Türkiye’de soy araştırmaları ucuzlamaya başladı. Yok, parasal odaklı değil bu; zihniyeti kastediyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili çalışmalar bunun iyi bir örneği mesela. Hakkında yazılan bazı kitaplar kaynak göstermediği gibi kaynak olabilmekten de uzak duruyor çünkü.

Buna rağmen Türkiye’de sabır ve inatla belgeye dayalı, tarihe mal olacak eserler ortaya koyanlar da yok değil. Muhammet Safi de bunlardan biri. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı Safi, Rize’nin 150 yıl önceki öşür kayıtlarını Rize Tahrir-i Öşür Envanteri adıyla ve orijinal metinleriyle ortaya koydu.

Öşür, bilindiği gibi toprak mahsullerinden ödenen vergiye deniyor. Envanter, 1850 yılında Rize ve mahallinde kimlerin öşür verdiğine dair kayıtları içeriyor. Dolayısıyla kitap, 1850 yılında bölgede yaşayanlara dair bir kayıt niteliği taşıyor. Belgelerin geneli incelendiğinde defterde 1682 sülale hakkında kayda rastlıyoruz. Rize’de o tarihlerdeki gayrimüslim hane veya kişi sayısı da sadece 76.

Rize; siyaset, iş ve sanat âlemine pek çok isim kazandırmış. Mesut Yılmaz ve Recep Tayyip Erdoğan gibi iki de başbakan çıkarmış. Safi’nin yaptığı çalışma bu açıdan da ehemmiyet kazanıyor. Zira Tayyip Erdoğan, 1954 yılında İstanbul Kasımpaşa’da dünyaya gelmiş olsa da aile kökeni Rizeli. Kitapta Erdoğan’la ilgili az da olsa yer alan bilgiler, başbakanın, bazı kitaplarda iddia edildiği gibi karışık bir kökenden ziyade Türk kökenine işaret ediyor.

Rize’de de Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi yerleşim yerlerinin hemen hepsi cumhuriyetten sonra yeniden adlandırılmış. Erdoğan’ın köyünün eski ismi Pulihoz; bugün Dumankaya olarak biliniyor.

Kitaptaki bilgilere göre Başbakan Erdoğan, Bakatoğlu sülalesinden. 1831 nüfus kayıtlarından yola çıkarak ailenin önde gelen isimleri dikkatle incelendiğinde Bakatoğlu sülalesinin 1760-70’lere kadar dayanan Rizeli bir aile olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Muhammet Safi, kitapta, Bakatoğlu sülalesiyle ilgili şu bilgileri de veriyor: “Bu ailenin 1600’lerden beri burada yaşayan sair aileler gibi yerli, yerleşik, köklü, Müslüman ve Türk bir aile olduğunun aksini söyleyecek hiçbir belge ve kayıt yoktur.” Safi, Bakatoğlu sülalesi hakkında, 1882 tarihli Rize Tapu Sicillerinde mal bilgileri ve ailenin diğer mensuplarının adlarının da bulunduğu bilgisini aktarıyor. Bakatoğlu sülalesi, 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu ile Erdoğan soyadını tercih etmiş.

Çalışmada adı geçen sülalelerin torunlarından birçoğu bugün Türkiye’de tanınmış kişiler olarak biliniyor. Buna rağmen 1853 tarihli bir belgede adları eşkıya olarak yer alan sülaleler de mevcut.
 





TARİHİ DEĞİŞTİRECEK İKİ AİLE…

Safi’nin, 1992’den beri üzerinde çalıştığı ve Osmanlı Belgelerinde Rize projesinin birinci basamağı olan çalışmada ilginç başka veriler de var. Muhammet Safi, defterde kayıtlı aile isimlerinden özellikle ikisinin tarihî açıdan üzerinde araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor. Bunlar Kaşka ve İskit aile adlarıdır. Kaşkalar, akınları ile Hitit Devleti’nin yıkılmasına sebep olan ve Karadeniz bölgesinde oturan dağınık, aşiretler halinde yaşayan bir halkın adıdır. İskitler ise Kimmerleri kovarak Karadeniz’in kuzeyindeki steplere yerleşen ve Kimmerleri kovalamaya devam ederek Anadolu’ya girip Ortadoğu’ya inen bir kısmı Türk dilli bir halktır. Safi, burada şu tespiti yapıyor: Bu isimlerin 1850 tarihinde bölgede aile adı olarak bulunması, tarihçilerin mevcut açıklamalarını değiştirecek mahiyettedir.”

Yayıncılık tarihinin belki de en uzun ithafına sahip Rize Tahrir-i Öşür Envanteri, hem boyutu, hem arka kapağının Osmanlıca basılması hem de Şenay Bostancı’nın, bir çay filizini dünyada ilk defa ebru sanatına uygulaması ile de öne çıkıyor.


İRTİBAT:

Ekşioğlu Hukuk Bürosu

0216 474 50 00


Dinamik Tanıtım

0212 512 02 95

Editör: HABER MERKEZİ