Çayeli İmam-Hatip Mezunları Derneği son zamanlarda Filistin ve Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylara ilişkin yazılı basın bülteni yayımladı.
Yapılan açıklama şöyle:
Son zamanlarda dünya üzerinde yaşanan olaylar ve şer güçler tarafından yürütülen ismi gizli haçlı savaşlarının dünya tarihi açısından elem verici bir hal almış olması ve bu durumun dünya ve özellikle Müslümanlar adına oldukça kaygı verici bir boyuta ulaşmış olması bir inanç nesli olarak Çayeli İmam Hatip Lisesi Mezunları olan bizleri de yakından ilgilendirmektedir. Ciddi derecede hedefe konmuş ülkemiz de dâhil, Müslüman dünyayı yıkıma götürmeye yönelik, yirmi birinci yüzyıla damgasını vuran bir küresel saldırı projesinin uygulanışını artık çıplak gözle net bir şekilde görmekteyiz.
Her şeyi ile ayan beyan ortada olan ancak, etnik çatışma ve mezhep kavgaları ile üzeri örtülmeye çalışılarak, yönetici zaafları ve ele geçirilmiş ajanlar sayesinde iyi derecede beslenip nüfuziyetleri güçlendirilen bu şer müdahaleler neticesinde ağır bedeller ödemek zorunda kalan mazlum halklara yaşatılmaya çalışılanlara kayıtsız kalabilmek mümkün değildir ve bizler de dünyaya ve özellikle Müslümanlara yaşatılmaya çalışılan bu acılara kayıtsız kalmadığımızı, kalmayacağımızı, bu vesile ile ezilenlerin, mazlumların yanında olduğumuzu ilan etmek istiyoruz.
Bizim için ezilenin, yani mazlumun;
Dini önemli değildir.
Irkı önemli değildir.
Rengi önemli değildir.
Fikri önemli değildir.
Zikri önemli değildir.
Bizim için önemli olan Allah'ın yaratmış olduğu bir kulun, bir insanın yaşama, beslenme, hür olma, Allah'ın nimetlerinden faydalanabilme haklarına sahip olmasıdır. Çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden cani anlayış ve terminatör bir ruhla sadece yok etmeye odaklı, kurmuş oldukları terör laboratuarlarında genetiğini insan kodundan terörist koduna dönüştürerek dünyaya terörist salan bu şer ve terör devletlerini lanetle kınıyoruz. Biz bu terör devletlerini emin olun çok iyi biliyoruz. Ve dünya üzerinde kimin ne emeli var, bunların hedefleri nelerdir, neler planlanıyorlar ve hangi oyunları oynuyorlar emin olun biz bunları da çok iyi biliyoruz.
Dünya üzerinde huzur bırakmayan bu terör devletlerinin hedeflerine koymuş olduğu Müslümanları bir güç ve aktör olarak tarih sayfaları arasına isimsiz ve etkisiz sadece bir geçiş cümlesi konumuna çekmeye çalışma çabaları biliyoruz ki tarihlerinde Türk ve Müslümanlara karşı yaşamış oldukları yenilgilerin intikam duygularından başka bir şey değildir. Dünya coğrafyası üzerinde büyük bir iştahla kan emen ve kendinden olmayanları yok etmede sınır tanımayan, zalim yöneticiler sayesinde şer güç veya terör gücü, istila ruhlu vampir ve bir tarafıyla da zombi devlet statüsü rolüne bürünen başta ABD, Batı devletleri ve her türlü şerin fikir babası ve destekçisi, dünyanın baş belası İsrail'i şiddetle ve lanetle kınıyor ve insanlık adına dünyanın geleceğinden kana bulanmış şer ellerini çekmelerini istiyoruz.
Son zamanlarda, toz duman bir hale getirdikleri orta Doğu üzerindeki bulanık havayı fırsat bilerek şer emelleri için her türlü taktik planları yürüten İsrail'in, Filistin ve Mescid-i Aksa girişimlerini yine aynı ses tonuyla lanetliyoruz. Mescid- i Aksa'ya yer üstünden yaptıkları operasyonlar yetmiyormuş gibi bir de hayallerini kurdukları Ahit Sandığı ve Süleyman Mabedi kalıntılarına ulaşma emelleri doğrultusunda alttan operasyonlar yürüterek dünyanın en önemli bu kutsal merkezini üstten ve alttan oymaya devam ediyorlar.
9 ağustos 1897 yılında İsviçre'nin Basel kentinde toplanarak Filistin'de bir yurt edinme kararı ile başlayan, 2 Kasım 1917 de İngiliz Dış İşleri Bakanı Balfour'un Siyonist Federasyonu Başkanı'na gönderdiği bir mektupla İngilizlerin Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasını kabul ettiğini bildirir mektubuyla olgunlaşan, bu süreçte sürekli göçlerle 1939 da 463 bin üzerine yükselen Yahudi nüfusu ile Filistin topraklarında olgunlaşma sürecini tamamlayan Yahudiler 14 Mayıs 1948 de İsrail Devletinin kurulduğunu ilan etmiş ve bu tarihle beraber, henüz daha kurulmadan başlatmış oldukları katliamların adet ve şiddetlerini artırarak günümüze kadar milyonu aşkın insanı katletmiş, milyonlarca sakat ve yaralı bırakmış, yakmış, yıkmış, öldürmüş ve bundan da büyük zevk almıştır.
İsrail, devlet anlayışı olarak “öldürmeyi iyi bilen bir Siyonizm gücü” karakterinden hiçbir zaman kurtulamamıştır ve anlıyoruz ki bu anlayıştan kurtulup insanlığa dönme gibi bir iyileşme emel ve hevesi de bulunmamaktadır.
Biz “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” sözünden ilhamla huysuz, ruhsuz ve öldürmeyi iyi bilen bu devletin bundan sonra da dünya üzerinde ne gibi belalara vesile olacağını rahatlıkla anlayabiliyoruz. Şu an Filistinli kardeşlerimize karşı yürüttükleri kıyım, yıkım, sindirme, yok etme politikaları ile Mescid-i Aksa'ya tahakküm siyasetlerini lanetliyor, kınıyor ve onlarca yıldır ezilen ve sürekli ölümle burun buruna getirilerek her türlü haklarına, namuslarına, varlıklarına saldırılan mazlum Filistinli kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu tür mikroplar için fenni bir ilaç üretilmediğini biliyoruz. Ama şunu da çok net biliyoruz ki fenni bir ilacı olmayan bu mikropların da tedavisi imandan geçmektedir.
Çayeli imama Hatip Lisesi Mezunları Derneği olarak bu konuda son sözümüz şudur: Biz öyle bir dinin mensubuyuz ki bu din bize öldürmeyi değil yaşatmayı, söndürmeyi değil parlatmayı, yok etmeyi değil var etmeyi, acıyı değil tatlıyı, kin ve nefreti değil sevgi ve barışı öğretmiş ve bu dünya ile birlikte ahiret hayatımızı da mutluluk üzere inşa etmiştir. Bu dünyada zulüm eden bir cani olmaktansa zulüme uğramış bir mazlum olmanın hayrını iyi bilenlerdeniz.
Bu sürecin elbette bu şiddetle devam etmeyeceğini, insanlığa, özellikle Müslüman dünyaya yaşatılmaya çalışılan bu zulmün bir ciddi karşılığının muhakkak olacağını biliyor ve bu süreci Müslüman birlik ve dirliği ile kardeş olarak, tek vücut olarak, tek yürek olarak, yapılmak istenenlerin şuurunda yıkmadan, yok etmeden, öldürmeden, hayat vererek, yardım ederek, severek, kucaklayarak büyük bir iman ve inançla atlatacağımızı ifade etmek isteriz.
Allah muhakkak sabredenlerle birliktedir.
