Birçok gazetecinin hayalidir Fethullah Gülen röportajı… Dünyanın birçok ülkesinde örgütlenmiş, on binlerce insanı kendine bağlamış bu zat-ı muhteremle bir söyleşi yapmak için ben de düştüm yollara…

Meslektaşlarım iyi bilir… Bu cemaatin kapısını açmak hatta bırakın açmayı, tıklatmak bile gerçekten çok zordur. Ancak pes etmeyip işin peşini bırakmayınca cemaat içinden olduğunu bildiğim bir “Abi”’den, Amerika’da sağlık
vizesiyle yaşayan Fethullah Hoca ile röportaj ayarlaması ricasında bulundum. Başlangıçta gelen olumlu sinyaller olumsuza dönüşünce “N’oluyoruz abi” moduna girerek, olaya başka türlü asılmaya başladım. Ve itiraf etmeliyim ki cemaat için hatırı sayılır dostlarımı kullanarak işi dostane baskıya dönüştürdüm. Bunun üzerine bu röportajın en azından şu an için yapılmasının mümkün olamayacağı gerçeğini, “Fethullah Hoca çok hasta… Değil ki sizinle röportaj yapmak, kendisi bir telefonla bile konuşabilecek durumda değil. Ne yazık ki hocamız belki de son günlerini yaşıyor” yanıtıyla öğrendim.

Doğrusunu isterseniz bu yanıt beni pek tatmin etmedi. Belki de beni başlarından savmak isteyen bu “Abi”’nin gösterdiği gerekçe tamamen bir palavraydı! Açıkça olaya biraz art niyetli yaklaşıp, Fethullah Hoca’nın gerçekten çok hasta olup olmadığı araştırmaya koyuldum. Önce cemaatin çok önemli bir üyesi olduğuna emin olduğumuz genç grubun temsilcisi Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’yı aradım. Ancak Dumanlı’nın Amerika’da olduğunu ve dönüş tarihinin belli olmadığını özel kaleminden öğrendim. “Durmak yok, yola devam” deyip, bu kez gazetenin künyedeki sahibi olan hemşerim Ali Akbulut’a ulaşmaya çalıştım. Aynı zamanda Orta Doğu Tekstil’in sahibi olan Akbulut’un da Amerika’da olduğunu duyunca, bu kez cemaatin ağır toplarından bir iş adamına ulaşmaya çalıştım… Yok... O da Amerika’da… Özetle cemaat mensubu olduğunu bildiğim ya da duyumunu aldığım birçok insana ulaşıp hocanın sağlığı ile ilgili bilgi almaya çalışırken birçoğunun Amerika’da oldukları gerçeği beni yeniden ilk kaynağıma yani röportajı ayarlaması için ricada bulunduğum “Abi”’ye yönlendirdi.

“Hiç mi şansım yok? Yani belki hoca kendini iyi hissediyordur da benimle röportaj yapmayı kabul eder” diye lafa girerek son kez bir yoklama çektim. “Yok Sevilay Hanım. Ne sizin, ne de başka bir gazetecinin şu anda hocamızla röportaj yapma şansı yok! Çünkü, Fethullah Hoca gerçekten çok hasta ve cemaatin tüm ileri gelenleri şu anda onun yanında. Başka da bir şey diyemeyeceğim size” deyip telefonu sert bir şekilde yüzüme kapattı. O an anladım ki, Hoca gerçekten ağır hasta.

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?

Öyle ya bu kişi ‘filanca’ değil. Yazımın en başında da belirttiğim gibi artık uluslararası bir örgütlülüğe kavuşmuş bir fenomen.
“Peki, hocanın ölmesi durumunda cemaatin yeni lideri kim olacak” sorusunun yanıtı oldukça karışık. Biliyorum ki, böyle bir soruyu cemaat üyelerinden herhangi birine sorsam kafamı kırar. Zaten, “Fethullah Hocanın Şifreleri” adlı kitabın yazarı Aytunç Erkin, 2003 yılında bu soruyu detaylı bir biçimde sorgulamıştı. Erkin, cemaatin başına “Amerikan yönetimiyle ilişkilerde önemli bir isim olan, CIA'dan düşünce kuruluşlarına kadar görüşmeleri örgütleyen, cemaatin 'Amerika Kıta İmamı' ve 'Baş yardımcısı' İsmail Büyükçelebi’yi işaret ediyor. Erkin’in bu iddiayı gündeme getirdiği tarihten bu yana koca bir 3 yıl geçmiş. Bu 3 yıl içerisinde acaba neler oldu? Gerçekten İsmail Büyükçelebi, Erkin’in tarif ettiği gücünü koruyor mu?

İşte tüm bu soruların yanıtını cemaatten kopmuş ama sıkı takipçisi olan Nurettin Veren’den aldım. Veren’e göre cemaat sanıldığı gibi birlik ve beraberlik içerisinde değil. Hocanın kaybından sonra kimin lider olacağı ise tartışmalı. Aslına bakarsanız Veren’e göre Fethullah Hoca’nın hasta olduğu iddiaları da tamamen yine cemaat tarafından ortaya atılmış spekülasyonlar. “İnanmıyorum onun hasta olduğuna. Daha önce de bu türden spekülasyonlar yaptılar. Hatta hocanın öldüğü bilgisini yayıp cemaatin tüm müritlerini yasa boğdular. Elbette ortada büyük bir gelir var ve Hoca'dan sonra bu gelirin yönetiminin kim tarafından yapılması gerektiği net değil. Elbette ki , İsmail Büyükçelebi en önemli isim. Ama genç Fethullah’ın başını çeken Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı da yabana atmamak lazım. Bir de tabi 1970’lerde kurulan cemaatin çekirdek kadrosunu oluşturan “Ak saçlılar” grubu var. Onların nasıl bir tavır alacağı ve kimi işaret edeceği çok önemli. İsmail Büyükçelebi bu aralar onların yanında gözükmüyor…”

GAZETEPORT

Editör: HABER MERKEZİ