AKP'nin 564 bin 117 oy aldığı Ordu, Giresun, Trabzon'da yüzlerce seçmenle konuştuk. 10 kişilik bazı ortamlarda 'AKP'ye oy verdim' diyen tek bir kişi çıkmadı. Ancak 'AKP'ye oy verdim' diyen hemen herkes de ayrı bir neden söyledi

AKP'nin 564 bin 117 oy aldığı Ordu, Giresun, Trabzon'da yüzlerce seçmenle konuştuk. 10 kişilik bazı ortamlarda 'AKP'ye oy verdim' diyen tek bir kişi çıkmadı. Ancak 'AKP'ye oy verdim' diyen hemen herkes de ayrı bir neden söyledi

22 Temmuz'da sandık başına giden her iki seçmenden birinin AKP'ye oy vermesinin yarattığı şaşkınlık sürüyor. Ancak bazı bölgelerde AKP'nin bu denli yüksek oy alması dışarıdan bakanların şaşkınlığını biraz daha artırıyor. O bölgeler arasında 'fındık diyarı' Ordu, Giresun ve Trabzon da var.

Seçim sonuçları belli olduğunda, 'Fındıkçılar bile AKP'ye oy verdi' diye yorumlar yapılmasının elbette nedenleri vardı?

Ama öte yandan, fındık tüccarı olan danışmanı Cüneyt Zapsu'nun yönlendirmesiyle Erdoğan ve hükümetinin kendilerini mağdur ettiği iddiasıyla yürüyüş bile yapan fındık üreticilerinin sandık başına gittiklerinde niye oylarını AKP'ye verdiklerine dair de kendilerince haklı gerekçeleri olmalıydı. Bunları öğrenebilmek için Ordu, Giresun, Trabzon sahilini dolaştık.

Ordu'nun Terme ilçesinde başlayan yolculuğumuz Trabzon Sürmene'de son buldu. Onlarca ilçede yüzlerce seçmenle konuştuk.


Peki bu oyları kim verdi?

22 Temmuz'da sandıktan çıkan sonuçlara bakılırsa Türkiye'de neredeyse her iki seçmenden biri AKP'ye oy verdi. Gelgelelim bu istatistik sokakta karşılığını bulmuyor. 10 kişinin bulunduğu bazı ortamlarda, 'Ben oyumu AKP'ye verdim' diyen bir kişi dahi çıkmayabiliyor.

Aslında bu durum bana çok tanıdık geliyor. Çünkü bu ülkede ne zaman TV programları üzerine geniş çaplı bir kamuoyu araştırması yapılsa o anketten mutlaka şu sonuç çıkar:
'Ekranlarda magazin programları, gelin kaynana yarışmaları değil, belgesel istiyoruz.'
Ama reytingler de hep bu söylenenin tersini gösterir.

AKP'ye oy veren çoğunluğu arayıp bulamadığınızda da şu soruyu sormadan edemiyorsunuz: 'Ben vermedim, sen vermedin, o vermedi. Peki bu oyları kim verdi?'
AKP 209 bin 687'si Ordu, 123 bin 138'i Giresun, 231 bin 292'si Trabzon'da olmak üzere üç ilde toplam 564 bin 117 oy aldı. AKP'nin üç ilde Türkiye ortalamasının çok üzerinde (Trabzon'da yüzde 56.5, Giresun'da yüzde 51.2, Ordu'da yüzde 55.8) oy alması, üzerinde özel olarak durulmayı hak ediyor.


'Neden AKP?' sorusuna yanıtları

AKP'nin fındık diyarı üç ilde 3 Kasım 2002'deki toplam desteğini 158 bin 747 oy artırmasının neredeyse bu sayı kadar nedeni var. Üç ilde konuştuğum seçmenlerden edindiğin en genel izlenim şu:

Fındıkçıların çoğunluğu oyunu fındığın taban fiyatına göre değil, ülkeyi erken genel seçime götüren sürecin ve günlük sorunlar konusunda somut adımlar attığı düşünülen AKP' nin lehinde esen genel rüzgârın etkisiyle yaptı.

Bu genel havanın dışında fındık üreticilerinin AKP'ye oy vermelerinin özel nedenlerine gelince, şöyle bir listeyle karşılaşıyoruz:

Fiskobirlik bizi perişan etti. 2005'te sattığımız fındığın parasını vermedi. Erdoğan bu sene fındığa 4 dolar fiyat verdi.

Erdoğan'dan daha iyi lider göremedim.

Binlerce esnaf gibi ben de kredi aldım. Başkasına oy verip maceraya mı atılsaydım?
Bu iktidar zamanında bankadan konut kredisi kullanıp ev sahibi oldum. Evimi bankaya kaptırmaya hiç mi hiç niyetim yok.

Eskiden paramın çoğunu değer kaybetmemesi için dolara yatırır, lazım olunca bozdururdum. Şimdi öyle bir derdim yok.

Meclisin iradesine dışarıdan müdahale edilince demokrasi olur mu? Oyumu tam demokrasi için AKP'ye verdim.

AKP çok mu iyi, değil. Ondan iyisi olmadığı için mecburen oy verdim.
Bunlar iktidara geldiğinde bir çuval şekeri 90 bine alıyordum, şimdi alıyorum 85 bine. Aradan geçmiş 4.5 sene... Tabii ki AKP.

AKP gelmeden önce her şeye akşamdan sabaha zam geliyordu. Şimdi öyle olmuyor. Bir ay sonra da gitsem aynı fiyat.

Gemilerde çalışan bir insanım. Bunların zamanında aç kalır mıyım diye endişem yok.
Benim için güven ve istikrar önemli. İkisi de AKP ve Erdoğan'da var.
AKP bence çok düzgün bir parti değil, ama cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde onlara büyük haksızlıklar yapıldı; içime sindiremedim, kendimce bir destek verdim.
ANAP seçime girmedi, DP'ye oy vermek içime sinmedi, AKP kötünün iyisi dedim.
Halkın oyuyla meclise gelmiş insanlara bu kadar haksızlık yapılmamalıydı.
Sezer, halkın seçtiği insanların her kararnamesini geri gönderdi. Cumhurbaşkanına tepki için oyumu AKP'ye verdim.

Eskiden sabahtan sigortaya gidip öğlene kadar muayene olmak için sıra bekliyordum. Öğleden sonra da ilaç kuyruğuna giriyordum. Şimdi yeşil kart sahipleri bile İstanbul'a gidip istediği özel hastanede by-pass olabiliyor. Sağlıktan önemli bir şey var mı?
3 yıl önce don yaptı, fındık dalında yandı. Bu hükümet bizi mağdur etmeyip sigorta şirketi gibi dönüm başına ödeme yaptı. Beni düşüneni ben niye düşünmeyeyim.
Şimdi yaz ama kışın nereden kömür bulup da yakacağım diye bir derdim kalmadı.
Sadece fındık fiyatı olarak bakmadım, kendimin ve ülkemin istikrarını düşündüm.
Fındığa çok fazla bel bağlayan biri değilim, çay üreticisiyim. Devletin çaya verdiği fiyat çok fazla değil, ama çayım bahçede kalmıyor. Kestiğimi Çaykur'a satabiliyorum, iki ay sonra da paramı alabiliyorum.

AKP bizi şu Fiskobirlik'ten kurtardı ya, o bile yeter ona oy vermem için.
Özal, Demirel, Sezer'in cumhurbaşkanı seçilmesinde 367 şartı yok, AKP'ye gelince var. Madem öyle, inadına AKP.

Fındığa 6,5 ya da 8 YTL verilmesi tabii ki işime gelir. AKP'liler deli mi? Öyle bir imkân varsa üreticiyi memnun etmek için vermez mi? Meydanlarda o fiyatları söyleyenlere inanmadığım için AKP dedim.

Erdoğan dışındaki liderlerin söylediklerinin hiçbiri bana inandırıcı gelmedi.
Bu hükümet sayesinde para ve bolluk içinde mi yüzüyoruz? Hayır, ama en azından şu enflasyon canavarından kurtulduk.

Bu hükümetin ekonomideki istikrarlı politikasına güvenip banka kredisiyle yeni bir otomobil aldım. Taksitlerini aksatmadan ödüyorum. Başka bir parti ya da partilerin iktidarında mevcut pozisyonumun sürme garantisi var mı?

Şimdiye kadar üreticiyi insan yerine koymayan Fiskobirlik'in hakkından bu hükümetten başka gelebilen oldu mu?


Fındık (t)ek geçim kaynağı mı?

AKP hükümeti geçen yıl Toprak Mahsulleri Ofisi'ni devreye sokana kadar üreticiden devlet adına fındık alan tek kuruluş Fiskobirlik'ti. Fiskobirlik'in Doğu Karadeniz'deki Borçka'dan Batı Karadeniz'deki Karasu'ya kadar toplam 233 bin 72 ortağı var. Her yıl Fiskobirlik'e düzenli fındık satan ortak sayısı ise 70-80 bin civarında. Rekoltenin en yüksek olduğu yıllarda bile bu sayı 100 bini geçmiyor.

Peki Fiskobirlik'in yarıdan fazla ortağı fındığını kime satıyor? Bir kısmı devlet yerine özel sektöre tercih ediyor.

Öte yandan Karadeniz'in birçok yerinde fındığın tek geçim kaynağı olmaktan çıktığı da bir gerçek. 70'li, 80'li yıllarda tek bir haneye giren 8-10 ton fındık parası bir ailenin rahat bir hayat sürmesine olanak sağlıyordu.

O dönem 8-10 ton mahsul alınan o fındık bahçeleri bugün miras yoluyla 3-5, belki de daha fazla parçaya bölünmüş durumda.

Bu, gelirin de aynı oranda küçülmesi ve hane halkı bütçesindeki nispi ağırlığının azalması demek. O nedenle aslında sadece fındık üreticisi olarak görülenlerin çoğu gurbette geçimini sağlama peşinde. Onlar için fındık artık ek gelir kaynağı durumunda.
Bölge insanının siyasi tercihlerini belirleyen faktörleri incelerken bu tabloyu dikkate almak gerekiyor. Karadenizli seçmenin yine de mevcut durumdan çok fazla memnun olmamasına karşın AKP'ye oy vermesinin altında yatan gerçeklerden biri de şu:
Fındık diyarının insanları, dimyatta pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemedi. Oyunu, 'Durmak yok, yola devam' diyerek mevcut pozisyonunu koruyacak AKP'ye verdi.

Milliyet

Editör: HABER MERKEZİ