Bütçe görüşmeleri sırasında memleketten insan manzaralarını anlattığı son konuşması danışmanı tarafından Facebook’a konulunca internette tıklanma rekoru kırdı. Gerçi 7 yıldır Meclis’te ve 11 dakikalık bu konuşma 139’uncu konuşması. Ancak hiçbiri bu kadar hit olmadı, hiçbiri bir rap şarkısının klibi üzerine okunmadı, hiçbiri internette destek grupları oluşturmadı. Ve hiçbirinde annesi “başına bir şey gelecek” diye kaygılanmadı. Sokakta çevirip fotoğraf çektirmek isteyen de var, “CHP’nin yeni Braveheart’ı” (cesur yürek) diyen de. Karşınızda Rize-Drama ortak yapımı, kamyoncunun oğlu Muharrem İnce.

Bakmayın Yalova Milletvekili olduğuna. Anne tarafı Rizeli. Baba tarafı ise Yunanistan’ın Drama şehrinden göçmüş Yalova’nın Elmalık Köyü’ne. Kendi deyişiyle Rize-Drama ortak yapımı. Nüfus memurunun 4 Mayıs 1964 kaydına rağmen, doğduğu tarih için “Kirazlar kızarmaya başlayınca” cümlesini tercih ediyor. Göbek adı yok ama bir takma adı var: “Şişko Zeki”. İlkokulda üç arkadaşıyla birlikte okudukları derginin bir kahramanı Şişko Zeki. Bunda o dönemlerde biraz şişman olmasının da etkisi var tabii. Hiç topu olmadığı için doya doya top oynayamadığı çocukluğunun büyük bölümünü, asla unutamadığı çobanlık serüveni kaplıyor.

TORNACI DEĞİL ÖĞRETMEN OLDU

Bugünlerin temelinin atıldığı yıllar o çobanlık yılları. Yaşar Kemal, Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Fakir Baykurt ve Jack London’la inek otlatırken tanışıyor. Bunda öğretmen teyzesinin de rolü var. Teyzesinin “Büyüyünce ne olacaksın” sorusuna “Milletvekili” yanıtını verdiğinde daha 11 yaşında. Ama kamyonculuk da yapan çiftçi babasının traktörü sık sık arızalanınca ibreyi tornacılığa çeviriyor. İki erkek kardeşiyle bir tornacı dükkânı açma hayaliyle giriyor Yalova Endüstri Meslek Lisesi Torna-Tesviye Bölümü’ne. Bu tercihini, hayatının dönüm noktalarından sayıyor: “Eğer meslek lisesi yerine genel liseyi tercih etseydim Siyasal Bilgiler Fakültesi okur, hukuk ve idare yapısını daha erken öğrenirdim, şimdi zorlanıyorum.”

Bu arada babası da boş durmuyor. Oğlunun hayalini gerçekleştirmek için Yalova’da bir dükkân alıyor. Ancak, Nâzım Hikmet, Deniz Gezmiş, Bülent Ecevit’in etkisinde kalan genç Muharrem bir arkadaşının teşvikiyle üniversite sınavlarına giriyor. Ve kendini Uludağ Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği’nde buluyor. Akademik kariyere devam etmek istese de okulu bitirince Artvin’e savruluyor.

Artvin’de öğretmenlik yaşamının en zor dönemlerini, yeni doğan oğlundan da ilham alarak şiirle atlatmaya çalışıyor. İlk şiirini de oğluna adıyor.

ÖP BENİ TA KÜÇÜK DİLİMDEN
Ancak şiirdeki asıl çıkışı siyasetle de ilgilenmeye başladığında kaleme aldığı “Tatanka” kitabı. Kevin Costner’ın başrol oynadığı “Kurtlarla Dans” filminde, Kızılderililerin bufalolara taktığı ismi taşıyan kitap erotik dizeleriyle dikkat çekiyor: “Vurulmaya hazır geyik olayım senin için /Ya da bozkırda bir üveyik /Tatanka olayım senin için /Vur beni ta böğrümden /Kıyamadınsa eğer /Öp beni ta küçük dilimden” dizeleriyle Tatankaların vahşi çayırında koşturan İnce, kitabını erotik bulanlara şöyle yanıt veriyor: “Kitaptaki şiirlerin bir kısmı erotik olabilir ama kitaba sadece erotizm açısından bakmak haksızlık. Siyasetçi olmasaydım çok daha rahat olur, Can Yücel gibi yazabilirdim.”

“Ruhuma uygundu” dediği öğretmenlik, geçimini sağlamaya yetmeyince istifa ediyor. Devlet memurluğunun esaretinden kurtulur kurtulmaz da 11 yaşındaki hayalinin peşine düşüyor. Önce geçimini sağlayacak başka bir iş arayışına giriyor. “Ya tencere satacaktım, ya dershanecilik yapacaktım” sözleriyle özetlediği yol ayrımında dershaneciliği seçiyor. Aynı yıllar CHP’de siyasete başlıyor. Araya bir de Yalovaspor basın sözcülüğü sıkıştırıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği İl Başkanlığı ve CHP İl Başkanlığı 2002’de onu Meclis’e taşıyor. Öğretmenlik tecrübesi de TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeliğine. Nüktedanlığı ve hazırcevaplığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bile dikkatini çekiyor. Son Anayasa değişikliği görüşmelerinde Erdoğan’ın “Muharrem ne yapacağız seninle, çok sert muhalefet ediyorsun” sözlerine yanıtı hâlâ gülümsetiyor: “İşimi yapıyorum. Ekmek parası.”

BEN KAMYONCUNUN BAŞBAKAN KAYIKÇININ OĞLU

Başbakan CHP’yi faşizanlıkla suçlayınca “Atatürk ve İnönü’nün getirdiği Cumhuriyet sayesinde ben kamyoncunun oğlu Muharrem milletvekili oldum, kayıkçının oğlu Recep Başbakan” demişti. Muharrem İnce babası Şerif İnce’nin kamyoncu olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Babaya yardım için zaman zaman şoför mahalline oturarak sefere çıkan İnce bizim için bu pozu verdi. Babanın bıraktığı mesleği ise bugün Yalova Kamyoncular Kooperatifi Başkanı olan kardeşi Hüseyin İnce sürdürüyor.

4H’DEN KORKARIM

Muharrem İnce, hazırcevaplığı ve fıkracılığını öğretmenlik geçmişine bağlıyor: “Fiziğin amacı en öz biçimde anlatmaktır. e=mc2 fiziğin özetidir bence. Uzun anlatmaya gerek yok, hap gibi veririm, iyi örnekler verdiğimi düşünürüm. Mesela, ben 4H’den korkarım. Bana Hırsız, Havalı, Hatırsız, Hayırsız demesinler, ne derlerse desinler. Belki de hayatta en fazla güvendiğim şeylerden biri bu hazırcevaplığım. Bu konuda yarışa hazırım. Hatiplikte eksiklerim var. 2002 seçimleri öncesinde vücut dili, hatiplik, diksiyon konularında profesyonel bir ekipten ders almıştım. 48 saatimi gözlemlediler. Kameraya kaydedip eksiklerimi, yanlışlarımı söylediler ama o ekip de beğenmişti. Bence en iyi hatiplerden biri Deniz Baykal. Başbakan Recep Erdoğan da (Recep daha mülayim olduğu için kullanıyorum) iyi bir hatip fakat bir abartı var üslubunda. Araya gereksiz harfler sıkıştırıyor.”

DUALARI EN ÖNCE O EZBERLERDİ
45 yıllık arkadaşı ve halasının torunu Recep Sert: Akrabadan çok arkadaşız biz. Çocukluğumuz birlikte geçti, çobanlık yaptık, oynadık. Ben birkaç yaş büyük olmama rağmen bana bile kafa tutardı, çok iddialıydı. Çok iyi ezberciydi. Duaları en önce o ezberlerdi.

Mustafa Büyük (Danışmanı): Bir yıl önce söylediği bir şeyi bile “N’oldu o iş” diye sorabilir. Dakiktir. Vefalıdır. Hâlâ eski danışmanıyla görüşür. Sürekli öğrencidir. Bir komisyona tasarı mı gelecek, her yönüyle çalışır.

HAYATININ ÜÇ KİTABI
Muharrem İnce, “Bu Kaçıncı Kirlenişin Beyaz”, “Tatanka” (şiir), “1 İleri 5 Geri” isimli üç kitabın yazarı. Bugünlerde ikinci bir şiir kitabıyla, lise sona kadar aynı odada kaldığı dedesinin mübadeledeki aşk öykülerini derlediği bir kitabı basıma hazırlıyor. Hayatının üç önemli evresini etkileyen kitaplarsa; Çocukluk: Vahşetin Çağrısı (Jack London)/Gençlik: Gülünün Solduğu Akşam (Erdal Öz)/Olgunluk: Aşk (Elif Şafak).

İNCE’DEN İNCİLER
VEKİLLERE KIZDI: Beni anlamıyorsunuz, çünkü sizde ‘idrak yolları enfeksiyonu’ var.
ONBAŞI UYARISI: Ben milletvekili olarak uyarıyorum anlamıyorsunuz, askerden açıklama gelince hemen geri adım atıyorsunuz. Ben de askerliği onbaşı olarak yaptım, şimdi sizi bir onbaşı olarak uyarıyorum.
YATILI YURT DEĞİL: Arkadaşlar burası Meclis, Parasız Yatılı Bölge Okulu değil, uyumayın.
TAVUK SORUSU: Sayın bakanım oğlanın tavukları nasıl, iyi yem yiyorlar mı bari?
BAKANLARA: Siz öyle diyorsunuz ama Türk halkının bugünlerde en sevdiği şarkı “Kömür gibi yanıyorum, of off”...

RAP ŞARKISI BİLE OLAN O MEŞHUR NUTUK
İktidara geldiğinizde, ilk işiniz gömlek değiştirmek oldu, sonra sakallarınızı kestiniz, sonra ciplere bindiniz, sonra orman içindeki villalarınızda havuzlarda yüzmeye başladınız.

Bu memleketten insan manzaraları sunacağım size. Afyon’un Kışlacık Köyü... Borçlarını ödemek için bütün köylü böbreklerini satışa çıkardı mı? Çıkardı. Diyarbakır’da kayıt parasını ödeyemeyen bir anne, okulun halılarını yıkarken düşüp felç oldu mu? Oldu. Daha dün Şırnak’a 38 doktor tayini yaptınız, 5 tanesi göreve başladı. 3 tanesi göreve başladığı gün istifa etti mi? Etti. Erzincan’da görevlerini yapan yargı mensuplarına ‘Cemaatlerime dokunursan yakarım’ dendi mi? Dendi.

230 bin eğitim fakültesi mezunu bu ülkenin sokaklarında işsiz mi? Gazeteler intihar haberleriyle dolu mu? Memleket yangın yeri, millet ölmüş bitmiş, siz hâlâ ne konuşuyorsunuz! Başbakan, camdan okuduğu yazılarla pembe tablolar çizerek, milletin canına nasıl okuduğunu saklamaya çalışıyor.

Habur’da teröriste kibar, Ankara’da işçiye gaddar oldunuz. Türkiye zenginleşmiş... Bu ülkede 10 milyon yeşil kartlı, 9 milyon emekli, 5 milyon asgari ücretli, 6 milyon işsiz var. Bunlar mı zenginleşti? Doğru; gemiciğini yürüten kaptanlar var bu ülkede, bunları biliyoruz.

Hukuk sistemimizi altüst ettiniz. Silivri’de faşist hukuk, Silopi’de liboş hukuk, Deniz Feneri’nde işlemeyen hukuk düzeni icat ettiniz. “Sine-i millete döneriz” diyenler Sine-i Apo’ya döndüler sayenizde!

Şehriban OĞHAN / HÜRRİYET

Editör: HABER MERKEZİ