Önce, “Türban kamuda da serbest olmalı”  diyen Konya Milletvekili Mehmet Tuna hakkında inceleme başlatılıyor.
Ardından, “Türbanlı Belediye Başkanı da olmalı”  diyen Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın ifadesine başvuruluyor..
Derken sırayı  “Adım adım gideceğiz”  diyen Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin alıyor.
Ve son olarak dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Meclis’de Partisinin Grup toplantısında adeta senet imzalarcasına teminat veriyor:
- “AKP iktidarı laikliğin teminatıdır.”
Peki ne oldu ya da oluyor da AKP, her şeyi ile kendisi olan üç mensubuna sorgulamalar yapıyor?
Ne oldu da laikliğe nasıl baktığı sır olmayan Başbakan birdenbire adeta laikçi kesiliyor?
Olan şudur:
AKP paniktedir.
Neden mi?
Her an kapatılma davasının açılabilme ihtimalinden...
Geçen gün de yazdık.
Böyle bir şey imkansız değildir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı böyle bir davayı açarsa kim ne yapabilir?
Abdullah Gül Bey, Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıktı kim ne yapabildi.
O başka, bu başka demeyin,Yargıtay Başsavcısının dayanağı da en azından şeklî olarak hukukî, yani meşru olacak.
Peki böyle bir dava açılırsa ne mi olur?
Bugün korkusundan AKP’ye diz çökenler, ayaklanabilir!
Saklananlar, gizlenenler bir bir açığa çıkabilir!
Olmaz demeyin, açılacak bir kapatma davasının en azından yarı yarıya kapatılma demek olacağını herkes görüyor?
Hatırlayın 367 sayısı için de olmaz,o lamaz dendi ama Büyük Mahkeme’nin kararı ortada.
Dolayısı ile davanın açılması AKP’yi tahmin edilenin ötesinde sarsacaktır.
İşte bunun içindir ki AKP, komisyon üyesi bile olan, Tayyip Erdoğan’a en yakın isim Hüsnü Tuna hakkında bile acil koduyla inceleme başlatıyor.
İşte bunun içindir ki AKP’nin Kadın Kolları Başkanı olan Milletvekili Fatma Şahin bile ikaz ediliyor.
İşte bunun için Isparta Belediye Başkanı Balaman, muhtemelen partiden ihraç edilecektir.
İşte bunun için Tayyip Erdoğan, dün hemen kürsüye fırlayıp laiklik yeminlerini eder tarzda konuşuyor.
Bazıları tam olarak farkında değil ama AKP’nin son tasarrrufları hassas merkezlerde rejimin elden gitmesi gibi algılanıyor.
Dahası bu algılama, Gül’ün Çankaya’ya çıkarılmasından, büroksideki malum kadrolaşmalar ve diğer benzer tutumlar sonrasında müthiş bir tepkiye ve de enerjiye dönüşmüş durumda.
Ankara’da söylenen bu birikimin bir noktadan sonra patlayacağıdır.
Patlama bulunulan süreçte ihtilal yani müdahale biçiminde olamayacağına göre yapılan tahmin, sorunun silahsız güçler tarafından çözülmesi şeklinde olabilir.
Silahsız güçlerden kasıt da yargıdır.
Yargının açacağı kapatma davası da o kesime göre çözümü getirebilir.
Dolayısı ile AKP’de zuhur eden kapatılma sendromunun boşuna bir telaş olmadığı, tersine beklenen bir gelişme olduğu ortadadır.
Dün dinlediğime göre yapılan Ergenekon Operasyonun gerçek amacı da, iddiaya göre, muhtelif merkezlere, bak biz herkesi dinliyoruz, herkesin özel sırlarını biliyoruz, adımınızı dikkatlı atın. Üstümüze gelirseniz, biz de karşılığını veririz mesajını vermek içinmiş. (Öyle olmasaydı yargılaması henüz başlayan bir dava için koca bir Başbakan örtülü olsa da müdahil olur muydu?)
Evet Ankara’nın öbür yakasında acaip gelişmeler var.. Bunun delili de AKP’deki paniktir.. Son bir şey; bizim bütün bunları yazmamız bir arzu ya da özlem değil, tespittir. Yoksa bu satırların yazarına göre elbette ki en kötü sivil yönetim en iyi militarist yönetimden yüz kere daha
ehvendir.

Editör: HABER MERKEZİ