917 doğumlu bu nine interneti nasıl algılıyor?

Çok anlattım ama olmadı. O interneti herkesin resimlerinin yer aldığı ve koca bulduğu bir cihaz olarak tanımladı. Buna kafası yattı.

Gülse Birsel'e teklif benden!

Dizilerde Laz karakterler var ama bunların hepsi erkek. Fakat sizi örnek verecek olursak gerçek Karadenizli kadın mizahçı çok daha etkili.

İtiraf etmek gerekirse kadın olarak mizah dünyasında var olmak istiyorum. İstediğim tek rol var: 'Avrupa Yakası'ndaki Laz Dursun'un bacısını oynamak! Bu en büyük hayalim. Çevremdeki herkes de beni oradaki Dursun'un dişisi olarak görüyor. Biz Karadenizliler hem şaşırtır hem güldürürüz. Teklif beklemiyorum, teklif ediyorum. 'Avrupa Yakası'ndaki Laz Dursun'un bir de bacısı olsa... Gülse Birsel'e teklif benden...

Kaynak: Akşam Gazetesi

Editör: HABER MERKEZİ