Dilek ASLAN

Rize Ziraat Mühendisleri Odası başkanı Muhammet Pertek ile birinci sürgün yaş çay kampanyası başladığı zaman konuştuk. Pertek bize çayda kullanılan gübre ile ilgili oldukça geniş açıklamalarda bulundu. Bazı kişilerin kiviyi çaya alternatif olarak gördüklerini ve kendi düşüncelerini sorduğumuzda ,Kivi ürününü çaya alternatif ürün olarak söyleyemeyeceğimizi., Kivi ürününü Çaya alternatif dersek kendi kendimizi inkar etmiş olduğumuzu söyleyerek, “Biz mikro klima olarak iyi bir çay bölgesiyiz. Bu bulunmayan bir nimet. Çünkü Japonya’da da çay yetiştiriliyor, Srilanka dada çay yetiştiriliyor ama içerisinde parazit yaşamadan üretilen tek yer bölgemiz. Doğu Karadeniz bölgesinin özellikle Rize, Trabzon ve Artvin’deki Hopa’ya kadar olan bölge. Şu anda dünyada çayda kimyasal olmayan tek ülkeyiz. Bu bizim için büyük bir nimettir ve bizim geleceğimiz çaydadır. Ama çay alanlarının belli bir yeri sabit tutulması gerekir. Stabilize edilmesi gerekiyor. Stabilize edilemezse sıkıntılar oluşabilir” dedi.

İşte Pertek’in özel açıklamaları;

Rize Ziraat Mühendisleri Odası ne zaman kuruldu ve kaç üyeniz var?

“Ziraat Mühendisleri odası 56 yılını doldurdu. Rize’de ise, 1994 te kuruldu. Biz ikinci dönemimizi burada yaşıyoruz. Bundan önceki dönemlerde başka arkadaşlarımız vardı. 500 üyemiz var. Ama Rize’de potansiyel Ziraat Mühendisi sayısı 800 civarındadır. En önemli meslek kuruluşu olduğumuz için, bizim temsil ettiğimiz meslek grubu Ziraat mühendisleridir. Rize Ziraat mühendisleri açısından çok zengin bir ilimiz. Büyük bir bölümü Çay İşletmeleri genel Müdürlüğünde ve özel sektör çay sektöründe çalışan sorumlu yöneticilerimizdir. Dolayısıyla iyi bir potansiyelimiz var. Aynı zamanda tarım İl müdürlüğünde ve ilçelerde çalışan ziraat mühendisleri arkadaşlarımız var. Bunlarla birlikte her dönem çeşitli, toplantılar ve danışma kurulları yaparız. Tarımla ilgili yapabileceğimiz politikaları oluştururuz. Bunları halkımıza açarız. Faaliyetlerimiz bunlardır. Başka bir görevimiz ise Ziraat Mühendislerinin özlük haklarını korumak ve geliştirmekle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda odamız bu dönem içerisinde 14 yıldan beri Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünde işçi statüsünde çalışan 234 Ziraat Mühendisi arkadaşımıza 14 yıl sonra çeşitli çabalarla, başbakanımızın da bakanlar kurulu kararıyla el atması ile birlikte bu arkadaşlarımızı işçi statüsünden memur statüsüne aktardık”

Geçtiğimiz günlerde geniş bir katılımla “çay çalıştayı” yapıldı.Çay çalıştayı nedir, bize biraz bahseder misiniz ?

“Çay çalıştayı AB sürecinde Türk çaycılığı ve ortak piyasa düzenidir. Ortak piyasa düzeni çay için çok önemli nokta. Türk çaycılığının geleceğiyle ilgili yapabileceği sıkıntıları, açılımların neler olduğunu düşünürsek Gürcistan bizim için önemli bir örnek. Dolayısıyla Gürcistan’da binlerce hektar alan çay tarımı bırakılmış durumda bekliyor. Ziraat odası başkanını ve hocalarımızı oraya getirerek bire bir göstererek çayımıza sahip çıkmamız gerektiğini, devletin özellikle çaya destek vermesi gerektiğini, desteğini asla çekmemesi gerektiğini, çekerse neler olabileceğini bir musibetle göstermek istiyoruz. Artık nasihat etmeyi düşünmüyoruz. Çünkü orada bir musibet var bunu göstereceğiz. Bunu gösterdiğimiz zaman insanlarımız kendine gelmiş olacak. Onun için özellikle üreticilerimizin temsilcisi olan ziraat odası başkanlarını Gürcistan’ da ki Kubileti ve diğer bölgelere götürüp büyük çay alanlarındaki perişanlığı göstermeyi düşünüyoruz”

ÇAYKUR’un Rize’de çay tarımı için uyguladığı 25 beşe on dediğimiz bir gübre var. Bu gübre önerilirken Rize ilçelerinden özellikle yüksek kesimlerinden toprak numunesi alınarak mı önerildi?

“Bu konu ile ilgili çalışmalar yapılırken ben o zaman bir öğrenciydim. Çalışmaları yapan kişilerle de muhatap olmuştum. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından çay numunesi oldukça fazla miktarda alınıyor. Yani iyi bir örnekleme yapılabiliyor. Ama çok daha iyi bir örnekleme yapılabilirdi. Buradaki Esas mesele topraklarımızda kullanacağımız gübrenin cinsinden ziyade miktarıdır. Mevcut pozisyonlarını şu ana kadar Amonyum sülfatla amonyum nitrat fazla miktarda verilmesinden mütevellit olarak topraklarımızın THA değeri 4 ve 4 ün altına düştü. 4 ün altına düşen topraklardan siz 25 beş on değil onu verseniz bile düzeltemezsiniz. Esas yapmanız gereken hayvan gübresiyle çay bahçelerimizi gübrelemektir”

Hayvan gübresi bildiğimiz normal gübre gibimi serilmesi gerekir?

“Hayvan gübresinin en önemlisi toprağı uygulamaktır. Uygulama metodumuz şudur; Diğer alanlara uygulamak çok zor. Daha önceden bütün setleri yıktık. Setsiz bir halde çay alanlarımız var. Dolayısıyla çayı budadıktan sonra o alanın içerisinde 20 cm. bölümünde çapa yaparak toprağı karıştırmaktır. Böyle yapılmasında büyük fayda vardır. Hayvan gübresinin uygulama metodu budur. Bizde bunu yapmalıyız. Bunu yaptığınız alanlarda böyle bir imkân olduğu için, fiziki durum buna müsait olduğu için buralarda kesinlikle yapmalıyız. Vatandaşımız özellikle budama yaptığı alanlarda hiç gübre uygulamıyor. Bunla ilgili biz oda olarak birkaç kez çalışma yaptık. Biz bu konu ile ilgilide yeşil gübre diye bir gübreyi tercih etmiştik. Yeşil gübre özellikle mısır ve yem bezelyesini budanmış alanlarda 11. ayda ekimini yaparak mayısın erken ilk döneminde çiçeklenmeye geçmeden onları çapa yaparak toprağa karıştırarak yeşil gübre elde edebiliyoruz. Bu da yağış miktarı çok yüksek olan bizim bölgeler için yeşil gübre çok uygun”

Çay budama yapılırken üreticilerimiz budamayı çay bahçesinin içerisinde yakarak gerçekleştiriyorlar. Bu işlemin çayımıza zararı nedir?

“Kesinlikle çay bahçesinin içerisindeki çalıları yakmamalıyız. Yaktığımız zaman topraktaki canlıları öldürüyoruz. İçerisindeki yaprakları ya da organik maddeleri çürüterek onların gübre oluşumunu sağlayan mikro-biyolojik faaliyetleri öldürüyoruz. Toprak fakirleşiyor. Bu işlem asla tercih edilmeyen ve kesinlikle yapmamız gereken bir şey. Aynı zamanda da orman yangınlarına da sebebiyet vermekte”

Vatandaşımız çimeni budadığı yere kazıp çimeni gömüyor, o sizce uygun mu?

“Onu yeşil gübre olarak değerlendirebiliriz. Zaten yeşil gübredeki amaç, yeşil aksanları toprağa karıştırılmasıdır. Doğru bir yöntemdir. Mısır parçaları olabilir, yaprak parçaları olabilir. Bunlar toprağa organik besin kazandırır. Toprağın yapısını düzeltir. Bunların yapılması lazım”

Önceden özellikle köylerde gübre yerine kül kullanıyorlardı. Kül çay gübresi olarak kullanılabilir mi?

“Kül genelde potasyum içeren bir materyal olarak düşünülür. Külü gübre olarak düşünemeyiz. Odun külü dediğimiz potasyumda kısmen fosfor. Çayda potasyum ve Fosfora ihtiyaç duyulmaz. Çay için gerekli bire gübre olduğunu söyleyemeyiz. Patates üretiminde, fasulye üretiminde bunu uygulayabiliriz. Çünkü onlar potasyum isteyen bitkilerdir. Çünkü fasulye çiçeklenme ihtiyacını duyar. Dolayısıyla eskilerimiz, orada potasyum olduğunu keşfetmişlerdir. Ondan dolayı çiçek açmasına faydalıdır”

ÇAYKUR çayda çay tarlalarının süresini doldurduğunu ve yenilenmesi gerektiğini söyledi. Şu anda var olan çayımızı kopardığımız zaman içinde kökü kalıyor. Bunu söktüğümüz yerden nasıl temizleyeceğiz?

“Bizim çaylıklarımız tohumla üretildiği için bir bahçenin içerisinde çok çeşitli varyasyonlar var. Yani çay tipleri çok değişiktir. İçerisinde kırmızı çay bulursunuz, beyaza yakın çay bulursunuz, çok erkenci, çok geççi çay bulursunuz. Burada esas amaç şudur; üstün verimli klonlar tespit edilip seleksiyona uğratıldıktan sonra onlardan çelik yaparak üretimini sağlamak. Siz gönüllülük esasıyla bir dönüm ya da iki dönüm arazinizi ve arazinizin bir bölümünü mevcut çaylıkları söküp onların yerine çelikle üretip böylece dekara verimden daha fazla faydalanmak için bu yapılabilir. Köklerin kalması konusunda pek bir şey söyleyemeyeceğim ama kalmamasına özen göstermek gerekir”

Sayın Pertek Rize’de son yılarda kivi yetiştiriciliği de ön plana çıktı. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz, kivi yetiştiriciliği ne aşamada?

“Şu anda Rize’de kivi yetiştiriciliği bir marka oldu. Gerçekten Rize kivisi diye bir marka oluştu. Şu anda tahmini olarak söylüyorum, Ziraat Odasının rakamlarına göre 5 bin ton civarında kivi üretildiğidir. Kivi beli bir orana kadar yapılabilsin. ”

Bazı kişiler kiviyi çaya alternatif olarak görüyorlar, bu sizce doğru mu?

“Kivi ürününü çaya alternatif diyemeyiz. Çaya alternatif dersek kendi kendimizi inkar etmiş oluruz. Biz mikro klima olarak iyi bir çay bölgesiyiz. Bu bulunmayan bir nimet. Çünkü Japonya’da da çay yetiştiriliyor, Srilanka dada çay yetiştiriliyor ama içerisinde parazit yaşamadan üretilen tek yer bölgemiz. Doğu Karadeniz bölgesinin özellikle Rize, Trabzon ve Artvin’deki Hopa’ya kadar olan bölge. Şu anda dünyada çayda kimyasal olmayan tek ülkeyiz. Bu bizim için büyük bir nimettir ve bizim geleceğimiz çaydadır. . Ama çay alanlarının belli bir yeri sabit tutulması gerekir. Stabilize edilmesi gerekiyor. Stabilize edilemezse sıkıntılar oluşabilir”

Editör: HABER MERKEZİ