Nursel Tozkoparan'ın röportajı

Cihan Kahveci, 1993 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Maliye Eski Bakanı Prof. Dr. Adnan Kahveci ve göz doktoru Füsun Kahvecinin üçüncü ve en küçük oğlu. 

3 Temmuz 1983’te İstanbul Kadıköy’de dünyaya geldi Cihan. . 10 yaşında iken anne, baba ve kız kardeşini kaybetti. Aileden geriye ağabeyi Mehmet Bozkurt Kahveci kaldı.

İlk, orta ve liseyi İSTEK Vakfı Özel Acıbadem Lisesinde tamamladıktan sonra Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesini başarıyla tamamladı. 2009’ yılında hayatını üniversitede tanıştığı Mimar Pınar Kahveci ile birleştirdi.

Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı olarak aktif siyasete girdi Cihan Kahveci. Bilgi ekonomisi, vergi sistemi, sanayi ve işsizlikle ilgili pek çok rapor ve projesi bulunuyor… 
Cihan Kahveci veya ağabeyi Mehmet Kahveci ile uzun süredir röportaj yapmayı düşünüyordum. 

Özellikle Cihan hep aklımın bir ucundaydı. O elim kazadan sadece onun kurtulması belki de beni çok etkilemişti. Defalarca teşebbüste bulundum ama ulaşamadım her iki kardeşe de…

Milletvekili adaylığını duyunca tekrar şansımı denedim…
Kazadan bugüne kadar geçen süreci, adaylığını, neden MHP’yi tercih ettiğini ve projelerini konuştuk…

Cihan Bey, Nursel Hanım diye başladığımız sohbete Cihan kardeşim, Nursel Abla ile bitirdik.

kullan
SÖMÜRÜNÜN EN ÇOK OLDUĞU MESLEK MEDYA

- Hiç basın sektöründe çalıştınız mı?
- Tabi Kanal D’de haberde çalıştım. Muhabirlik yaptım prodüktörlük yaptım, bir dergide yazı yazıyordum. Zamanında medyanın bazı aşamalarından geçtim. 

- Medyada çalıştınız ama meslek olarak tercih etmediniz. Neden?
- Sömürünün en çok olduğu meslek medya bence. Orada gerçekten çok başarılı gençler vardı ama çok düşük bir ücrete neredeyse 20 saat çalışıyorlardı. Bunların çoğu öğrenciydi veya yeni mezundu. O yüzden medyadan farklı bir şeyler yapmayı tercih ettim. 

- Yani medya sektörünü sevmediniz…
- Hayır sevmedim. İnsan sömürüsünün en çok olduğu yer. Dolayısıyla işletme alanında kariyer yapmayı tercih ettim. 

- KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ İÇİMDE HEP SİYASET VARDI

- Peki, siyaset düşündüğünüz bir şey miydi? Medyada çalışırken aklınızda siyaset var mıydı?
- Küçüklükten beri içimde hep siyaset vardı. 2006 yılında beş sene sonra siyasete gireceğim diye karar almıştım. Bu şekilde bir plan yapmıştım. 

- Bu sene aday olmaya nasıl karar verdiniz?
- Bütün liderleri takip ettim, bir kısmı ile görüştüm en çok sempati duyduğum Milliyetçi Hareket Partisi oldu. 

- Tayyip Erdoğan ile bir görüşmeniz oldu mu?
- AKP kurulduğundan beri bana teklif sundular. Ancak kendime yakın hissetmediğimi söyledim. Yani Sayın Erdoğan ile değil ama daha alt kademelerle birkaç kez öyle bir görüşme ve diyalog oldu. Sayın Erdoğan ile birçok platformda karşılaştık, görüştük ama bu konu ile ilgili değil. 

Yani AK Parti teşkilatından sana teklif geldi ama sen uygun görmedin?
- Evet. Birkaç kez geldi ama kendimi yakın hissetmediğim için katılmadım. 

- Peki, Ak Parti’ye kendini yakın görmemenin nedeni nedir? 
- İlk kurulduğu andan itibaren temel düşünce taşlarında kendimle uyuşmayan bazı eksiklikler gördüm. Bundan dolayı katılmayı tercih etmedim. 

- Düşünce yapısından kastın nedir? 
- Gerçekten iyi icraatları var haklarını yemeyelim ama dürüst ve temiz siyaset yaptıklarına inanmıyorum.

 

KÜRT MESELESİ İLE İLGİLİ RAHMETLİ BABAM DA RAPOR YAZMIŞTI

 

- Kastettiğin yolsuzluklar mı, Kürt açılımı mı? Nedir? 
- Yani hem yolsuzluklardan hem düşünce yapı taşlarındaki uyuşmazlıklar diye nitelendiriyorum. Kürt meselesi ile ilgili rahmetli babam da bir rapor yazmıştı. Günümüzle de çok iniltili ama o uygulamalar için çok geç kalındı. Onları babam 20 sene önce önermişti. Şimdi olay artık daha farklı bir boyutta. Bence zaten Kürt sorunu diye bir sorun da yok.

 

KÜRTLER SİLAH VE UYUŞTURUCU LOBİLERİ TARAFINDAN KULLANILIYOR

 

- Neden?
- Kürtler silah lobileri ve uyuşturucu lobileri tarafından kullanılıyor. Benim fikrim bu. Yoksa hiçbir vatandaşımızın arasında sorun yok hepsi birlikte çalışıyorlar, aynı yerde, aynı ortamda, aynı durakta, hepsi bir birinden kız alıp veriyorlar. İşte benim rahmetli annem Malatya Arapgir’liydi. Annem Araptı, Kürt değildi ama orada Kürtler vardı onlara gidip geliyorduk. Ben hatırlıyorum onlar peynir üreten bal satan insanlardı biz de onlardan alışveriş yapardık. Hiçbir sorun da yoktu. Hala da öyle inanın. Ama işte halkın çok az bir kısmı bu lobiler tarafından kullanılıyor. Sanal bir sorun bu aslında, bence böyle bir sorun yok.

 

 

- Peki, neden MHP? MHP de sizi etkileyen ne oldu?
- Özellikle şundan çok etkilendim; bu dönemde genel başkanımız Devlet Bahçeli insanları birbirine düşürmemek için elinden geleni yaptı. Ülkü ocaklarına çeki düzen verdi. Bir de insanların sokağa dökülüp birbirleriyle çatışmasını engelledi. Bunu bizzat kendisi yaptığı için büyük bir siyasi olgunluk gösterdi bence. Eğer bu olsaydı o kriz bizi teğet geçti diyorlar ya zaten teğet geçmedi ama paramparça ederdi. Yatırım yapan yatırımcı bir anda bütün sermayeyi çekerdi sonra döviz fırlardı, benzin zaten fırlamış vaziyette daha da fırlardı. Ülkede büyük bir kaos olurdu. O yüzden bu siyasi olgunluk beni çok etkiledi açıkçası.

 

 

- Babanızın(Adnan Kahveci) Kürtler ile ilgili bir rapor hazırladığını söylediniz. O rapordaki babanızın önerileriyle şu anki uygulamaların bir benzerliği var mı? 
- Rapor günümüzle çok ilintili. Yani bu konunun üzerine kesinlikle gidilmesine, enflasyondan bile çok önemli bir sorun olduğuna ki o zamanlarda enflasyon yüzde 70- yüzde 80’lerde. Türkiye’deki siyaseti kilitleyecek bir şey olduğunu söylüyor babam. Bir takım öneriler getiriyor. Bunun esas nedeni orada iş kollarının olmaması. Bir takım durum tespiti ve önerileri var ve günümüzle de çok iniltili. Ama tabi bunu dediği tarih 20 sene önceydi. Şu anda bazı şeyler çok boyut değiştirmiş durumda. Rahmetli babam birebir halkla ilgilenirdi. Kendi gidip bizzat halkla da oradaki yöneticilerle birebir görüşüp taleplerini alırdı ve istediklerini yapmaya çalışırdı. Ben de hatırlıyorum.

 

KAZAYI ÇOK İYİ HATIRLIYORUM

 

- Ben de tam bunu soracaktım size. Babanız rahmetli olduğunda 10 yaşındaydınız. Hatırlıyor musunuz babanızı?
- Tabi tabi çok iyi hatırlıyorum. Nasıl çalıştığını, çalışma tarzının nasıl olduğunu, yaklaşım tarzlarını oldukça çok iyi hatırlıyorum. Evde genelde bilimden, siyasetten konuşuluyordu zaten sürekli. 

- Peki, kazayı hatırlıyor musunuz? 
- Tabi hatırlıyorum. Babamın görevi gereği Ankara-İstanbul arası çok seyahat ediyorduk. Bir gün yine Ankara’dan İstanbul’a doğru yola çıktık. Çok sisli bir gündü. O bölgede zaten hep sis olur. Sabaha karşı yolculuk yapmayı seviyordu rahmetli babam. Yolda bir aksilik oldu. Bir işçiye yolu sorduk. Yönümüzü değiştirdik. Ondan sonra yeni bir yola girdik. Ve kısa bir süre sonra kaza gerçekleşti. Kamuoyu pek kaza olduğuna inanmadı. Biz de tabi kazadır veya değildir diyemeyiz. Sonuçta devleti ilgilendiren bir mesele.

 

- DEVLETE KAZA İLE İLGİLİ KIRGINLIĞIMIZ VAR

 

- Kaza ile ilgili tekrar bir dava açmayı düşünüyor musunuz? 
- Tabi davalar kapandı. Aslında devlete bu konuda da kırgınlığımız var. 

- Neden?
- Şöyle; Bizim ülkemizde bolca müteahhit vardır biliyorsunuz. Her şeyi de yapabilecek güçteyiz ama bizim hala bütün otoyol ihalelerimizi Astaldi alır. O kazada Astaldi’nin projeden sorumlu mühendisi Venezüella’ya tayin edildi. Venezuella ile suçluların iadesi ile ilgili anlaşma yok. Öyle kaçtı gitti ve konu kapandı. Hala bütün ihaleleri de Astaldi alır. Bu konuda bir vefasızlık olduğunu düşünüyorum. Yani o Astaldi ile ilgili soru işareti var benim kafamda.

 

- KAÇAN MÜHENDİSİN TÜRKİYE’YE GETİRİLİP YARGILANMASINI SAĞLIYACAM

 

- Peki, bu konuyu tekrar araştırmayı düşünüyor musunuz?
- Evet onun peşine düşeceğim.. Eğer kariyerimde beklediğim yere gelebilirsem Astaldi’ye bizzat kendim soracağım. O kaçan mühendisin de Türkiye’ye getirilip yargılanmasını sağlayacağım. 

- Peki kazadan sonra ki süreci anlatır mısınız? Nerede, kimlerle yaşadınız?
- Teyzem ve dayım Fulya Bekpınar ve Ali Bekpınar sağ olsun beni yanlarına aldılar. Bir müddet İstanbul Kartal’da teyzemin yanında sonra da aşağı katta hemen kendi dairemde yaşamımı sürdürdüm, eğitimime devam ettim. Teyzem ilgilendi bizimle. Teyzem de bekar yaşayan bir insan evlenmedi. Abim de bize yakın oturuyor Kartal’da. 

VEFASIZLIĞIN TRAVMASINI HERKES KOLAY ATLATAMAZ

- O dönemde devlet sizinle ilgilendi mi?
- Yok. Orada zaten müthiş bir vefasızlık oldu. Bir elin parmaklarını geçmedi bizi arayıp soran insan sayısı. Işın Çelebi sağ olsun büyük vefa örneği gösterdi hala bir derdimiz olsa yardım etmeye çalışır, koşar. Onun dışında kimse aklıma gelmiyor. Rahmetli Erhan Göksel çok ilgilendi. O bakan değildi ama babamın çok yakın dostuydu.

- Kırgın mısınız?
- Yok, kimseye kırgın değilim. Böyle olacağını ben zaten çocuk yaşta anlamıştım. Kırgınlık hiçbir zaman olmadı o yüzden. Ama onun travmasını da herkes kolay atlatamaz onu da söyleyeyim. 

Şu anda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? 
- Şu anda gayet iyiyim. İstediğim şekilde eğitimimi tamamladım. Yüksek lisanslarımı yaptım. Gayet iyiyim bir sıkıntım yok.

 

HEDEFİM KAHVECİ USULU SİYASET YAPMAK

 

- Şimdi artık meclise girmeye adaysınız. Ülke için yapmak istediğiniz ön önemli şey nedir?
Şimdi şöyle bir yargı var bu siyasete girmek çok para isteyen bir iş. Tabi bu kadar para harcayınca da herkes karşılığını almaya bakıyor işin gerçeği. Böyle bir sistem var şu anda. Benim göstermek istediğim şey ılımlı ve olumlu şekilde çok aktif ve üretken bir şekilde Kahveci usulü, Kahveci geleneğinde siyaseti sürdürmek. Çok fazla üreterek, çalışarak, kimse ile polemiğe girmeyerek temiz bir siyaset yapmak hedefim. Bunun yanında kendi projelerim var. 

- Nedir sizin projeleriniz?
- Pilot sanayi kentleri kurmak bunlardan bir tanesi. Vergi  sistemi ile ilgili var. Birkaç konuda da babamın yarım kalan projeleri var bunları tamamlamak. Bunlar dünyada da uygulanmayan dâhiyane buluşlar. Bunları uygulamak istiyorum bu ülkeye faydalı olmak istiyorum. 

- Peki, adaylık teklifi size MHP’den gelmedi değil mi?
- Evet, ben kendim gittim aday oldum. Devlet Bahçeli ile de tanışıklığım yok. Yani icazet almadım. 

- Sıralamadaki yerinizden memnun musunuz?
- Tabi ki memnunum. Bu yaşta iyi bir sıra o konuda da teşekkür ediyorum. 

- Bu projelerinizi paylaştınız mı MHP yöneticileriyle?
- Medyada yer aldı, televizyonda canlı yayında söyledim. Tabi ki herkes ile paylaşıyorum. MHP ile de paylaşıyorum ama Devlet Bahçeli ile görüşemedik. Daha alt kademedeki insanlarla paylaştım. 

- Bu arada abiniz Mehmet Kahveci ne yapıyor?
- Abim siyasetten uzak, küçük bir işletmesi var onunla meşgul oluyor. Hayatından memnun. 

- O siyasetle ilgilemiyor ama siz babanızın yolundan ilerleyeceksiniz galiba...
- İnşallah.

 

Haber 7

Editör: HABER MERKEZİ