Ömer ŞAN-(RİZE)- Yurt genelinde neredeyse hemen her vadideki su gözelerinde yapımı planlanan hidroelektrik santrali (HES) projelerindeki yasadışı ve bilimsellik dışı uygulamalar ile projelerin uygulanmak istendiği çevrenin gerçekliğine aykırı planlamalar tepki çekmeye devam ediyor.

Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinin bütün vadilerini adeta bir virüs gibi sarmalayan HES projeleri için hazırlanan proje tanıtım dosyaları (PDT) ile Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporlarının, projelerin geliştirildiği doğal yaşam alanlarının asıl özelliklerini dikkate almadığı belirtildi.

Artvin’in Ardanuç ilçesindeki Aydın Deresi üzerinde MYY Mühendislik firması yapımı planlanan 4,75 megavat kurulu gücündeki Ardanuç 7-8 HES Projesinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ‘ÇED Olumlu Raporu’nun iptali istemiyle köylüler ve yöre halkı, Rize İdare Mahkemesinde dava açtı.

Köylülerin 29 Ocak 2015’te açtığı davada Mahkeme 4 Haziran 2015’te bölgede Keşif ve Bilirkişi İncelemesi yapılmasına karar verdi.

Mahkeme kararının ardından Bilirkişi incelemesine hazırlanan köylülerin avukatı Halis Yıldırım, Bakanlık tarafından olumlu bulunan tek bir ÇED Raporuyla aynı dere üzerinde sıralı olarak iki farklı HES projesinin yapılmasının planlandığına dikkat çekti.

Buna rağmen, 2 projenin toplam etki araştırması yapılmadığına ve ayrıca bu proje dışında Ardanuç’ta projelendirilen 4 ayrı HES projesi daha olduğunu kaydeden, Yıldırım, “Çoruh Havzasında bulunan HES projeleri ve taşocakları, mermer ocakları ile maden ocakları ve projeleriyle birlikte hiçbir toplam etki incelemesi yapılmamış ve projeye bu şekilde ‘ÇED Olumlu Raporu’ verilmiştir” dedi.

Bakanlık tarafından ‘olumlu’ bulunan ‘ÇED Raporunda’ heyelan ve sel risklerine karşı yapılan incelemelerin oldukça yetersiz olduğuna işaret eden Yıldırım, “Jeoteknik bir heyelan çalışması yapılmayan proje ayrıca Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2013-2017 yılları için hazırladığı ‘Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planını’ da dikkate almamıştır. Hâlbuki ‘Sel Kontrollü Eylem Planında’, Ardanuç ilçesindeki bazı alt havzalar, öncelikli çalışılması gereken havzalar olarak sayılmıştır. ÇED Raporunda yer alan, bölgedeki canlı türlerinin tespiti için yapılan flora-fauna çalışmaları oldukça eksik ve yetersizdir. Bölgede güncel çalışmalarda bulunduğu belirtilen birçok endemik özelliği bulunan türler ÇED Raporu kapsamında tespit edilememiştir. ÇED Raporunda projenin işletme aşamasında dereye bırakılacak ‘can suyunun’, ‘Islak Çevre Metoduyla’ yapıldığı belirtilmekte ise de su ölçümlerinin hatalı yapıldığı ve derenin kritik bölgelerinin belirlenmeden hesap yapıldığı, doğrudan ÇED Raporundan anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.

Köylülerin avukatı Halis Yıldırım, tüm bu eksikliklerle projenin hayata geçmesi halinde bölge, büyük bir çevresel riskle karşı karşıya kalacağına vurgu yaparak, açıklamalarını şöyle tamamladı: “Ayrıca halkın uğraşlarıyla son yıllarda geliştirilmeye çalışılan tarım ve seracılık faaliyetleri tamamen durma noktasına gelecektir. Bu haliyle hiçbir sosyokültürel risk de değerlendirilmeden projelendirilen Ardanuç 7-8 HES projesinin, 4 Haziran 2015 Perşembe günü saat 16.00’da yapılacak olan Keşif ve Bilirkişi İncelemesi, davanın seyri için büyük önem taşımaktadır.”

Bilirkişi İncelemesi ve Keşif nedeniyle yöre halkı ve köylülerin de HES projesi alanında olacağını kaydeden Ardanuç Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü ve DEKAP Yürütme Kurulu Üyesi Kamile Kaya, HES’lerdeki bilim, hukuk ve yasadışılıklara, doğal yaşam alanlarının gerçekliğinden uzak projelendirmelere karşın HES’lerdeki diretmelerin farklı rant hesapları güttüğünün kanıtı olduğunu kaydetti. 

 

Editör: HABER MERKEZİ